|
|||
![]() |
Ey, Türk gençliği! | ||
Neslihan YÜKSEL | |||
19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramına sayılı günler kala;... Gençleri çok severim. Onların şen kahkahalarına, şakalaşmalarına, gruplar halinde seslerinin yüksek çıktığından habersiz, heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatmalarına, her şeyle dalga geçmelerine, hayatın karşısında dimdik durmalarına, bitmeyen enerjilerine hayranım. Gençlik gibisi yok, ne de olsa. Onlar bizim saf, temiz, masum, kirlenmemiş hallerimiz. Onlar bizim varlığımız, geleceğimiz. Ümidimiz, her şeyimiz!.. İsterim ki; gençlerin enerjisi ile dolsun tüm evler, sokaklar... Ama; ne yalan söyleyeyim, bazen de çok üzülüyorum. Görüyorum ki; bazı gençler daha şimdiden yerinden kalkmaktan aciz, bekliyor ki; içeceği bir bardak suyu veya yiyeceği bir kap yemeği biri getirse de, önüne koysa... Öyle gömmüş kendini akıllı telefonlara. Tüm enerjisini değişik yerlerde ve şekillerde öz çekimler yapıp, “Kaç like gelecek?” diye telefonun başında tüketmekte. İnternet kesilse, kıyametler kopartacak neredeyse. Sorsan yabancı sanatçıların hepsini tanır. Ama bizim sanatçılarımızın çoğunu bilmemekte. (Bu arada bilinçli, bilgili gençlerimizi tenzih ederim. Ama ben, her gencimizi öyle görmek isterim.) Bir programda izlemiştim. Türkiye’nin başkentini sordular. Daha bunu bilemeyen gençlerimiz var. “Türkiye’de kaç bölge var?” diye soruluyor, cevap veremiyor birçoğu. Maalesef gençler arasında böyle bir yabancı hayranlığı var. Ne acı ki; kendilerine onları örnek alıyorlar. Onlar gibi giyinip onlara benzemeye çalışıyorlar. Oysa ki; ne kadar güzel olduklarını bilmiyorlar. Onlara en çok gençliğin yakıştığının farkında değiller. İçlerindeki ışığın tüm karanlıkları aydınlatacak güçte olduğundan habersizler... Belki, bu bizim otoriter duruşumuzdandır. Aslında gençlerin seviyesine inmek gerek. Belki onlar gibi düşünüp öyle hissetmek gerek. Ulaşım araçlarında, “Büyüklerine niye yer vermedin?” diye azarlamadan, ya da bakışlarımızla onları yemeden önce, sırtındaki çantanın ne kadar olduğunu düşünmek gerek. Hatta, gülümsemek gerek onlara... Maalesef, bir çoğu da eğitim sistemi ile ilgili sorunlar aslında. Her şeyi almak için açık, hazır bekleyen beyinleri ile okula başlayan çocukların o körpe beyinleri ne ile doluyor? Hep söylerim. Öğretmenlik, çok kutsal bir meslektir. Rica ediyorum; bu kutsal mesleği yerine getirecek azmi, cesareti, donanımı, enerjisi olmayanlar sırf “Bir işim olsun, para kazanayım.” diye öğretmenlik yapmasınlar. Yine rica ediyorum; ey anneler ve babalar! Çocuklarınızın önüne her şeyi altın tepsilerde servis etmeyin. Düşerse, bırakın da kendi başına kalkmayı öğrensin. Acıkınca döküp saçsa da, bırakın kendi yesin. Öğretmeni ödev verince, bırakın kendi yapsın. Siz sadece yolu gösterin. Bırakın düşünsünler, araştırsınlar. Görüyorum, ödevler veriliyor. Velilerde bir telaş. Ne yapsak, nasıl yapsak? Çocuk gayet rahat. Umrunda değil ki, nasıl olsa annesi onun yerine her şeyi düşünüp kafa yoruyor. O da almış eline telefonu oyun oynuyor. Eeeeee, sonra ne olacak? Acıktığından, doyduğundan, ödevinden haberi olmayan çocuklara ne olacak?... Hoppp büyüyor sonra genç oluyor? Önüne çıkan ilk sorun da yılıyor, sıkılıyor, hırçınlaşıyor... Aman diyim, aman! Her biri birbirinden değerli gençlerimize sahip çıkalım. Onlarla konuşalım, paylaşalım. Onları anlamaya çalışalım. Ve anlatalım;...“Size emanet cennet gibi bir vatanımız var. Bu vatan sizinle daha güzel yarınlara taşınacak.” diyelim. Ve M. Kemal Atatürk’ün sözünü ekleyelim. “Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur!”... Küçüktür, anlamaz demeden. Kuzulara, kuzucuklara masal kıvamında, “Bu vatan nasıl kurtarılmış? Nasıl bu günlere gelinmiş? Bayrağımızın özgür göklerde dalgalanması için nasıl mücadele verilmiş?” hepsini bir bir anlatalım. İlk başta ebeveynler, sonra öğretmenler bunları öğretmeli. Her Türk bireyi bunları mutlaka bilmeli. Tüm tarihimizden dersler çıkarmalı, hatırlamalı. Başka yolu yok!.. Ey Türk gençliği! Sana emanet edilen tarihine, vatanına sahip çıkmalısın. Çalışmalısın, çok çalışmalısın. Gençsin; gezeceksin, eğleneceksin elbette. Ama tüm bu emanetin bilincinde. İnanarak, tüm enerjin, cesaretin ve azminle! “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!” M. Kemal Atatürk Selam olsun! Tüm gençlere ve kendini genç hissedenlere! Sevgi ve saygılarımla; Instagram/tcneslihanyuksel Facebook/İçsel Algılar |
|||
Etiketler: Ey,, Türk, gençliği!, |
|