|
|||
![]() |
Çalışan-çalışmayan gazeteciler günü | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün neden gazeteciler günü değil de “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılıyor. 4 Ocak 1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarına önemli iyileştirmeler getiren ve sosyal haklarını güvence altına alan 212 sayılı yasanın kabul edilmesi olarak da bilinir. 56 yıl önce gazetecilerin çalışma hayatlarındaki iyileştirme yapılırken, bugün hangi noktadayız, gazetecilerin haber alma özgürlüğü, çalışma koşulları hala Avrupa düzeyinde olmadığı çak ve net olarak görülebiliyor. Bir yıl içerisinde gazeteciler için iki önemli gün var. Birisi, “24 Temmuz Basından Sansürün kaldırılış günü”, ikincisi “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” Dolayısıyla bugünlerde gazete ve gazeteciler için çok süslü laflar, çok güzel açıklamalar okuyoruz. Gazetecilerin özgürce yazamadığı, onlarca gazetecinin cezaevlerinde olduğu, gazete sahiplerinin ekonomik kıskaç altında olduğu bir ortamda “24 Temmuz Basından Sansürün kaldırılış günü”, ikincisi “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nün ne önemi var. Eskiden yazılı ve görsel basının okur tarafından aranan, okunan, dikkat edilen bir kavramı vardı. Eskiden gazete çıkarmak oldukça zor ve meşakkatliydi. Şimdi ise tam tersi. Sosyal medya, internet gazeteciliği yaygınlaşınca, yazılı ve görsel basın 4 kuvvet olma özelliğinden çıkmış, herkesin gazeteci olduğu, Facebook, Tiwıter, Instagram gibi sosyal medya hesapları yazılı basının önüne geçmiş bir hale geldi. Son yıllarda akıllı cep telefonları da çıkınca, herkesin her yerden sıcak, soğuk her haberden çekilen fotoğraflar anında sosyal medya hesaplarında paylaşılıyor, haberin sıcaklığı, haberin özelliği de bu sayede kaybediliyor. Bugün de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ymüş. Takvim yapraklarının 365 gün içerisinde sığdırılan bir gün sadece. Anlamını yitiren bir gün. Eskiden gerçekten gazeteciliği meslek edinen, alaylı ve okullu gazetecilerin mesleği icra ederken emek veren, beyin jimnastiği yapan meslektaşların yoğun olduğu gerçek gazeteciler vardı. Bugün ise; Gazetecilik mesleği çok kolay yapılabilecek, herkesin gazeteci(!) olabileceği bir meslek haline geldi maalesef. Kamu veya özel sektörde iş bulamayan, ihale kovalayan müteahhitler, iş adamları, kamudan emekli olanların rahatça bulaşabildiği bir meslek oldu gazetecilik. Bir dilekçe ile gazete çıkarıldığı, 50 TL verip matbaada gazetesini bastırdığı, her aradığını bulduran Google sayesinde iki yaprak da olsa çıkarılan gazetelerin ortalarda dolaştığı bir dönem haline geldi gazetecilik. Zonguldak bugün Türkiye’nin en zengin gazete sayısı olan bir vilayet. 60’ın üzerinde gazete var ve onlarca gazeteci bu mesleği yapıyor. Kimi gazeteler nitelikli, kimisi niteliksiz. Kimi gazeteci alaylı, kimisi okullu, kimisi de sonradan bu mesleğe girip geçimini bu yolla sağlayanlardan oluşan bir yapı. Onlarca gazeteciyi bugün sınava tabi tutsak, . “5 N 1 K ne anlam ifade ediyor”, Haber yazımında, “giriş, gelişme, sonuç” ne demektir diye sorsak, inanın yüzde 90’ı bilmez. İlk matbaayı bulan, Türkiye’ye ilk matbaayı getirenin kim olduğu zaten bilinmez. Bugün Zonguldak’ta onlarca gazeteci var diyoruz, bu gazetecilerin yüzde 80 ne gazete okur, ne de bir kitap. Son 20 yılda Zonguldak’ta öyle kişiler var ki, “Gazeteciyim” diye ortalıklarda dolaşıyor. Kurumlardan emekli olmuş, başka yapacak bir işi yok bir şekilde gazetenin birine bulaşmış, eli kalem tutmasa bile “Ben gazeteciyim” diyebiliyor. Yıllarını bu mesleğe adamış, gazetecilik mesleğinin mürekkebini yalamış, gazete dağıtımından gelmiş muhabir olmuş onca gazeteci arkadaşımız “Ben gazeteciyim” diyemiyor, ama onlar rahatça göğsüsün gere gere “Gazeteciyim” diyebiliyor. Eskiden gazete basımdan önce tipo tekniği ile hazırlanan gazete sayfasının ağırlığı 25-30 kilo idi, şimdi 10 gramlık aydıngere sığabiliyor bir gazete sayfası. Yani gazetecilik mesleği 30 kilodan, 10 grama kadar düştü. Saygınlık, itibar kalmadı gibi bir şey. Siyasetçilerin, bürokrasinin, sivil toplum örgütlerinin rahatça ulaşabildiği, “gel” deyince ayaklarına kadar getirebildiği gazeteciler çoğalınca mesleğimiz maalesef en kolay yapılabilecek meslek haline getirildi. Eskiden bir gazeteci her hangi bir kurum müdürünü telefonla aradığında o kurumun müdürü gazeteciden çekinirdi, şimdi o kurumun müdürü değil, odacısı bile gazeteciyi tınlamıyor. Eskiden bir gazeteci bir haber yaptığında o ilin Valisi, Milletvekili, Belediye Başkanı o gazetenin yaptığı haberi ihbar kabul eder anında haber konusu olaya müdahale ederdi. Ve o yazılan haber için teşekkür ederler, sorunun çözüldüğünü de bildirmek için o gazeteye bilgi verilirdi. Şimdi öyle mi? Gazeteci yazıyor, tınlayan yok. Çünkü saygınlık kalmamış. Gazetecilik mesleğinin yeniden saygınlığını kazanması, saygının ve sevginin öne çıktığı bir meslek haline geleceği umuduyla tüm çalışan gazetecilerin gazeteciler günü kutlu olsun.
|
|||
Etiketler: Çalışan-çalışmayan, gazeteciler, günü, |
|