|
|||
![]() |
AZ ÇORBA, BİR BARDAK SU | ||
Nebahattin YILMAZ | |||
Dağı taşı altın, toprağı bereketli, suları berraktır güzel yurdumun. Denizi, ormanı, yeşili bir başkadır benim memleketimin. Bakir kalmış yerüstü ve yer altı değerleriyle kucak açmış bekliyor. Gün ışığına çıkmak, yeni yaşam alanları yaratmak istiyor. “Bu görev kime düşüyor?” diye sorarsanız söylemeye gerek var mı? Elbette, üzerinde yaşayan insanlarımız adına devlet görevlilerinedir. Bir toplumun ulus olmasında coğrafya özelliklerinin ve kültür değerlerinin çok önemli yer tuttuğunu çok iyi biliriz. Bu değerlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak görevimiz olduğu kadar bize verdiği nimetleri karşı vefa borcumuzdur. Zonguldak İli yerelinde oldukça olumlu çalışmalar yapıldığını söyleyebiliriz. Sayın Vali Ahmet Çınar’ın kamuoyu ile paylaştığı kültür ve turizmle ilgili 15 proje hayata geçtiğinde yöre insanlarımız adına güzel şeylerin olacağını, dinamik bir yaşam gelişeceğini söyleyebiliriz. İl Özel İdaresi bu alanda önemli kararlar almış, ödenekler ayırmıştır. Ne yazık ki, çalışmalar karınca hızıyla ilerlemektedir. Projelerin ehil kişilerce yürütülmesini, doğa ve kültür değerlerimize zarar verilmemesini belirten Sayın Vali’ye katılmamak elde değildir. Üzülerek belirtmeliyim ki, projelerin hayata geçirilmesini üstlenmeye çalışanların rantı ön planda tuttukları aşikârdır. Yanlış bilgilendirmeyi asla kabul etmeyen valimizin projeleri yakından takip edeceğinden hiç kuşkumuz yoktur. Güzel yurdum için yapılanların değeri ne harcanan para ile ne de başka bir şeyle ölçülebilir. Ancak, güzel yurdum kadar üzerinde yaşayan güzel insanlarımız için de bir şeyler yapmak gerekmektedir. Yapılan yatırımların aynı zamanda insanlarımızın geleceği için olduğunda aynı düşüncedeyiz. Gelecek için yapılanlara eyvallah ama kısa vadede neler yapıyoruz diye kendimizi sorgulamamız gerekmektedir. Son 2-3 yıl içinde ilimizde açılan adım başı çorbacı dükkânlarına dikkat çekmek istiyorum. Belki sizlere yaşamın olağan akışlarından biri gibi gelebilir. Asgari ücretlinin, dar gelirlinin, küçük esnafın gittiği çorbacı dükkânlarında ekmek sepetlerine hiç dikkat ettiniz mi? Taze ekmek bulabilene helal olsun. Çorbacılarımızı eleştirmek gibi bir niyetim yok. Farkında olmadan onların sorunlarını da dillendirmiş olurum. Her şeyin pahalanması sonucu bir tas çorba bile 8-12 liraya fırladı. Biraz ironi olacak ama Türk milletinde çare tükenmez. Az çorba söylersin, yiyebildiğin kadar ekmek yersin, masa üzerinde duran sürahiden bir bardak şebeke suyu içti mi karnın doydu demektir. Tabi ki, olan çorbacıya oluyor. Az çorba parasından çok ekmek yenirse sepetler bayat ekmekle doldurulur. Fazla kötümser bir tablo çizdiğimi sanmıyorum. Halep oradaysa Zonguldak burada, gidip görün. Ah ile, vah ile zaman kaybetmenin faydası yok. Yapılması gereken için de Antalya canlı örnektir. Yılın dört mevsimi turizm cenneti olan bu kentimiz sebze ve meyve bakımından kendilerini beslediği gibi yurdun her köşesine uzanmaktadır. Her geçen gün köylerimizin boşalıyor olması başlı başına bir tez konusudur. Atıl durumda bulunan tarım alanları değerlendirilmelidir. Tarımın ve hayvancılığın geliştirilmesi için öneriler içeren birçok yazılar yazdım, açıklamalar yaptım. Sesimi ya duyan olmadı ya da işlerine gelmedikleri için kulak ardı edildi. Güzel yurdumun güzel insanlarının “az çorba, bol ekmek” mantığından kurtulduğu günleri özlemle beklemekteyim. Sevgi size, saygı size, selam size GÜZEL İNSANLAR.
|
|||
Etiketler: AZ, ÇORBA,, BİR, BARDAK, SU, |
|