Zonguldak’ta onu tanımayan yoktur.

Sempatik görünüşü, güler yüzü ile herkes ona sevgii ile bakardı.

Bu zamana kadar hiçbir işte çalışmadı.

Yaşı 59’du ama kimse de onun o kadar yaşı olduğunu tahmin bile edemiyordu.

Boyu kısaydı ama aklı yerindeydi, akıllıydı da.

Onu gören herkes onun günlük harçlığını veriyordu.

Kimseden para da istemezdi, zaten onu gören hemen elini cebine atıyordu.   

Ona verilen günlük harçlıklarla evinin ihtiyaçlarını karşılıyordu.

Sigarası dışında başka bir alışkanlığı yoktu.

Güzel bir insandı.

Zonguldak’ta kimse onu gerçek ismi ile bilmiyor, “Karga” olarak biliniyordu ama o “Karga” ismi ile hitap edilmesini hiç sevmiyor, “Karga” dendiğinde çok kızıyordu, Hayrullah dendiğinde cevap veriyor, sohbet ediyordu.

Bunca yıllık gazetecilik hayatımda hiç de aklıma gelmezdi, Hayrullah’ın ölüm haberini yazmak. Ama maalesef böyle özel kişilerin ölüm haberleri biz gazetecilerin ister istemez anılarını tazeliyordu.

Hayrullah Tıfıl ile ilk tanışmamız 1999 yılında oldu.

Ben o zaman Önder Gazetesi’nin Zonguldak bürosunda çalışıyorum.

Günlerden bir gün ofise geldi ve nüfus kağıdını kaybettiğini, gazeteye zayi ilanı vermek istediğini söyledi.

Ben de ilanı gazeteye vermiştim, gazete almaya geldiğinde ilan parasını almadım ondan. Çok hoşuna gitmişti. Çünkü parasının olmadığını biliyordum, ondan bundan topladığı parayı ilan parası olarak bana vermek istedi ama almadım. Ve kendisine “sakın kimliğini kaybetme iyi sakla, para cezası var” diye de tavsiyede bulunmuştum.

O gün bu gündür beni her gördüğünde “Çetin abi naber” deyip, elini cebine atar cüzdanından nüfus kağıdını çıkarır bana gösterirdi, “bak iyi saklıyorum, hiç kaybetmedim” diyordu.

Hayrullah Tıfıl gariban bir kişiydi. Temiz kalpli, kimseye zararı olmayan biriydi.

Zonguldakspor’u çok severdi, özellikle de Zonguldakspor’un eski kulüp başkanları Süleyman Caner ve İsmail Recai Şanlı’yı çok seviyordu.

Çünkü onlar ona iyi bakıyorlardı, para desteği sağlıyorlardı.

Zonguldakspor yenildiğinde çok üzülüyordu, yendiğinde de ondan keyifli biri yoktu.

Geçen gün hastaneye yatmış Anjiyo olmuştu.

Hastaneden taburcu olduğunda yine Gazipaşa Caddesi’nde gördüm onu, “nasılsın” dedim, “abi çok iyiyim” dedi bana.

Dün öğle saatleri internet siteleri ve sosyal medyaya bir göz attım, biride ne göreyim.

Hayrullah Tıfıl kalp krizi sonucu vefat etmiş.

Gerçekten çok üzüldüm.

Zonguldak gariban ve de renkli bir ismini kaybetti.

Güzel insandı.

Dedikodu bilmez. Kimsenin arkasından konuşmaz, yalanı, dolanı olmayan bir adamdı.

Allah nur içinde yatırsın, mekanı cennet olsun.

***

MİLLİ EĞİTİM’DE ALDOĞAN RÜZGARI

Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Züleyha Aldoğan rüzgarı sert esmeye başladı.

Marmaris’ten Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atandığında “Yeni Milli Eğitim Müdürü kimdir?” diye sosyal medyaya bir göz gezdirdiğimizde karşımıza çıkan ilk fotoğraf, Milli Eğitim Müdürü Aldoğan’ın eski Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ile dans eden bir kadın fotoğrafına rastladık.

Daha sonra 16 Eylül 2021 tarihinde Zonguldak’taki görevine başladı.

O gün bu gündür yani tam 4 aydır Zonguldak’ta görev yapıyor.

Bu 4 ay içerisinde ne Milli Eğitim Müdürlüğü’nde bir değişim, ne de okullarda farklı bir gelişme görememiştik.

Pazartesi günü internet sitelerine bir haber düştü.

Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Saadettin Dede’nin görev süresinin dolduğu, bu sürenin de uzatılmadığı yerine de Züleyha Aldoğan’ın Marmaris’te iken birlikte çalıştığı, halen Ankara Gölbaşı Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görev yapan Fahri Karaaslan’ı Zonguldak’a gelmesini sağlamıştı.

Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan gizliden yaptığı bu atama işini hiçbir AK Parti Zonguldak milletvekillerine veya il yönetimine sormadan, danışmadan, fikirlerini bile almadan bu operasyonu gerçekleştirmişti.

AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen eski Şube Başkanı Saadettin Dede’nin görev süresinin geçen Cuma günü dolması, uzatılmaması, AK Parti ve Memur-Sen’e bile sorulmadan eski çalışma arkadaşı Fahri Karaaslan’ın, Saadettin Dede’nin yerine getirilmesi şimdilik fazlaca bir gürültü çıkarmasa da, önümüzdeki günlerde Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen camiası ile Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan arasında gerilim havasının eseceği muhakkak.

Sonuç ne olur şimdiden tahmin etmek imkansız ama Milli Eğitim’deki bu “habersiz atama” işi epeyce tartışma yaratacak gibi gözüküyor.

Kurt puslu havayı sever misali.

Neler olacak bekleyeceğiz.