Siyasetin matematiği, siyaset sertleştikçe değişiyor.
Medya ağırlığı her ne kadar iktidardan yana olsa da, liderlerin ‘meydan’ okumaları seçmen bazında ilgi uyandırıyor. Cumhurbaşkanı adayları arasındaki çekişme beşten üçe düşmüş durumda. Meral Akşener, medyada kendisini fazla gösteremese de, kırsal kesimde İYİ Parti’den ziyade Akşener’in varlığı kesin.
Muharrem İnce, CHP’ye bir ivme kazandırdı. Ancak, her konuşmasında ‘bir dünya’ konuya temas etmesi, kafa karıştırıyor. Her konuşmasında, ‘beylik’ ve ‘kangren’ olmuş konulara dokunması, diğer konuları ‘rutin’ olarak geçmesi daha ‘iyi’ olur diye düşünüyorum.
Ekonomi, yargı, özgürlükler konusundaki eksiklikler, ‘iddia’ ve ‘tekrar’ ile ‘politikanın en önemli unsuru’ olarak hep gündemde tutulması gereken ögeler. Halka yön verecek, kafa karıştıracak konuları arada bir patlat elbette. Ancak, bu ‘şok’ edecek açıklamaların ‘hukuki’ boyutları, ‘doğrular’ üzerinde olmasında fayda var. ‘yalan’ üzerine kurulacak konuşma metinleri, ‘bumerang’ gibi ‘geri’ tepeceği unutulmamalıdır.
İlginç olan, politikacıların daha ziyade kırsal kesim üzerinde tahakküm kurmaya çalışmaları. Kırsal kesim biraz daha samimi biliniyor. Belki de ‘emek yoğun’ bir kitle olmasından kaynaklanıyordur. Emek yoğun kitle, anlatılacak olana biraz daha samimi yaklaşır diye düşünülüyordur.
Ancak, unutulmamalıdır ki, kırsal kesim, şehirdeki insana göre daha müdanasızdır. Bu emeği ile geçinen olduğu için, politikacıdan beklentisi, şehirliye göre daha az demektir.
Olaya politikanın matematiği açısından bakalım.
Yani, parti ve adayların güneşli bir günde görünümlerine…
Türkiye genelinde sadece ‘tV etkilemeleri’ ve ‘canımızın istediği’ şeklinde yorumlar yapabiliriz.
Ancak, il genelinde, biraz daha sahaya yakın olmamız hesabıyla, görüşlerimiz daha sonuca yakın olabilir.
Zonguldak ve Havalisinde, İYİ Parti beklenenin aksine liste başı atamasıyla seçmenini ‘sükutu hayale’ uğrattı. Yüzde yüz iktidar olacağı bilinse, ‘seçimden sonra bakan yapılır’ denir, sineye çekilir. İYİ Parti için böyle bir ‘beklenti’ yok. Anlaşılan o ki, İYİ Parti üst yöneticileri, listeleri ayarlarken, ‘bu seçimden sonrasını’ daha çok düşünmüşler. ‘Parti Sultası’ partiyi elinde tutma gayretine girmiş gibi gözüküyor.
Mesela, Karabük’te aynı dertten mustarip... Eski Karabük Belediye Başkanı Dursun Altıparmak, Milletvekili 1. Sıra adayı yapılmış. Hal bu ki, on ay so5nra belediye başkanlığı seçimleri var. Dursun Altıparmak’ın yerine İlhan Alpboğa konsaydı, belediye seçiminde de Altıparmak devreye sokulsaydı, ‘siyasette süreklilik´ açısından daha etkili olurdu diye düşünüyorum.
Kuvvetle muhtemel, İYİ Parti Zonguldak’ta vekil çıkartamayacak. Zaten il-ilçe yönetimleri ile vekil sıralamasında sınıfta kaldılar.
İl-İlçe yöneticilerini belirlerken, yeni oluşları ve iktidar korkusuyla politika yapmayı düşünenlerin ‘cazip’ bulmadıklarını; dolayısıyla istedikleri listeleri kuramadıklarını anlarım. Ancak, vekil sıralamalarını böyle ‘seçmeni ‘kaale’ almadan yapılmayı anlamak mümkün değil.
İ-İlçe konusunda AK Parti’de aynı durumda. Kuruluşundan bu yana en ‘zayıf’ yönetimlere sahip bir durumda. Ancak, Parti “Genel Merkezi burada uyanık davrandı ve tabanı olmayan ilçeleri ekarte etti. İkincisi, il-ilçelerin zayıflığını düşünüp, Vekil sıralamalarını ‘teşkilata’ ayırdı. Bakın listelere, tamamı teşkilat adamları. Türkiye genelindeki ‘aleyhte tezahürat’ olmasına rağmen, AKP yine yarışın içinde olacaktır.
CHP açısından bakarsak… Birinci sıraya genel Başkanın Muhkem adamı’ Ünal Demirtaş’ın konması, hem tabanda hem de sahada etkili olacak ‘parti Çelebisi’ konumlu ‘lider’ kişilikli yerel politikacıları sarstı.
Bu saatten sonra, yereldeki kurmay ve güçlü simaları kafaya almakta zor… Yapılacak bir şey yok artık.
Vatandaş, ‘bom keseden vaatleri’ anlamıyor, dinlemiyor bile. Hele, iktidarın yaptıkları aleyhinde basit eleştirileri de almıyor. Akla yatacak proje var mı yok mu?’ ona bakıyor.
Muharrem İnce’nin yapılmış eser ve yatırımlarla ilgili olumsuz görüşlerinin etkili olmayışın nedeni bu.
Zonguldak’ta CHP’nin en iyi adamı Umut Başoğlu. İkinci sıra adayı Deniz Yavuz yılmaz örgütlerin eleştirdikleri bir sima. Çaycuma da ‘AKP’nin ikinci sıra adayı Ahmet Çolakoğlu nasılsa çıkıyor, biz Umut’a verelim’ politikası normaldir. Seçimin böyle atraksiyonları olur, olmalıdır da.
Ne olursa olsun, İYİ Parti, Aydın Tümen’e rağmen, CHP’yi parçalayacaktır.
MHP’nin Zonguldak’ta şansı çık az. Türkiye genelinde yüzde üçlük bir oran ile sahada dolaşıyor. Geçen seçim Zonguldak’ta 35 bin oy almış parti. Bu seçimde 61 bin oy alacak/alması lazım. MHP Zonguldak’ta oylarını arttırırsa başarı olur.
Saadet Partisi’nin hedefi Zonguldak’ta elbette Milletvekili çıkartmak değil. Oylarını yükseltip, sesini duyurmak. En azından ‘alternatif Parti’ durumuna gelmek. Zaten, seçimleri bir bayram/düğün ve çalışma zamanı olarak gördüklerinde, çok ciddi çalışıyorlar. Nede olsa, ‘usta-çırak’ usulü çalışıyorlar. Adam markajı ile seçim almayı planladıkları için, zamana ihtiyaçları var.
Seçmen açısından bakalım olaya… Seçmen, ‘hayatın olmazsa olmazı’ açısından bakmıyor meseleye. Zaten, vekil sıralamalarını kendisi yapmadığı için, ‘mevcudu oylamak’ olarak görüyor seçim. Farkındaysanız, hiç tartışma yok. ‘Sandıkta görüşürüz’ kafası hakim seçmende. Sandıkta görüşmek aslında en iyisi… Sandıkta görüşürüz diyen bir seçmen, ne yapacağı belli olmayan seçmendir. Seçimin, partiler açısından ‘Çantada keklik’ olmadığı demektir bu.
Eh, bu gün itibarıyla manzara-i umumiye bu. Zonguldak sath-ı mailinden görüntüde bu.
Haftaya biraz daha ‘sağlıklı’ bakarız diye düşünüyorum. Kalın sağlıcakla.
|