|
|||
![]() |
KEYFİMİN KAHYASINA;... | ||
Neslihan YÜKSEL | |||
Özür dilerim kendim! Ne çok ihmal etmişim. Ne çok ertelemişim seni. Günlük telaşlarda, dünya dertleriyle ve fertleriyle uğraşırken. O işi bitireyim, bu işi yetiştireyim derken. Hiç haketmeyenlere erken, kendime geç. Saçıma, başıma, kaşıma, gözüme küs... O üzülmesin, bu kırılmasın derken, iyi niyetimden. Hep kendimden eksilmişim. Bu sebepten; en ufak şeylerden mutlu olan ben, artık hep mutsuz hissetmişim. Hep beklemişim, bekletilmişim... Hiç hatırlamıyorum artık, en son ne zaman güneşin doğuşunu ya da batışını seyretmişim? Ne zaman radyodan bir şarkı açıp dinlemişim? Farkına varmadan hangi şarkıya eşlik etmişim? Nerede, deniz kenarında dalgaları seyredip denizi dinlemişim? Ya da eski bir dostu özleyip arayıp eski günleri yad etmişim. Ya da bir ümit, tekrar buluşmayı talep etmişim. “Seni özledim!” demişim... Sebeni ne? Kendimi pili bitmiş, modası geçmiş, bir kenara atılmış eski bir oyuncak gibi hissedişimin. Ağaç olmadığıma, köklerimden bir yere bağlı olmama rağmen, neden hep birini beklemişim? Kaderimi birinin ya da birilerinin inisiyatifine bağlı kılmışım? Sonunda kendimi hep bir harcanmış, kahretmiş, bugünün tabiriyle “tükenmişlik sendromunda” hissetmişim... Olmaz! Yapmamalıyım! Ve yapmayın! Başkalarına altın tepsilerde sunduğunuz ömrünüzü türlü sebeplerle alırlar, harcarlar. Karşınızdakini memnun edeyim diye harcadığınız her şey, bilin ki; ömrünüzden gider. Sonuçta; bir yolunu bulup gökten zembili indirseniz de, kimse memnun olmaz. Daha da ister. Giden; ömrünüzden, kişiliğinizden, umudunuzdan, yarınınızdan gider. Hem, kendimiz olamayıp başkaları için yaşadığımız hayat, sadece başkalarının keyfine hizmet eder. Ne demişler “Zararın neresinden dönersen kardır.” Hassas kalpli insanlar için dünya gerçekten bir cehennemdir. Umalım ki; yargılamadan, bizi olduğumuz gibi kabul edip önemseyen, gülüşümüze sebep olan veya sebebi olan, ömrümüzden çalan değil, ömrümüze ömür katan insanların bol olduğu bir hayatımız olsun. Bir bakışımızdan, sesimizden veya sessizliğimizden halimizi anlayıp “İyi misin?” diye sorulsun. Aldığımız her nefes sevgiyle olsun. Daha ne olsun? En değerlimiz kendimiz değil miyiz? Olsun, olsun! Önce kendimiz mutlu olalım. Mutluluktan havalara uçalım. Yaptığımız her eylemde önce kendimize bunu yaparak ne hissettiğimizi veya hissedeceğimizi soralım. Hep mutlu olmak için yollar arayalım. Keyfimizin kahyasını bulalım. Gelin, ona soralım. Yarış atı gibi o işi yapayım, bu işi yapayım diyerek koşturmayı bırakıp arada bir soluklanalım. Gönlümüzün sakinliğinde bir kahve alıp hiç bir şey düşünmeden dinlenme molaları koyalım. Ne çok yordu bizi, dünya telaşında, bize verilen sıfatla, olmaya çalıştığımız kişi. Ne de olsa bitmedi, bitmez, bitmeyecek dünyanın işi. Ne dersiniz? Bol köpüklü bir kahve, kuş sesleri, biraz deniz, biraz yeşil, belki biraz müzik eşliğinde molaya alalım, yavaşlatalım. Son sürat hızla, acelesi varmış gibi akan, bu ömür denen gidişi... Hoş geldin, keyfimin kahyası! Çek bir koltuk, laflayalım!...
Sevgi ve saygılarımla; Instagram/tcneslihanyuksel Facebook/İçsel Algılar |
|||
Etiketler: KEYFİMİN, KAHYASINA;..., |
|