|
|||
![]() |
Belki de; anneni özledin?... | ||
Neslihan YÜKSEL | |||
Şu hayat gailesinde; kimimiz kırgın, kimimiz suskun, pek azı neşeli, kimi suskun. Aynı hataları tekrar yapmaktan yorgun, bıkkın kimimiz. Dört elle , son sürat girdiği yarışta, ayağı burkulup yarış dışı kalmış kimi daha ilk parkurda, şaşkın. Her tedbiri aldığı halde, işinin ters gitmesinden muzdarip kimi, öfkeli. Hiç bir çaba sarf etmeden bir yerlere gelmiş kimi, şanslı, memnun. Bitmeyen öfke krizlerinde o kadar uğraşmasına rağmen kalesine gol yiyen kaleci gibi içli kimi, küskün. İnsanları aldatıp onlar üzerinden kazanmakta kimi, sömüren. İyi kalpli, insanlara inanmayı seçen her zaman kimi, erdemli. Çölde kutup ayısı görecek kadar şanssız kimi, bahtsız bedevi. Kimi öyle, kimi böyle. Hayat gibi içinde iyiler ve kötüler barındırır insan. Hesap hanesine artı veya eksi olarak yazdıran. Bazen; eşref zamanıdır, bazen,... Ben yaptım olmadı diye öfke krizlerine tutulurken, aslında her şartta küçüklüğündeki gibi onu sarıp sarmalayan anne sıcaklığı arayan. O kanatsız meleğin ellerini üstünden çektiğinden beri bocalayan, saçmalayan... Oysa; ne güzel şeysin annem. Öyle bir varlık ki; sen düştüğünde , onun dizleri kanayan. Her kusurunu bilmesine rağmen, mükelmelmişsin gibi hissettirip sarıp sarmalayan. Gerektiğinde evladı için hiç düşünmeden, canını adayan. Hepi topu bir et parçası iken; evladının tehlikede olduğunu gördüğünde devleşip koruyan. Her hareketini önceden tahmin edip tedbir alıp gözetip kollayan. Himayesinde iken, ihya edilmiş bir varlık gibi hissedip egosu tavan yapıp bulutlara ulaşan. O bulutlarda hissetme hazzını hayatı boyunca arayıp bulamayan... Aslında ne kadar da aciziz değil mi? Hayatta istediği her mevkiye gelmiş biri bile, annesi karşısında yine de çocuk. Onu, “Yine mi ince giyindin?” “Yemeklerini düzgün yemiyor musun? Süzülmüşsün!” diye azarlayabilecek tek kişi. Nasıl da kalın kabuğumuzdan çıkıp çocukluğumuza bürünürüz annemizi görünce. “O tabak bitecek!” diye peşimizde koşturduğu günlere döneriz. Annenin gözünde hiç büyümez çocukları... Hayata gelmemize sebep, limanımız, sığınamızdır annemiz. Ne mutlu anne şefkatinde, süper güçleri olan bir melekle büyüyenlere. Belki şimdi bizde, annemizin izinde bir anneyiz. Keşke hep yanımızda olsa annemiz. Koca bir çınar gibi hep gölgesinde, hep himayesinde olsak. Şefkatinde, sıcağında olsak;... İçine dönmek lazım, içine. Derine en derine. Oraya sormak lazım yola çıkarken, yol alırken veya alamazken. Anne şefkatinde ve himayesindeki haline. Ne oluyor? Niye olmuyor? Aradığımız tüm soruların cevabı bizde. Yaşıyorsa; koşup duasını almalı. Küçükken huzur bulduğun pamuktan kucağı hatırlayıp onu kucağına yatırmalı. Saçlarını okşamalı, öpmeli, koklamalı. Dualarını alıp ondan sonra yola koyulmalı. Yaşamıyorsa; (Keşke anneler ölümsüz olsa!) kabrine koşup üstüne kapanıp duyduğundan emin olup anlatıp anlatıp ağlamalı... Belki de; anneni özledin. Ondan belki tüm bu anlamlandıramadığın hislerin... Tüm annelere şükranla, minnetle. Sevgi ve saygılarımla; Instagram/tcneslihanyuksel Facebook/İçsel Algılar
|
|||
Etiketler: Belki, de;, anneni, özledin?..., |
|