Gün geçmiyor ki her yerde, günün her anında canilik, vicdansızlık eseri haberlerle sarsılıyoruz. Sarsılma derken belki de biz abartıyoruz.

 Çünkü gün geçmiyor ki bir şiddet olayı duymayalım.

Artık o kadar alışılagelmiş bir olay olarak karşılanıyor ki şaşırmıyoruz bile.

Bir evlat anne babasını kestiğinde, kız arkadaşını doğrayıp üzerine beton döktüğünde vay be deyip geçiyoruz...

Çünkü üç gün sürüyor sonra yine aynı devam.

 Bakalım bugün ne olmuş kim kimi doğramış, kim kimi vurmuş. Maalesef rutin cinayet haberlerini göz gezdirir hale geldik maalesef.

Hani kadınların, kız çocuklarının öldürülüp toprağa gömüldüğü, güçlülerin her zaman güçsüzü ezdiği, haklının değil de güçlünün ve adamı olanın, lafı geçenin söz sahibi olduğu bir dönem artık...

 Günümüzde kızların medenice gezip tozduğu veya telli duvaklı evlendirilip, ağzı salyalı delikanlıyız diye geçinen tiplerce canice öldürülüp toprağa gömülmüş, varile saklanmış cesetleriyle sarsılıyoruz... Sözde bugün yüksek teknoloji ve iletişim çağındayız.

Bu işin eğitimle veya cahillikle alakası yok.

Mesele sadece kağıt kalemle, bilgisayarla verilen eğitim değil. Asıl mesele insanları kötü şeyler yapma eğilimini dizginleyebilmek...

Caydırabilmek, insan olarak yetiştirebilmekte. Mesele doktor, avukat, mühendis, mimar, öğretmen olmak değil. Ya da yetiştirmek değil.

 Asıl mesele insan yetiştirebilmek.

Örneğin en son duyduğumuz tabi ki duymadıklarımız gün yüzü görmeden üstü kapatılan olaylarda var!

 Antalya’da ellerini kelepçeleyip kendisini çıplak halde saatlerce döven eşini öldürdü diye tutuklandı. Melek İpek, on iki yıllık eşi tarafından evliliği boyunca şiddet görmüş!

 En son olayda eşini ellerini kelepçeleyip çırılçıplak banyoya kilitleyip sabaha kadar dövmüş. Evden ayrılırken hepinizi öldürücem, seni de çocukları da vuracağım diye tehdit eden eşini öldürdü. Öldürmese çocuklarıyla birlikte ölecekti!

Şimdi bu nefsi müdafaa değil de ne?

Saatler süren işkencenin ardından hayatta kalmak meşru müdafaa hakkını kullanan kadın tutuklandı.

 Bugün katillerine karşı caydırıcı cezalar varsayılsaydı belki bugün bu kadar kadın öldürülmeyecekti. Kadınların korunma hakkı yeterince sağlansaydı bu kadar kadın ölmeyecekti.

 Kadın katillerine karşı bağışlayıcı olunmasaydı belki bu kadar kadın ölmeyecekti.

 Bu bir meşru müdafaadır. Kadınların yaşama hakkını kimse elinden alamaz.

Bugün bu sessiz çığlığı duymazdan gelirsek aman banane der kulak arkası edersek daha çok canlar yanar.

Daha öncekiler gibi üç gün sonra unutulursa daha çok duyarız bu tür haberleri.

Kadın, bir annedir öldürmeyin.

Kadın, bir ışıktır söndürmeyin!