629 adımlık şehir olmasından kaynaklanıyor olsa gerek…

Sorunların harman olduğu illerin başında gelir Zonguldak…

Sorunların harman olduğu yani, sorunların üst üste yığıldığı…

Seçilmiş ve atanmışların ise adeta görmezden geldiği yığınlar…

Sivil toplum örgütlerinin, tabela derneklerine dönüştüğü bir ortam da, bundan başkasını beklemekte hayal olmaz mı?

Yıllardır trafik keşmekeşinden bahsedip, yegâne cadde Gazipaşa’ya iki tane üst geçit yapamayan şehir…

Yıllardır kaçak yapı cenneti payesini başka ile kaptırmayan şehir…

Elli senedir bir Zonguldak- Ereğli yolunu bitirtemeyen şehir…

Son beş yıl da yükselen Bonzai kullanımına çözüm bulamayan şehir…

Kıyı- kenar yağmacılığına dur diyemeyen…

Kaldırım işgallerine, seyyar dayatmalarına ses çıkartamayan şehir…

Say sayabildiğin kadar…

Bu gün önüne gelen yeni bir soruna daha ses çıkartamayacaktır yine…

Sorunun adı, metruk yani riskli yapılar…

Terk edilmiş, kullanılmayan ve yıkılmaya yüz tutmuş b.u binalar görüntü kirliliği ötesinde tehlike saçıyor…

Birçok kötü alışkanlıklara davetiye çıkartıyorlar… İçki, fuhuş gibi… Can ve mal tehlikesinin ötesinde, gençlerin önüne konmuş tahrik edici, tehdit edici bir görünmeyen tuzak gibi…

Aslında gizli- saklısı da yok bu binaların…

Birçoğu devletin haşmetli elini görmüş. Yaftalanmışlar bellerinden. ‘Dikkat tehlike arz ediyor diye tabela bile takılmışlar.

Buna göz göre lades denmez de ne denir yani?

Bir yandan uyuşturucu ve fuhuş’a önlem alınmalı alıyoruz gibi laf ve lakırdılar edeceksiniz, diğer yandan bu metruk içinde ne tür ‘tezek’ yendiğini bile bile görmezden geleceksiniz!

Efendim, bu tür binaları kanunen yıkmak gerek olsa bile…

Kanunen yıkmak şart olsa bile…

Maliyet hesabı olduğundan yıkılamıyormuş!!!

Festival yapmak, oy kazanmak için gıda torbası dağıtmak için esnafa salma yapan belediyelerimiz, bu binaları yıkmak için bir fon oluşturup, hayırsever esnaf ve vatandaşı davet edemiyor mu yani?

Özel idare bütçesinden bu fona destek sağlanamıyor mu yani?

Lafa geldi mi, şehri ve gençleri çok sevdiklerini salya- sümük anlatan tabela kuruluşları, sendikalar bu konuda destek sağlayamazlar mı yani?

‘Yani’lerin ne dibi biter ne başı!

Ancak, adı Zonguldak olunca…

Lafa geldi mi Cumhuriyetin ilk vilayeti edebiyatı yapanlar…

Sağcılık-solculuk ve yağcılık konusunda uzman geçinenler…

Keyiflerinin kaçmasından korktukları için bu konuları görmezden gelmeyi ‘seçilmiş ve atanmışlığın nişanesi’ olarak görmeyi yeğlerler.

Uzun lafın kısası…

İşte bu sorunlar yıllardır birike birike, Zonguldak’ın bir adı da ‘629 Adımlık Şehir’ olmuştur.

Sorunlar birike birike, Zonguldak sorunların harman olduğu il olmuştur.

İşin kolayı var…

Lafa geldi mi ‘falanca ne yaptı ki’ deme kolaylığı ve dalaveresi ileri çıkartılır.

‘Ben ne yaptım’ özeleştirisinden kaçılır.

Bu şehre yeni bir şey yapmak hizmet değil bence…

Hizmet’in dik alası, mevcut sorunlardan birini yok etmektir.

Adamlık budur…

Anlatabiliyor muyum!