Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile Koronavirüs salgını ile boğuşuyor.
Salgının ortaya çıkmasından bu yana birçok ülkede binlerce kişi yaşamını yitirdi, binlercesi de hastalıkla mücadele ediyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 22 Mart Pazar akşamı verdiği bilgiye göre;
Türkiye’de ölü sayısı 30, vaka sayısı ise Bin 236 ve bunların hepsi de yaşlı insanlar.
Türkiye’de Koronavirüs salgını başladığından bu yana her alanda tedbirler artırılarak, Koronavirüs’ün hızlı yayılması engellenmeye çalışılıyor.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, kendisi de bir hekim olduğu için bu işin başında ve tüm sağlık çalışanları da büyük bir özveri ile görevlerini yerine getiriyorlar.
Ayrıca; tüm Bakanlıklar da Koronavirüs tedbirleri alıp, adeta teyakkuz halindeler.
Koronavirüs salgını ile ilgili tüm tedbirler alınırken, özellikle de 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmamaları konusunda ilk başta “tavsiye” niteliğinde duyurular yapılmıştı.
Bu virüsün özellikle yaşlı kesime daha hızlı bulaştığını yetkililer anlatsa da, ne yazık ki, 65 yaş üstü vatandaşlar bu tavsiyelere uymayıp, sokağa çıkmaya devam etmeleri, İçişleri Bakanlığı’nın daha radikal karar almasını sağladı.
İçişleri Bakanlığı önce yaşlıları uyardı, sonra “65 yaş üstü vatandaşlar için sokağa çıkma yasağı” getirdi.
Sokağa çıkanlar hakkında para ve hapis cezası da uygulanacağı açıklandı.
Zorunlu ihtiyaçlar için yaşlılara yardımcı olmak amacıyla “vefa sosyal destek grubu” da oluşturulduğu söylendi ama bizim yaşlı insanların birçoğu yine dinlemedi.
İnatla evinde oturamadı, sokağa çıkmak istedi.
Kimisi markete gitti, kimisi de bankalara koştu.
Yetkili kurumlar cadde ve sokaklarda 65 yaş üstü vatandaşları bulup onları önce Koronavirüs salgını ile ilgili bilgilendirdikten sonra, onları evlerine geri gönderdiler.
Koronavirüs salgını ile topyekün mücadele etmek gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm Bakanlıklar, valilikler, belediyeler ve ilgili kurumlar görevlerini harfiyen yerine getiriyor.
Bizler de vatandaş olarak bu virüsün Türkiye’de hızla yayılmaması konusunda sorumluluğumuzu bilmeliyiz.
Devlet biz insanların sağlığı için özveri ile görevini yerine getiriyorsa, bizler de kendi sağlığımızı korumak için uygulanacak tedbirlere uymamız gerekiyor.
-Hijyen konusuna çok dikkat edelim.
-Ellerimizi, yüzümüzü sabunla yıkayalım, sık sık kolonya, dezenfektan ürünleri kullanalım.
-Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayalım, “evde kal”alım.
-Kimse ile yakın temas kurmayalım.
-Devlet dairelerindeki ödeme ve işlemlerimizi geçici olarak erteleyelim.
-Bankalarda yapılacak ödeme ve işlemleri birkaç gün erteleyelim.
Bu Koronvirüs belasını başımızdan defedene kadar devlet yetkilileri her türlü tedbiri alıyor, biz de kendi önlemimizi alalım.
Devlet her türlü tedbiri alıyor.
Ancak haklı olarak siz de diyorsunuz ki;
“Kiralarımız var, telefon, su, internet faturaları var. Bankalara kredi ve kredi kartı borçlarımız var, vergi, SSK prim borçlarımız var. Bunları ödemezsek cezalı duruma düşeceğiz, boşuna faiz ödeyeceğiz”
Haklısınız ama bunlar sağlıktan önemli mi?
Allah göstermesin;
Koronavirüs hastalığına yakalandınız, size test yapıldı, test sonucu da pozitif çıktı ne yapacaksınız kurtuluşunuz var mı!
Para sizi bu hastalıktan kurtaracak mı!
Lütfen;
Hep beraber devlet-millet bu Koronavirüs belasından kurtulana kadar, bu hastalığa maruz kalmadan “tedbir…tedbir…tedbir…”
Bu salgının yaşlısı, genci, kadını, erkeği yok.
Bir İtalya, İran, İspanya veya başka ülkeler gibi olmayalım.
Devletin aldığı tüm tedbirlere harfiyen uyalım, uymayanları da uyaralım.
Sağlığımız her şeyden daha önemli.
|