CHP’nin genelinde de, yerelinde de aynı sorunlar yaşanıyor.
“Balık baştan kokar” misali.
CHP’nin yerel yöneticileri “yanlış” yapıyor da, Genel Merkez yöneticileri yapmıyor mu?
Yapıyor elbet.
Kemal Kılıçdaroğlu; “yolsuzluk dosyalarını” gün yüzüne çıkartarak, prim yapmış, “belki partiyi iktidara taşır” umuduyla Deniz Baykal’a yapılan haksızlık neticesinde, kendisini bir anda Genel Başkan koltuğunda bulmuştu.
Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğünden, karakterinden, siyaset anlayışından, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlılığından zerre kadar şüphe duyulmamış ama liderlik konusuna gelince bunda pek de başarılı olamamıştı.
Kılıçdaroğlu iyi bir insan, iyi bir siyasetçi olabilir ama parti içindeki dağınıklığı toparlamakta güçlük çektiği kesin.
CHP’de il yöneticileri Genel Merkezle kopuk, CHP’li Belediye Başkanları da il, ilçe yöneticileriyle. Yıllardır süre gelen “uyum sorunu” henüz giderilememiş olmalı ki; Belediye başkanları da kendi milletvekillerine gitmek yerine, iktidar partisinin milletvekili ile görüşüp, çekilen fotoğrafı da sosyal medya üzerinden kamuoyuna paylaşabiliyor.
“Tam demokrasi getiriyoruz” diyerek yola çıkan CHP’de, milletvekilleri ve Belediye Başkanları “Önseçim!”le belirlense de, önseçimde yaşananları, listenin başına yazılanların nasıl yazıldığını da biliyoruz.
CHP’de 30 Mart 2014 ve 1 Kasım 2015 seçimleri sonrasındaki genel görüntü hoş bir tablo ortaya koymuyor.
1 Kasım sonrası Milletvekili Şerafettin Turpcu, “Sahada kadınlar vardı, gençlik kolları ve erkek üyeler çalışmadı” diyerek, “sahadan çalışanlar” ve “evde yatanlar” diye CHP’ye gönül verenleri iki kategoriye ayırmıştı. Turpcu’nun bu açıklamasından sonra; yıllardır CHP’ye oy vermiş insanlar partiye küsmüş, partiye uğramaz olmuşlardı.
Son günlerde tartışılan konu şu;
Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’in, AK Parti’li Zonguldak milletvekilleri, Bakanlar ve il Başkanı’na Zonguldak’ın sorunlarını içeren ve çözüm öneren dosyanın verilmesi. Yine CHP’den seçilen Saltukova Belediye Başkanı Zerrin Güneş’in partiyi dışlamış, kendi başına Ankara’ya giderek, AK Parti’li milletvekili ile görüşmesi.
Birincisi doğru olan;
Belediye Başkanı Muharrem Akdemir bu şehrin Belediye Başkanıdır. Dolayısıyla da, projelerin hayata geçmesi için doğaldır ki, iktidar partisinin her kademesi ile görüşecek, dosya verecek. İktidar partisinin gerekirse kapısından ayrılmayacak. Çünkü Belediye Başkanı Muharrem Akdemir seçilene kadar CHP’nin adayıydı, seçildikten sonra Zonguldak’ın Belediye Başkanı’dır. Bu açıdan, Akdemir’in yaptığı doğrudur.
CHP’de 3 yanlış demiştik;
Birinci yanlış; Zerrin Güneş seçildiği partinin hiyerarşisine uymakta sıkıntı yaşıyordu. Seçildiği partiyi “tanımıyorum” dercesine kendi kafasına göre hareket ediyor. Ankara’da partisinin milletvekilli olmasına rağmen, iktidar partisine gidiyor. Peki, burada tek suçlu Zerrin Güneş mi?
Tabii ki değil. Zerrin Güneş’i bu partiden uzaklaştıran, ötekileştirmek isteyen, Güneş’in halini hatırını sormayan CHP teşkilatının sorumluluğu yok mu?
Zerrin Güneş ayrıca; “CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçecek” diye gazeteler manşet attığında, Güneş’le kim konuşmaya gitti. Böyle bir dedikodunun gerçek olup olmadığını kim sordu!
Üç yanlış bir doğruyu getirir ya, CHP’de de yanlışlar doğruları perdeliyor, bardağın boş tarafının görülmesine sebep oluyor.
İkinci yanlış; Önseçimle birinci sıradan milletvekili seçilen Şerafettin Turpcu, seçildiği günden beri bir türlü teşkilatları bir araya getiremiyor. Turpcu, seçimden hemen sonra bir bayram günü esti, gürledi, “sahada çalışanlar, evde yatanlar” diye konuşunca, CHP’de yaratılan “küskünlükler”, “barışa” çevrilmedi. CHP’ye gönül verenlere de zeytin dalı uzatılmıyor.
En önemlisi; CHP’de bugüne kadar görev yapmış iyisiyle, kötüsüyle milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanlarını bir araya getirmeyi de beceremediler.
Üçüncü yanlış ise; CHP’nin bugünkü yöneticileri, il ve merkez ilçe teşkilatlarının, Zonguldak’taki Sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya gelmiş değil.
Yine balık baştan kokar diyeceğim ama Milletvekili Turpcu’nun özellikle geçtiğimiz günlerde GMİS hakkında yaptığı açıklamaya bakacak olursak, STK’lar da bir kenara itilmiş gibi gözüküyor.
CHP’lilere moral kazandıracak, partideki küskünleri bir araya getirecek, fikir ve görüşlerin, partiyi daha üst noktalara taşıyacak önemli sayılabilecek bir danışma kurulu toplantısının gerçekleştirememiş olması bu dağınıklığın bir diğer sebebi olarak da gösterilebiliyor.
Mübarek Ramazan ayındayız, geçmiş dönemlerde bu partide milletvekilliği, il başkanlığı yapmış isimler her Ramazan ayında köylere giderek iftar sofralarında halka birlikte iftar açıyorlardı. Maalesef, bugün CHP’de bunu görmek de mümkün olmadı.
CHP’deki yanlış sadece Saltukova Belediye Başkanı Zerrin Güneş’in AK Parti Milletvekili Özcan Ulupınar’la görüşmesi veya resim çektirmesi değil.
CHP’de yanlışlar sadece bunlarla da sınırlı değil.
30 Mart seçimlerinde CHP’den seçilen Belediye başkanlarının hemen hepsinin ortak şikâyeti; milletvekillerinin ve teşkilatlar belediye başkanlarını ziyaret etmiyor, sorunlarına ortak olmuyor. Bu belediye Başkanları da çözümü iktidar partisinde arayınca, başlıyorlar “istifa mı edecek” demeye başlıyorlar.
CHP son yıllarda adeta “küskünler partisi” haline getirildi. Bu küskünleri yeniden partiye kazandırmak, birlik ve beraberliği sağlayacak kişi de, başta Milletvekili Turpcu’dur.
CHP ana muhalefet partisi özelliğini kaybetmeden, önce kendi içinde bir özeleştiri yapmalı, kendi içinde yüzleşmelidir.
CHP yanlışa yanlışla giderse, her gitmek isteyenlere yol gösterirse, Belediye Başkanlarına sahip çıkmaz ise yarın sorun daha da büyür sorunlar aşılmaz bir hal alır.
CHP Milletvekili Şerafettin Turpcu ve Ünal Demirtaş Zonguldak’ın sorunları ve çözümleri ile ilgili basın açıklamalarını Ankara’dan e-mail yoluyla değil, Zonguldak’a gelerek parti binasında basın toplantısıyla açıklamalı, hem teşkilatlar, hem de üyelerle bir araya gelip parti içindeki sorunları da hal yoluna gitmeliler.
|