|
|||
![]() |
Topal Sehpa | ||
Neslihan YÜKSEL | |||
Kendimleydi hep kavgam. Ancak kendime güç yetirdim. Hiç kimseye karşı gardımı alıp, kılıç kuşanmadım. Gerekirse masaya vurup, kırdım elimi. Ama; kimseye el kaldırmadım. Kötülük düşünmedim, yapmadım, yapamadım, yapamam. Kırılsam da; kıranın gözünden akan yaştan, zevk alamam. Oh olsun, ahım tuttu diyip, gizliden sevinemem içimden. Tamam doğrudur, bazen yapana yapılanı görmüşlüğüm, bir anlık vardır şeytana uymuşluğum. Fakat nefsimi susturmuşumdur hemen ardından. Düşene vurulmaz benim bildiğim. Suskunluğum acizliğimden değil, insanlığımdandır. Kısasa kısas yapamam. Ucundan azıcık söylerim de bazen, gece uykular uyuyamam. Bilirim kırdığın kadar kırılır, incittiğin kadar incinirsin. Kibriti çaktıysan, yanmayı göze aldın demektir. Öyle kolay harcanmaz, hayatındaki her insan, bir emektir. Her ilişkide bir emek vardır. İki taraf da emek harcadığı sürece sürer ilişkiler. Bazen de bir ayağı topal sehpa gibidir. Boşken bir şey olmaz da, üstüne bir şey koyduğunda sendeler. Öyle alışkındır ki karşı taraf, o topal ayağı tamir etmeni bekler. Sanır ki; o sehpa kendidir, yeri dolmaz, doldurulamaz. Alt tarafı bir sehpadır işte. Bilmez, “ben adi bir sehpayım” diye düşündüğü günler, ona öyle güzel sözler söyleyip, öyle bir büyütmüşsündür ki. Onu olduğu yerden çıkarıp, öyle yükseklere koymuşsundur ki. Hep tepeden bakar, yüce hisseder. Olsun dersin, O iyi olsun. Bilmezsin; karnı hiç doymayan koca bir dev gibi sonunda seni de yiyeceğini. Sevmişsin çünkü. İnsan sevdiğine harcadığını hesap eder mi? Ne olur sanki, ben yapsam dersin? Sofrayı ben kursam, yemeği yapsam, evi ben temizlesem, silsem, süpürsem. Elime mi yapışır çamaşırları da yıkayıp, ütülesem. Daha bir sürü, bir sürü şeyler... Yaparsın da. Ve bir gün kalkarken yataktan başın döner, sendelersin. Tutunacak bir yer ararsın. O ara aynaya ilişir gözün. Şöyle göz ucuyla bakarsın. İşte; o baktığında gördüğün bir çift yorgun göz var ya. İşte o an ki bakışın, ömrünün özeti gibidir. Hep ertelediğin, geciktirdiğin gözlerin anlatır her şeyi. Ne kadar itelediğini hayatı. Kendin için bir kahve bile yapmadığını fark edersin. Şarkı söylemediğini, şiir okumadığını. Hatırlarsın aynadaki en sevdiğin, kendini en beğendiğin dağınık topuzlu saçlarını. Ve bununla birlikte yine hatırlarsın, maşaya sarmak çok vakit aldığından hiç yapmadığını. En değerlin, kendin, küskün bakar aynaya. İşte o an şöyle sağlam bir tekme atmak istersin, o topal sehpaya. Sonra anlarsın, sevginden veya merhametinden beslediğin şeylerin seni tükettiğini...İşte o bir çift göze iyi bak. Nasılsın de, hatrını sor. Sonra o topal sehpaya bak. İçinde ona dair hala iyi hisler varsa gülümse... Doğrudur, yine gülümsediğim. Başka türlüsünü bilmiyorum. Ben de en iyisini bildiğimi yapıyorum. Selam olsun. Tüm kıranlara, burdan kocaman bir selam çakıyorum. Ve bir de not. Bencilliği bırakıp şöyle etrafınıza bir bakın diyorum. Herşeye rağmen bir yaraya merhem olmak da güzel. Dengesiz bir topal sehpaya denge vermek de. Aslında tüm sır; başta kendini, sonra o topal sehpayı, tüm kusurlarıyla birlikte sevmekte.
|
|||
Etiketler: Topal, Sehpa, |
|