|
|||
![]() |
BU GÜNLERE GELİNCEYE KADAR NE GÜNLER GÖRDÜK BİZ | ||
Arife GÜLERYÜZ | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Biz ne günler gördük Türk milleti olarak ve Zonguldak halkı olarak. Dünya savaş çanları çalmaya başladığı 1892 yılından sonra, Zonguldak kömürü stratejik bir maden statüsü kazandı. 20 Haziran 1909’da da Orman ve Maâdin ve Ziraat Nezaretine bağlanmıştır ki bu süreç Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir. Yavuz ve Midilli zırhlıları için Zonguldak kömürü stratejik bir madendi.
Gerek Wilson prensiplerinde gerekse İngiltere ve Fransa’nın yayımladığı mesajlarda Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerde bağımsız ve egemen bir devletin varlığına dokunulmayacağı ifade edilmekle beraber müttefikler bunda samimi değillerdi.
Mondros Mütarekesi; 30 Ekim 1918'de Osmanlı adına bahriye nazırı Rauf Orbay ile; İtilaf devletleri adına İngiliz amirali Caltrop arasında Limni Adasının Mondros Limanında Agamemnon Zırhlısında imzalanmıştır. Mondros Mütarekesi artık Osmanlı Devleti’nin altı asırlık tarihinin sonuna gelindiğinin habercisiydi. Böylesine dramatik bir çöküşe yol açanların bunun siyasî bedelini ödemeleri kaçınılmazdı. Nitekim mütarekenin imzalanışının ardından ülkeyi felâkete sürüklemekle suçlanan İttihat ve Terakkî Partisi 1 Kasım 1918’de yaptığı olağan üstü kongrede kendini feshetti.Partinin üç lideri, savaşın muktedir adamları Enver, Cemal ve Talat paşalar gizlice ülkeyi terk etmek mecburiyetinde kaldı.
Siyasî güç, birçok siyasî parti ve dernekten meydana gelen İttihat ve Terakkî muhalifi cephenin eline geçmişti. Kasım 1918’den itibaren İtilâf devletleri, 7 ve 24. maddeleri istismar ve ihlâl ederek ülkenin her yanında işgal hareketlerine giriştiler. Mütareke yıllarında Mondros Ateşkes Antlaşmasının 7. maddesine dayandırılarak havza 8 Mart 1919’da bir Fransız subayı komutasında bir miktar polis, jandarma ve piyade askerlerinden oluşan birlik tarafından kömür ocaklarında asayişi koruma bahanesiyle işgal edilmiş, idaresi de merkezi İstanbul’da bulunan İtilaf Devletleri Kömür Komisyonunun emrine verilmiştir. Şehirde hiçbir direnişle karşılaşmayan Fransız subayı sonradan gelecek Fransız askerlerine yer açmak için 32. Kafkas Alayı’nın III. Taburunun bulunduğu binaların boşaltılmasını istemiştir.
23 Nisan 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulunca, İlk meclis tarafından kurulan Milli hükümet Zonguldak ve Taş kömürü meselesini ele almıştır.
“Ayrıca 10 Eylül 1921 tarihinde 15 madde halinde kabul edilen 151 Sayılı Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun BMM Hükümetinin ilk işkanunu hüviyetine sahip olmuştur.
14 151 Sayılı Kanunun ardından 22 Temmuz 1923- 04.08.1923 Tarih ve 2608 Sayılı Kararname ile yürürlüğe konulan yönetmelik gereğince havzada bir amele birliği teşkil edilerek her kömür üretim mıntıkasında birer amele teavün (yardımlaşma) sandığı kurulmuştur” 29 Ekim 1923 Cumhuriyet ilan edildikten sonra ZONGULDAK’TA kömür Ocaklarında, 1940 yılında çıkarılan mükellefiyet kanunu kapsamında Mükellefiyet ilan edilmiştir.
1938 yılında 12 bin 949 işçinin maden ocaklarında çalıştığı görülmektedir. 1940 yılında Ereğli Kömür İşletmeleri kurulduktan sonra mükellefiyetin başlamasıyla işçi sayısı artar. Maksimum fiili işçi sayısı 42 bin olmuştur. Nadir YurtoğluYrd. Doç. Dr. Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi 2016 Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi
|
|||
Etiketler: BU, GÜNLERE, GELİNCEYE, KADAR, NE, GÜNLER, GÖRDÜK, BİZ, |
|