Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan işçi sayısı son 14 yılda 16 binden 8 bine düştü.
Zonguldak nüfusu 620 binlerden 600 binin altına düştü.
Oysa Türkiye’nin nüfus artış ortalaması kadar Zonguldak’ın nüfusu artsa 700 binlere ulaşacaktı.
14 yıldır Zonguldak’a Ankara ve İstanbul istikametinden gelen yollar bitirilemedi.
Oysa bu iktidarın en çok öğündüğü hizmet, Türkiye’nin dört bir yanında yaptığı yollar oldu.
14 yıldır Zonguldak tünelleri bitirilemedi.
Oysa başta İstanbul olmak üzere Ege’de, Doğu Anadolu’da ve Doğu Karadeniz’de hala her fırsatta anlattıkları tüneller var.
14 yıldır Havaalanı çalışır hale getirilemedi.
Oysa Doğu ve Güney Doğu dahil her şehirde yeni hava alanları yapıldı. Karadeniz’de denizi doldurup hava alanı yaptılar. Bizim tepeyi indirip deniz kenarına taşısalar 2 hava alanımız olurdu.
Demir yolunu yıllarca durdurup hızlı tren getireceklerini söylediler, inandık. Çünkü başka illerde yaptılar, ama bizimki eskisinden daha kötü oldu. Şimdi ara sıra tren geliyor.
İyi kötü bir limanımız vardı, yolcu vapuru da gelsin istedik, ama olmadı. Şimdi onu da kaldırmaktan söz ediyorlar.
14 yıldır Zonguldak’a bir Bakanlık verilmedi. Tarihimizde ilk defa Bakansız dönemler oldu.
Zonguldak’ta taşkömürü üretimini TTK ve özel sektör olarak yılda 10 milyon tona çıkartacaklarını söylediler ama üretim yılda 1 milyon tonun altına indi.
Santral yapılacak sizin kömürü kullanacak, işsizlik son bulacak dediler, inandık.
Şimdi ithal kömür ile bizi zehirliyor, bizim maden ocaklarını ölüme terk ediyorlar. Yeni santrallerle bizi ve doğamızı öldürmeye hazırlanıyorlar.
İyi kötü bir Şehir Stadımız vardı.
Her şehre yeni stadlar yaptılar, şimdi bizimle dalga geçer gibi tavsiyelerde bulunuyorlar.
Başka illerde yapılan hastanelerle öğünüyorlar, bizimkini beklemeye alıp yeni yer aramaya başladılar.
Başka yer yokmuş gibi Zonguldak’ın gururu olan ve ülkemiz madencilik sektörüne hizmet verebilecek olan TTK Maden Makineleri Fabrikasını kapatmaktan söz ediyorlar.
Projesi hazır olan Lavuar Alanını, devlet imkanlarını kullanarak engelliyorlar.
Filyos Projesi artık tamamen masal oldu.
Tersanelerimiz çalışamaz hale geldi.
Zonguldak’a teşvik verip istihdam yaratamadılar.
Zonguldak’tan göçü durduramadılar.
Üniversite ve lise mezunu çocuklarımız, çapsız taşeronların şirketlerinde köle oldu.
Su ve kanalizasyon sorunları çözülmemiş köylerimiz var.
İlköğretim ve Ortaöğretim de 20 kişilik sınıflarda tam gün öğretime geçemedik.
İşsizlik en büyük sorunumuz oldu.
Hayat pahalılığı dayanılmaz hal aldı.
Elektriğe, benzine, ulaşıma ve haberleşmeye yapılan zamlar kesilmedi.
Oysa özelleştirilirken ne güzel şeyler söylemişlerdi.
Çengelköy imamını dinleyip bizi dinlemediler.
Zonguldak’ı bilmeyen ve Zonguldak’ı düşünmeyen kişileri bize milletvekili diye dayattılar.
Zonguldak’ın devlete ödediği vergi kadar Zonguldak’a yatırım yapmadılar.
Ehliyet ve liyakata bakmadan çapsız yandaşlara mevki-makam vererek Zonguldak’ın önünü kestiler.
Zonguldak’ın yüzde 30’unu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’na muhtaç hale getirdiler.
Kadınlarımızı, babalarının yetim aylığını almak için boşanmak mecburiyetinde bıraktılar.
Emekli madencileri ve diğerlerini torunlarına harçlık veremez hale getirdiler.
***
Sadece Zonguldak’ta böyle önemli sorunlar varken koskoca Türkiye’nin sorunlarını tek adama havale etmeyi doğru bulmadığım için HAYIR diyorum.
İktidarı uyarmak; Yasamanın yani TBMM’nin, yani milli iradenin gücünü korumak; Yürütmenin yani Bakanlar Kurulunun denetimini sağlamak; Yargının bağımsızlığını korumak ve hukuku hakim kılmak için HAYIR diyorum.
Biliyorum, HAYIR çıkınca iktidar değişmeyecek.
Ama 2019 yılında da iktidar olmak istiyorlarsa kendilerine çeki düzen verecekler.
Cumhurbaşkanı da yeniden seçilmek istiyorsa herkesi kucaklaması gerektiğini bilecek.
Muhalefet de HAYIR dediğim bu sorunlara sahip çıkması gerektiğini öğrenecek.
Ben HAYIR diyorum. Ya siz?
|