Ah be Ferdi,
Ah be dostum…
Haberde ‘Merhum’ yazmak ne ağır geldi bir bilsen…
O morg denen illetin kapısında beklemek, hangi mezara defnedileceğinin konuşulmasını duymak…
Halbuki bu yaz kamp yapacaktık…
Hafta sonları Kent Ormanı’na kaçacaktık…
Ramazan’da her iftarda yine ‘Ece annemizin sofrasında’ olacaktık!
Ama bırakıp gitmeyecektik!
Ne olursa olsun toparlanacaktık!
Biz arkadaştık, kardeştik, dosttuk…
Şimdi düşünüyorum da her kafam attığında, her canım sıkıldığında sahil kenarında kim olacak yanımda?
Hem daha denizde taş sektirmeyi öğretecektin bana, yarım kalmıştı…
Bak bir de orda ki köpekler var..
Köpekler koşarak geldiğinde kimin arkasına saklanacağım?
Kim bu korkumla alay edip dakikalarca kahkaha atacak?
Bizim şarkımız olsun dediğimiz, ‘Uzak yol’u bir daha nasıl dinleyeceğim?
Ah be Ferdi…
Senin de dediğin gibi, ‘Ah be kumam’
O gülen yüzünün arkasında, kalbinde neler yaşadığını çok iyi biliyordum…
İçinde sakladığın ama zaman zaman dayanamayıp açtığın acılarının omuzlarına ne kadar ağır geldiğinin de farkındaydım…
Yine görüşeceğiz…
Başka bir zamanda, başka bir mekanda…
O zaman her şey daha güzel olacak…
Mekanın cennet olsun sevgili kumam…
Her zaman kalbimizde olacaksın…
|