Bir köy düşünün. Küçük, sevimli. Bazen bir dağın eteklerinde. Bazen bir ırmağın içinden geçtiği. Ağacı, çiçeği, börtüsü, böceğiyle. Tarlasıyla, bağıyla, bahçesiyle. İçinde buz gibi soğuk suların sanki sonsuz bir kaynak gibi aktığı pınarlarıyla, çeşmeleriyle. Bahçelerinde mevsimine göre her çeşit meyvenin olduğu, dalların bahçelerden sarkıp adeta yoldan geçenlerin alması için uzandığı cömertliğiyle. Köy fırınlarında mis gibi cevizli, haşhaşlı, çökelekli, soğanlı, patatesli her çeşit ekmeğin piştiği çeşitliliğiyle. Önünden geçenlere hemen sıcacık ekmeklerin ikram edildiği tüm misafirperverliğiyle...
İçinde betonarme evler bulunsa da çoğu kerpiç, duvarları yıkık, geçmişle bir bağı olduğunu hatırlatan, tüm tarihiyle. İçinde adeta yaşayan bir tarih gibi ayakta durmaya çalışan, tüm yaşanmışlığıyla, yüzünde derin çizgiler olan, yorgun nene ve dedeleri barındıran. Tarla, bağ, bahçedeki ekim- dikim işlerini son enerjileri ile yapmaya çalışan yaşlılar. Gençleri, kızlarını, oğullarını iş için, aş için göç vermiş. Kalan birkaç hane yaşlı nüfuslarıyla hayatlarını idame ettirmeyen çalışan uzaktan bakıldığında topu topu bir kaç hane kalmış bacası tüten,.. Gerisi dediğim gibi türlü bahanelerle göç vermiş.
Köylü neydi? Atatürk’ün de dediği gibi “Köylü milletin efendisi” idi...
Orda bir köy var uzakta. Yaşam mücadelesinde yorgun, ayakta durmaya çalışmakta. Tüm gücü ve emeğiyle ektiğini, diktiğini hasat edip karnını doyurmak derdinde. Ektiğinden şehirdeki çocuklarına göndermek niyetinde. Bir kendi boğazı değil, bir sürü boğaz onun emeğinden yiyip içerek yılı geçirmekte...
Orda bir köy var uzakta. Hasat zamanı köylüden ürününü üç kuruşa alıp onun sırtından kazanan simsarların kol gezdiği. “Şu fiyattan vermezsen almam!” diye bir de onlar köylünün sırtına binmekte...
Orda bir köy var uzakta. “Bu sene soğan çok para etti.” deyip soğan ekip, seneye soğan üç kuruş bile etmemekte... Orda bir köy var uzakta. Köylü tohum, gübre, ilaç, mazot, boğaz,... derdinde...
Orda bir köy var uzakta... Köylü akşam yorgunluktan her akşam gün batımıyla ölüp gün doğumunda tekrar dirilmekte,...
Orda bir köy var uzakta. En eşsiz senfonide bile körpe kuzuların melemesindeki huzuru bulamayacağınız. El değmemiş doğasıyla, yaylasıyla, manzarasıyla bizi buyur etmekte,...
Orda bir köy var uzakta. O köy bizim köyümüzdür. Kollarını açmış, sımsıcak bizi beklemekte,...
Sevgi ve saygılarımla; Instagram/tcneslihanyuksel Facebook/İçsel Algılar
|