Günün birinde dünyaya bir melek gönderilmiş, bu meleğin kanatları ve beyaz bir elbisesi yokmuş.
Ama kocaman bir yüreği, gülerek bakan gözleri, tertemiz bir vicdanı, sonsuz fedakârlığı, hiç bitmek bilmeyen enerjisi, sonsuzluğa uzanan bir sabrı varmış. Elinde sihirli bir değneği yokmuş belki ama sihirli güçleri varmış. Bu melek, yeryüzünde daha önce hiç kimseye bahşedilmeyen bir özelliğe sahipmiş.
Doğurganlık..
O meleği dünyaya getiren başka bir melek, o meleğin dünyaya getirdiği başka melekeler varmış. Dünyaya geldikten itibaren bir çok sorumluluk almışlar üzerlerine, önce bir aile kurmuşlar, çoğalmışlar daha sonra hem çalışma hayatında, hem de ev hayatında yer almaya başlamışlar.
Git gide içinde bulundukları sorumluluklar çoğalmaya başlamış. Tüm gün işte çalışıp yorgun argın eve gelip ev hayatının verdiği sorumlulukları göğüslemeye başlamışlar, ev idaresi çocuk bakımı...
Bununla da sınırlı kalmamış meleğin yükü, gece sabahlara kadar hasta çocuklarının başında beklemiş kimi zaman bitmek bilmeyen diş çıkarma öyküsü, kimi zaman düşmek bilmeyen ateşleri, gaz sancıları, huzursuzlukları hepsi ile mücadele etmeyi başarmış. Yarı uykulu yarı uyanık sabah kalkıp tekrar işinin başına dönmüş. Takdir edilmelidir ki çalışma şartları öyle filmlerdeki gibi değil ne yazık ki, her gün farklı kıyafetlerle, çivi topuk ayakkabılarla holdinglerde salınan çalışanlar yok gerçek hayatta, o meleklerin çalışma şartları tamamen farklı, kimisi evlere temizliğe giderek kazanıyor hayatını, kimileri de tuvalet temizleyerek, kimileri hakarete kötü muamelelere maruz kalarak ama çalışmak zorunda oluşu fırsata çevirerek zorla çalıştırılırlar.
Hepsinin tek amacı var aile bütçesine katkı sağlayabilmek evlatlarına destek olmaz ailesini ayakta tutabilmek. Fedakarlıklarının ne kadar büyük olduğunu sanırım anlatabilmişimdir.
Birde bu kadar fedakarlığa karşılık şiddet gören meleklerimiz var bizim, koca şiddeti ,abi şiddeti, baba şiddeti....
Ne kadar acı değil mi?
Biz onları yalnızca yılda bir gün değil her gün anabilsek, her gün onlara ne kadar özel olduklarını hissettirebilsek, her şey daha farklı olmaz mı?
İnsana insan olduğu için değer versek, cinsiyetinden dolayı değil ama ne kadar hayata geçer tartışılır.
işte yarın bu güzel meleklerin günü, fedakar, cefakar , çalışkan ,sabırlı ,güzel yürekli meleklerin günü, onlar bizden çok büyük hediyeler beklemiyorlar, bir öpücük, bir kır çiçeği, iki güzel söz, kocaman bir sarılmak ve yılda bir defa değil her gün ne kadar özel olduklarının onlara hatırlatılmasını istiyorlar.
Onlar bunu fazlasıyla hak ediyorlar.
Tabi ki her doğuran anne değildir. Önemli olan doğurmak değil ona her koşulda bakabilmektir, terk etmemektir, bırakıp gitmemektir.
Ve nice babalar bilirim ben, evlatlarına annelik yapan, hem çalışıp hem evlatlarının yemeklerini yapan ayağında sallayan adına "adam gibi adam "denen babalardır onlar.
Elleri öpülesi babalar onlar.
Yarın hepimiz bu güzel günde bu güzel meleklerin ellerinden öpelim.
Onlara kocaman sarılalım adına "anne "denen melekler sizi çok ama çok seviyoruz.
Anneler(MELEKLER) Gününüz Kutlu Olsun
|