|
|||
![]() |
SEÇMENİN KÖTÜ ALIŞKANLIĞI | ||
Arife GÜLERYÜZ | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Siyasetin gündeme oturmasının nedeni, koltuk kavgasından başka bir şey değil. Koltuk kavgasının nedeni de ‘İktidar’ olmaktan başka bir şey değil. İktidar olmak, muktedir olmak… Yani, dilediğini yapma yolunda önündeki engellerin en aza inmesi demek. Dediğini yapabilmek demek... Dolayısıyla, iktidar olmak için, hem ‘Parti’ aktüalitesinin yüksek olması gerekir hem de ortaya sürülecek adayların tanıdık-bildik olması… Elbette, proje, propaganda ve halk desteğini almak için ‘İddia’ ve ‘Tekrar’ şart. Yani, aday ve projelerinin en iyisi olduğunu sürekli anlatıp, ezberletmek… Seçim ile ilgili süreç belli olduğundan, kendini anlatmak için, ‘Özümseme’ yolunu değil, zamanın kısalığı nedeniyle ‘Ezberletme’ ve kestirmeden sonuç alma yolu tercih edilmelidir. Bu gün itibarıyla, siyasi partiler, süreci en iyi değerlendirmek için aday ve listesi ile proje ve sloganlarını belirleme çalışması içinde bulunuyor. Elbette, parti sultaları, koltuklarını deruhte edebilmeleri için, toplumda karşılığı olan tipleri bulmak zorunda… Toplumda karşılığı olan tipler ile seçim kazanılır. Seçim kazanıldığında siyasi hayat devam eder. Siyasi hayatın devam etmesi halinde koltukta oturur, ahkâm keser, gündeme gelirsin… Yoksa, parti ve siyasi yaşam ‘Tedavül’den kalkar... Siyasi hayatın sonucuna yine halk ‘Veleddalin amin’ der. Halk yani toplum katmanlarını oluşturanların tamamı, direkt ya da dolaylı olarak politikayı takip eder. Politika konusunda şikâyetçi olsa da takip eder… Kullandığı oy açısından politikaya yüzde 10 civarında etkisi olduğunu bilse de… Bu gün içinde bulunulan ekonomik ve siyasi şartlar nedeniyle insanların ayarı bozuk durumda… Enflasyon, siyasi erozyon, işsizlik, trafik gibi günü karamsar yapın haber ve aktüalite insanları zorluyor. Güler yüzle ve iyi niyetle söylense de; siyaset/ci kimliği tartışılıyor. ‘Siyasi yozlaşma’ dediğimiz ‘Pas/kir/leke urbalara değil, ruhlara temayüz etmiş adeta… Halk yani seçmen, parti sultalarının dayattığı, profili ne olursa olsun adayları ‘Demokrasi’nin tarifindeki baskı neticesi, sandıkta onaylıyor. Bu yanlışı onaylamak, lider aşkından çok, alışkanlıkların huy edinilmesinden kaynaklanıyor. Cumhuriyetin ilanından bu yana, demokrasideki bir dünya kesintiye rağmen, vazgeçilmemiş alışkanlıklardan oldu, dayatmaları onaylamak… ‘Demokrasi’ ezbere değil, özümsenerek kabul edilseydi, halk baskı unsuru olur, siyasi partiler yasası değişir, parti sultalarının hakimiyeti kalkar, milletvekili ve belediye başkanlarını parti tabanları belirlerdi. Demokrasinin olmazsa olmazlarından biri olan bu ‘Aday belirleme’ işi maalesef, bu günlerde ‘Anket’, ‘Temayül’ gibi ‘Gizli-saklı’ ve yoruma açık belirlemelerle yapılıyor. Nihayetinde, politikanın nimetleri de, külfetleri de yukarının yani başta parti sultaları olmak üzere ‘Taşra seçilmişleri’ olmak üzere paylaştırılıyor. Dün böyle idi, bu gün böyle… Toplum katmanlarını oluşturanlar yani halk yani seçmen… Baskı unsuru olmadıktan sonra yarın yine böyle olacaktır.
|
|||
Etiketler: SEÇMENİN, KÖTÜ, ALIŞKANLIĞI, |
|