google-site-verification=xfFz-F1IWG-jrKWY1FSzE2BoEKXyCxwkXubRPveg5wU
|
|||
![]() |
KIDEM TAZMİNATI GÜRÜLTÜSÜ | ||
Turhan ORAL | |||
turhanoral@hotmail.com | |||
Son zamanlarda en çok tartışılan konulardan birisi “Kıdem Tazminatı” konusu. Öyle ki, insanlar artık bu konuyu tartışmaktan, sormaktan, soruşturmaktan yoruldular. Kıdem tazminatını alma hakkını kazanmış çok sayıda arkadaşım, başka bazı gerekçeleri de olduğunda, kıdem tazminatı konusundaki belirsizliğe vurgu yaparak emekliliğini istedi. Kıdem Tazminatı konusunda bilgilendirdiğim arkadaşlar ise fon kurulsa bile geriye dönük uygulanamayacağını düşünseler de “Bu hükümet her şeyi yapabilir” güvensizliği içindeler. Hükümetin tazminata vergi koyabileceği gibi akıllarına gelen her şeyden endişe ediyorlar. Kıdem tazminatı konusunda şu anda taraflara, en azından sendikalara sunulmuş bir yasa taslağı ortada yok. Bilinen son taslak; Ekim 2013’de hazırlanan “Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkında Kanun Taslağı”dır. Son olarak, Hazine ve Maliye Bakanı, 2019 Nisan ayında açıkladığı Yeni Ekonomik Program Paketinde, taraflarla anlaşarak Kıdem Tazminatı Fonunun kurulacağını ve bu fonun Bireysel Emeklilik Sigortasına (BES) entegre edileceğini söyledi. Ancak ortada bir taslak yok. 1962 yılında Kıdem tazminatının fona bağlanması görüşü, Çalışma Meclisinde tartışılmış. 1976’da bir yasa tasarısı hazırlanmış, ancak yasalaşamamış. 1978-80-82 yıllarında da tartışmalar olmuş. Ak Parti ilk taslağı 2004 yılında hazırladı. 2008, 2012 ve son olarak 2013 yılında gündeme getirdi. Türkiye’nin en büyük işçi örgütü olan Türk-İş, 3-6 Aralık 2015 tarihinde yapılan 22. Olağan Genel Kurulda kıdem tazminatını “Kırmız çizgi” olarak ilan etti. Türk-İş, kıdem tazminatının fona devredilmesi veya hak kaybına sebep olacak bir düzenleme yapılması durumunda “Genel Grev” yapacaklarını karara bağladı. Türkiye’de ne zaman bir ekonomik kriz yaşansa kıdem tazminatı tartışma konusu oldu. Daha doğrusu bir fon kurulması tartışmaları yapıldı ve bazı fonlar kuruldu. 1970 yılında Devlet Memurlar Yardımlaşma Kurumu (MEYAK), 1986’da Konut Edinme Yardımı (KEY), 1988’de Zorunlu Tasarruf Fonu kuruldu. Hiç birisinde yatırımcılar karlı çıkmadı. 2002’de kurulan İşsizlik Sigortası Fonunun kaynaklarını ise işsizlerden çok Hükümet kullanıyor. Son olarak Ocak 2017 de Bireysel Emeklilik Sistemine tüm çalışanlar otomatik olarak eklendi. Ancak 11 milyon kişi sistemden çıkarken 5 milyon kişi sistemde kaldı. Şimdi BES’in zorunlu hale getirilmesi ve kıdem tazminatı ile birlikte kişisel hesaplara aktarılması gündeme getiriliyor. Yine bir ekonomik kriz içindeyiz ve yine fon arayışları var. Ekonomi son 9 aydır küçülüyor. Fabrikalar ve işyerleri kapanıyor, işsizlik artıyor. Yabancı sermaye gelmiyor. Dışarıdan kredi kullanmanın maliyeti çok fazla arttı. Çünkü Hükümete güvenmiyorlar. Hükümet için en öncelikli çözüm yolu, ülke içinden kaynak yaratmak. Sistemi çevirebilmek ve uluslararası finans kuruluşlarına güvence verebilmek için başka yol yok. *** Bu açıdan bakıldığında, kıdem tazminatı fonu ile sıcak para bulmak ve kaynak yaratmak imkansız. Hele hele geriye dönük olarak işverenlerden, çalışanlarının kıdem tazminatlarını fona aktarmalarını istemenin gerçekliği yok. Çünkü, işletmeler zor durumdalar ve kredi arayışındalar. Hükümetin sıcak para arayışının temel nedeni zaten bu işletmeleri ayakta tutabilmek ve teşviklerle yatırımları, istihdamı artırmaktır. Sıcak parayı bulmanın yolu kıdem tazminatı değil, BES’i zorunlu hale getirerek tüm çalışanları sisteme dahil etmektir. 10-11 milyon çalışan BES’e dahil edildiğinde, yüzde 3 kesinti ile her ay ciddi kaynak yaratılacaktır. Kaldı ki Bakanlar Kurulunun bu kesintiyi yüzde 6’ya çıkartma yetkisi vardır. Asgari ücretle çalışan milyonlarca çalışandan kesinti yapılacaktır. Kıdem tazminatı gürültüsüyle dikkatler dağıtılıyor, çalışanlar emekliliğe zorlanıyor diye düşünüyorum. |
|||
Etiketler: KIDEM, TAZMİNATI, GÜRÜLTÜSÜ, |