|
|||
![]() |
BASINDAKİ İÇ ÇEKİŞME. SİYASİ VE BÜROKRATİK RAHATSIZLIK! | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Zonguldak basınında neler oluyor? Türkiye’nin en fazla gazetecisinin olduğu bir kentte yaşanan gazeteci sıkıntısı maalesef kentin gelişimine katkı yerine zarar veriyor. Türkiye’nin hiçbir vilayetinde gazete veya gazeteci sayısı Zonguldak’tan fazla değil. Bizim buradaki gazetecilerin bazılarının ne habercilikle, ne de yorum anlayışlarında kendi çıkarları dışında, kentin sorunlarının çözümüne yönelik alternatif çözüm önerileri bile sunmaktan bihaber. Zonguldak’ta yayımlanan günlük gazeteler dışında; Haftalık yayınlanan veya internet üzerinden gazetecilik yapanların bir kısmı ne yazık ki, siyasi ikbal beklentisi olan “siyaset kurnazlarının, ihale kazanmak isteyen müteahhitlerin” maalesef biraz para vererek rakibini ekarte etmek için “para karşılığında” kullandığı kalemşorler. Bu tip gazeteciler kentin sorunlarını yazmak ve çözüm önerileri sunmak yerine birbirlerine “bel altı” yazılar yazarak, “çok daha fazla tıklanmanın” peşinde. Bunların yoktur birbirinden farkları aslında. Bunların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Birileri bunlara “para vererek” kullanıyor olmalı ki, yazdıklarından zaten belli oluyor. Zonguldak’ta iş yapacaksan, yatırım yapacaksan bu gazetecilere para vereceksin. Zonguldak’ta bir siyasi partinin il veya ilçe başkanlığına aday olacaksan bunlara para vereceksin. “Verirsen iyi, vermezsen kötüsün!” Bu tip gazeteci sayısı fazla değil, bir elin beş parmağını da geçmiyor aslında. Birisi günlük gazete çıkarıyor, bünyesinde en az 10 muhabir ve büro elemanı çalıştırıyor, hepsi SGK’lı matbaası var, devlete vergisini de ödüyor. Aylık gideri nereden bakarsan 50-60 bin TL’yi buluyor. Bu gazeteci elbette aylık 50-60 bin TL’yi bulmak için bir yerlere saldıracak, birilerinin “açığını yazacak” gazeteyi döndürecek. Başka bir gazeteci internet üzerinden aylık 100 TL bile masrafı yok, vergi vermiyor, SGK’lı eleman çalıştırmıyor, kağıt-kalıp derdi yok, kira vermiyor onu eleştiriyor. Yok böyle bir dünya. Herkes dengine göre. Birilerini eleştireceksen, eleştirdiğin kişi ile eşit olacaksın. Eşit güreşeceksin. Kaçak güreşirsen, kündeye getirilir tuş olursun. “Birilerini eleştirirken, birilerini bel altı” yazarken, önce aynaya bakacaksın, kendinle yüzleşeceksin ondan sonra rakibini eleştireceksin. “Tencere dibin kara seninki benden kara” dersen sonra adama. Maalesef Zonguldak basınının geldiği durum böyle. Böylesi bir basından, gazetecilikten hiç kimse hoşnut değil, herkes rahatsız ama kimse de bir şey demiyor-diyemiyor. Herkes birbirine bakıyor. İlin Valisi, milletvekilleri, Belediye Başkanları, sivil toplum örgütleri bile böylesi bir gazetecilikten rahatsız ama hiç kimse de bu tür yazılar yazanlara karşı “tepki göstermiyor” onların yazdıklarını okuyup, ertesi gün birbirlerine anlatıyorlar. O tür yazılar yazanların tıklanma sayılarına bakıyorsun 5-6 bini buluyor ama kentin sorunlarını yazan, çözüm önerileri sunan ilin Vali’sini, milletvekillerini, Belediye başkanlarını, STK’ları çözüm odaklı öneriler sunan gazetecilerin yazdıkları ile kıyaslıyorsun onları daha çok okuyorlar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Hem kızıyorlar, hem okuyorlar. Ertesi gün “Bak şu gazeteci şunu yazmış” diye birbirlerine anlatıyorlar. Bugün Zonguldak’ta ciddi yatırımları, iş alanlarını, işsizliğin geldiği noktayı, geçim sıkıntısının büyük boyutlara ulaştığını, üniversite öğrencilerinin barınma sorununun çözülemediğini, Lavuar alanının 25 senedir bir çivi dahi çakılmadığını, kent içi trafik sorununu, derinin ıslah edilmeyişini, ev kiralarının çok yüksek olduğunu, yeni hastanenin ne zaman tamamlanacağını, Fevkani köprüsü yıkılırsa alternatif çözüm nedir, yatırımcıların bölgeye gelmesi için teşvik edilmesini, Üzülmez Kültür vadisinin akıbetinin ne olduğunu daha onlarca sayabileceğimiz yatırımların yapılması gerektiğini yazan gazetecilerin yazdıklarını okuyanların sayısına bakıyorsunuz, bir de onların “bel altı, erotik fıkralarını”, “bir iş insanı veya siyasetçinin yatak odasını, zamparalığını” yazan gazetecilerin okunurluk oranına bakıyorsun onları daha fazla “tıklayan” olduğunu görürüz. Demek oluyor ki, arz talep meselesi bu. Zonguldak basınının geldiği durum, sorumlu yayıncılık anlayışı, “gazetecilik sorumluluğu, gazeteciliğin etik kurallarının” yok denecek kadar az olduğu bir kentteyiz. Bu sorunun çözümü sadece gazetecilerin değil, elbette bunlara prim veren, bunlara maddi manevi destek verenler de suçlu ve sorumludur. Yazılı basına ağır sorumluluklar getiriliyor da, internet gazeteciliğine neden mali ve diğer sorumluluklar getirilmiyor, bunlara kayıt dışı çalışmasına neden izin veriliyor. İnternet yasası bir an önce çıkmalı, herkes işini düzgün yapmalı. |
|||
Etiketler: BASINDAKİ, İÇ, ÇEKİŞME., SİYASİ, VE, BÜROKRATİK, RAHATSIZLIK!, |
|