Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Başkanlığı sorunu geçte olsa çözüldü.
Seçim öncesi boşalan başkanlık makamına Tüzük gereği vekalet eden örgütlerden sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hakkı Güney, il yönetim kurulu üyelerinin oylarıyla il Başkanı oldu.
İl Yönetimi içinde daha önce yapılan oylamada diğer aday Fırat Birkan ile Hakkı Güney’in oyları eşit çıkmıştı.
CHP Genel Başkanının, seçim sonrasında olağanüstü kurultay isteğine karşı çıkıp, bozulan moral ve motivasyonu değiştirebilmek için Merkez Yürütme Kurulu’nun bazı üyelerini değiştirmesi ne kadar heyecan yarattıysa Zonguldak’taki değişim de o kadar heyecan yaratacaktır.
***
Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomi ve siyaset gündemine ilişkin açıklamalarda bulunurken “Düyûn-u Umûmiye dönemine doğru gidiyoruz” dedi ve Cumhurbaşkanına 9 soru sordu. Önce sorulara bakalım;
“Soru 1: ‘Tarımı bitir, çiftçiyi borç batağına sürükle. Samandan mercimeğe bütün tarım ürünlerini ithal et’ diyen dış güçler miydi?
Soru 2: ‘Yandaşlarına Türkiye’nin en büyük ihalelerini dolar endeksli ver. Daha çok kazansınlar’ diyen dış güçler miydi?
Soru 3: ‘Yandaşlarına verdiğin ihalelere dolarla gelir garantisi ver’ diyen dış güçler miydi?
Soru 4: ‘Yandaşlarının sözleşme değeri 123 milyar dolar olan projelerine devleti kefil et’ diyen dış güçler miydi?
Soru 5: ‘Dövizle borçlanma imkanı olmayan şirketlerin dövizle borçlanmalarına izin ver’ diyen dış güçler miydi?
Soru 6 :’Türkiye’yi Londra’daki bir avuç tefeciye teslim et’ diyen dış güçler miydi?
Soru 7: ‘Merkez bankasına müdahale et. Bağımsız kurumların bağımsızlıklarını sonlandır. Her şeyi sen belirle’ diyen dış güçler miydi
Soru 8: ‘Borç alan emir alır diyordun’, memleketi bu hale getirmek için emir veren dış güçleri açıklayacak mısın?
Soru 9: Borç almak için Katar’ın kapısını çalmaya ve yalvarmaya başladın. Şimdi Katar’dan mı emir alacaksın?”
***
Evet her şey dış güçlerin bilgisi dâhilindeydi.
Düzgün işler yapacak olsalar o kadar parayı alabilirler miydi?
Yanlış işleri vatandaşa anlatmak muhalefetin görevi değil mi?
16 yıldır iktidarda nasıl kalıyorlar?
“Düyun-u Umumiye uyarısı ciddi bir uyarıdır ve memleket bu hale gelirse tek suçlu Hükümet değildir.
Merkez Bankası eski başkanı Mahfi Eğilmez 17 Ekim 2012 tarihli bir yazısında “Düyun-u Umumiye” yi anlatmış. Özetle şunları söylüyor.
“Osmanlı İmparatorluğu ilk dış borçlanmasını Kırım savaşına finansman bulabilmek için 1854 yılında yaptı. Bu yıldan 1874 yılına kadar geçen 20 yıllık sürede 15 ayrı dış borçlanma yapıldı ve toplamda 239 milyon lira borçlanıldı. Bu sürenin sonuna gelinirken Osmanlı İmparatorluğu alınan borçların anaparası bir yana faizlerini bile ödeyemez aşamaya geldi…
…1877 – 78 Osmanlı – Rus savaşıyla (93 harbi) birlikte imparatorluk dış borçlarının yanı sıra Galata bankerlerinden almış olduğu iç borçları da ödeyemeyeceğini açıklamak zorunda kaldı.
Moratoryum ilanının ertesinde Osmanlı İmparatorluğu alacaklılarıyla anlaşmaya gitti. Anlaşma son derecede ağır koşullar taşıyordu…
…Hükümet yabancı devletlerin baskılarına dayanamadı ve 20 Aralık 1881’de Düyun-u Umumiye İdaresi’ni kurdu. 1882 yılında çalışmaya başlayan Düyun-u Umumiye’nin idare meclisi biri İngiliz ve Hollandalı borç verenlerin, biri Fransız, biri Alman, biri Avusturyalı, biri İtalyan borç verenlerin, biri ayrıcalıklı tahvil sahiplerinin temsilcilerinden ve biri de Osmanlı tebasından olmak üzere 7 kişiden oluşuyordu…
…Kurtuluş savaşı sırasında Ankara hükümeti Düyun-u Umumiye İdaresinin topladığı bütün gelirlere el koydu. Lozan Antlaşmasıyla bu kurumun işleyişine son verildi. Osmanlı borçları Lozan’da imparatorluğu oluşturan ülkelere paylaştırıldı. En büyük pay Türkiye Cumhuriyeti’ne düştü. Türkiye, Osmanlı borçlarının geri ödenmesini ilk borcu aldığı 1854 yılından tam 100 yıl sonra 1954 yılında tamamladı. Osmanlı borçlarının tasfiyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin 30 yılına mal oldu.”
***
Bugünkü iktidarın çok sevdiği II. Abdülhamit 1876-1909 tarihleri arasında padişahlık yaptı.
Osmanlı toplamda 1854’den 1914’e kadar 42 borç anlaşması yaptı.
Sözcü yazarı tarihçi Sinan Meydan, II. Abdülhamit için şöyle diyor;
“Aslında operadan, tiyatrodan, klasik müzikten hoşlanan, borsa ve faizle zengin olan, içki fabrikaları kurulmasına izin veren ve sürekli öldürülme korkusu yaşayan gerçek II. Abdülhamit, bugün siyaseten kurgulanmak istenen II. Abdülhamit’e hiç benzemiyor.”
***
İktidarı ve muhalefetiyle bugün yaşadığımız dönem II. Abdülhamit dönemiyle çok örtüşüyor ve aynı hatalar yapılıyor.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un son kitabı “Osmanlıdan Cumhuriyete Güç Odaklarının Mücadelesi” bu dönemi en güzel özetleyen kitaplardan birisi.
Ve tabii ki büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sancılı yıllarda, okul yıllarından itibaren verdiği mücadele okunmalı.
|