Son iki haftadır Zonguldak’ta gündeme kömür oturdu.
Birincisi CHP’nin organize ettiği ‘kömür çalıştayı’. Aslında, Zonguldak’taki etkinlik, Zonguldak’ta fazla etkin olmadı.
‘Tarafgir’ organize edildiği için. Yani, konuşmacısından, misafirine kadar CHP’liler salonu doldurduğu için…
CHP burada ‘demokrat’ davranıp, diğer siyasileri de çalıştay içine katmayı başarsaydı, taşkömürünü tartışmaya açsaydı daha etkili olurdu.
‘Bir işe yaramadı’ demek yanlış olur.
Aslında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Zonguldak’a gelip, böyle bir etkinliğe katılması bile büyük faydadır.
Zira, hiç işe yaramasa bile bir ‘turizm’ hareketi olmuştur.
İkincisi ve önemlisi: Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da yaptığı gurup toplantısında, Taşkömürü ve Zonguldak’ı gündeme getirmesidir. İktidar şu an için ‘sağıra’ yatsa da, Zonguldak ve Taşkömürüne ‘milli-yerli’ açısından bakmak zorunda kalacaktır.
Aslında, İktidar bu gün için Linyit kömürüne(2000-3000kalori) milli-yerli açısından baktığı bir gerçek.
Bu Zonguldak ve Taşkömürüne(7-8 000 Kalori) ‘şaşı’ bakıyor demek değil.
Çünkü, havzada yapılan yatırımlar bunu gösteriyor.
Tüm yatırımlara rağmen, sendikanın bir bardak suda koparttığı fırtına altında yine ‘işçi alımı’ yani, sendikanın kasasına girecek para yatıyor.
Son günlerde ÇATES üretimi ve Karadon’da kömür yıkanması ile ilgili çıkartılan söylentilerin ardında da ‘işçi eksiği’ edebiyatı var. Olay derinlemesine irdelenmediği için, yıkama ihalesine giren firmaların çekişmesi mi, şlamcıların söylentisi mi belli olmadı henüz.
Bu gün TTK’nın çıkarttığı kömür için hedefi, Kardemir ve Erdemir’e satmaktan başka bir şey değil. Aslında, çıkartılan kömür, ÇATES’in kullanacağı kömürde değil.
ÇATES’in Çatalağzı’nda kurulmasının nedeni de, çıkartılan yüksek kalorili kömürden artan atıkları değerlendirmektir.
Olayı çarpıtmanın manası yoktur.
TTK’nın çıkarttığı kömür, Demirçeliklere 700 liraya yakın paraya satılıyor.
ÇATES’e vereceği kömürün tonu ise 300 lira civarındadır. Ne yani, TTK çıkarttığı kömürü ÇATES’e mi versin, DÇ’lere mi?
‘ÇATES’e kömür üreteceğim’ dese 300 lira zarar edecek. Allaha reva mı bu?
Yani, ÇATES’e DÇ’lere satılan kömürlerden kalan atıklar satılacak.
ÇATES’i besleyecek olan özel sektör işletmecileridir. Özel sektör işletmecileri şu anda, ‘taze parayı’ kim verirse ona dönmüştür.
ÇATES ise tek ünite ile ‘çalışmaya’ çalışmaktadır. Bir de, özel sektör işletmelerinin bir çoğu, ‘işçi sağlığı ve iş güvenliği’ denetlemeleri nedeniyle ‘üretimlerine ara vermek zorunda kalmıştır. Dolayısıyla Santrallere yeterli kömür sevkiyatı/satışı yapılamamaktadır.
Sendika’nın ‘işçi alınsın’ edebiyatı, bu şartlarda ‘iktidara muhalefetten’ başka bir şey değildir.
Havza da ‘mekanize ayak’ uygulamasına gidildiğini en iyi bilen sendikacılar olmasına rağmen, ‘işçi alınsın’ demek,mekanize sistemede muhalefet manasını taşıyor. Zira, mekanize ayak sistemi ile 100 işçinin yaptığı iş, 18 işçi ele yapılmaktadır. Yada, 100 işçi ile 100 ton kömür çıkartılıyorsa, 15 işçi ile 200 ton kömür çıkartılmaktadır.
Olaya netice açısından bakarsak: Zonguldak’ta kömür, şehrin ortak paydası açısından ele alınmalıdır.
Kömürü ikinci-üçüncü plana atma çabası gösteren politikacılar olabilir. Ancak, kömürü tüm sektörlerin önüne geçirme gibi bir art niyette yanlıştır.
Yozlaşan politikanın, toplumun ve ülkenin değerlerine bulaştırılması neticesinde, zararlı ‘ortak payda’ durumundaki maden yada insanlar olacaktır.
Olaylara, ‘yozlaşan siyaset’ açısından değil, ülkenin geleceği açısından ve toplumun ortak değerleri açısından bakmakta fayda vardır.
Stratejik ürün olan ‘insan beyni’nin, ‘stratejik madde’ olan Taşkömürünü unutması, vazgeçmesi veya savsaklaması mümkün değildir.
Olaya yozlaşan siyaset penceresinden değil, hayatın ve ekonominin gerçekleri açısından bakmakta fayda vardır.
|