Siyasetteki hedef, partileri kullanarak, insanlara hizmet etmektir. Aslında, insanların ihtiyaçlarının karşılanması kadar mutluluk verici bir başka kalıcı icraat yoktur. Hizmetten kasıt ta, toplumu ilgilendiren sorunlara çözüm bulmaktır. Yoksa, insanların şahsi çıkarlarını koruyup kollamak siyaset değil, topluma karşı bir eziyettir.
Zonguldak, bir sanayi kenti olmasına ve Cumhuriyet döneminde sanayi merkezi olarak programlanmasına rağmen; yapılan tüm yatırımlara rağmen, tepetaklak gitmesinin nedeni siyasettir.
Cumhuriyet dönemi yatırımları ile bu şehrin uçması lazımdı. 60 bin işçi çalışan madencilik sektörünün bu gün yerlerde sürünmesinin bir sebebi olması gerekmiyor mu?
Sihirli bir el değiyor, endüstri kenti ilan ediliyor. Sihirli bir el değiyor, koca şehir bölünüyor ve iki ilçesi il yapılıyor. Sebep- sonuç ilişkisi açısından bir değerlendirme yok. Olaya sivil toplum açısından bir bakış ve yorum yok.
Olaya ‘iktidar- muhalefet’ kavgası açısından bakılıyor. Siyasi rant açısından…
Birinci Dünya savaşı sırasında Orta Doğu’da Suriye-Irk diye devlet var mıydı? Emperyal güçler geldi, cetvel ile sınırları belirledi ve iki devlet peydah ettiler. Bu gün yine Emperyal güçler devreye girdi, Enerji merkezi Ortadoğu’ya el attılar; cetvel niyetine terör örgütlerini kullanıp, yeniden sınır belirlemeye çalışıyorlar.
Sorarsan, demokrasi, insan hakları, özgürlük vs. diyecekler. Göstere göstere bölüşüyorlar Ortadoğu’yu. Aktör devletler akıllara takılan sorulara cevap yerine, saha da bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Netice de insanlar da, devletlerde nasibini alacaklar bu orta oyunundan. Ölen ölecek, kalan sağlar bizimdir diyeceğiz istemeyerek… Kalan sağlar, ne kadar bizim olursa, o kadar mutlu-mutsuz olacağız…
Endüstri şehri Zonguldak’tan sonra, üç parçaya bölünen(Karabük-Bartın-Zonguldak) bir şehrin sahibi-sakini olarak ne kadar mutlu isek o kadar mutluyuz işte…
Elimizde böyle somut göstergeler var. Hem yöremiz hem bölgemiz için.
Bir yöre ve ülke insanı, sorunlarla hemhal olurken, ’tecrübe’ tahtasından istifade etmek zorundadır.
Olaylara bakarken, yöre insanının çıkarlarını, mutluluklarını dikkate almak zorundadır. Şahsi çıkarlar, insanları rencide edecek, gelecek nesillere olumsuz aksedecek işler dikkate alınıp, terkedilmek zorundadır.
Bürokrat, siyasetçi, iş adamı gibi ayrımlar yapılmadan, toplum katmanlarını oluşturanların tamamı, dikkat etmelidir bu hususa.
Siyasette rekabet, bürokraside üste riayet, ticarette mali menfaat vardır elbet. Ancak, toplumun refah ve emniyeti, gelecek nesillerin feraseti, dünyanın bize bakıştaki niyeti ince elenip sık dokunmalıdır.
Toplumun yaşam kalitesi mihenk taşı olmalı. Değerlendirme ona göre yapılmalı. İnsanların birbirleriyle diyaloglarına örnek olacak gelişmeler öne çıkartılmalıdır. Ayıp, yasak, günah akdedilen konular ve olaylar yok edilmelidir.
Seçilmiş, atanmış, ticaret erbabı, işsiz, öğrenci… Yöre ve ülke sorunları konusunda fikir üretmeye ve doğrusunu bulup, duruş sergilemek zorunda. Şahsi çıkarlarını bir kenara koyup, yöre-ülke ve gelecek nesiller için tavır koymanın adıdır adamlık, yiğitlik, vatanseverlik.
Demeç, gelişme ve yapılanları bu açıdan görmekte fayda var. Olayları kendi zaviyenizden, bir daha değerlendirmenin tam da zamanın…
|