|
|||
![]() |
CHP heyecanını yitirmiş! | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
CHP Cumartesi ve Pazar günü tüm ilçelerdeki kongrelerini tamamladı. Şimdi sırada 27 Aralık’ta yapılacak il kongresi var. 7 Haziran, 1 Kasım seçimlerinin ardından, sıkıştırılmış ve bir gecede yapılan delege seçimlerinin ardından dün de ilçe kongreleri yapıldı. Dün Alaborina’da gerçekleştirilen Merkez İlçe Kongresi’ni izlerken, “Bu CHP bu kafa ile giderse… olur iktidar” diyenlerin sayısı az değildi. Saat 11.00’de başlaması gereken kongre, 12.25’de başladı. Kongre başladı başlamasına ama salonda coşku, heyecan yoktu. Açılış konuşmasını yapan Cemal Şahin Milletvekili Şerafettin Turpcu, eski Milletvekili Harun Akın ve İl Başkanı Ertuğrul Koltuk’un ismini zikrederken, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’i es geçti. İl Başkanı Ertuğrul Koltuk’un uyarısı ile Başkan Muharrem Akdemir’e de bir hoş geldin diyebildi. Ayrıca, salonda KESK Dönem sözcüsü Tahsin Kumkumoğlu, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, Kültür Sanat-Sen Şube Başkanı Onur Arslan da konuk olarak katılmıştı ama birbirleri ile didişmekten onların isimleri de okunmadı. Eskiden CHP’nin kongreleri böyle mi olurdu. Davullar zurnalar çalar, salonda coşku, heyecan doruktaydı, delegelerin yüzlerindeki pırıltılar salonu aydınlatıyordu. Nereden nereye gelmiş Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP. Salonda sanki CHP’nin Merkez İlçe kongresi değil, “Hisseli Harikalar Kumpanyası” oyununu oynanıyordu. Kürsüye çıkan herkes, “O şunu dedi, bu bunu dedi” “delege seçimleri şöyle yapıldı, böyle yapıldı” diyerek, salonun kongre salonu değil, danışma kurulu toplantısı sandılar. Divan Başkanı Yavuz Boz, ilk konuşan isim oldu. Boz, “Birlik ve beraberlikten” bahsederken, tüm adaylara eşit olduğuna vurgu yaptı ama ara sıra tarafsızlığını kaybeder bir duruma gelmesi, küçük çapta bir gerginliğin yaşanmasına neden oldu. Ereğli ve Alaplı kongrelerine katılacağını belirtip erken konuşma talebinde bulunan Milletvekili Şerafettin Turpcu, ülke gündemine ilişkin bir konuşma yapması yerine, delege seçimlerinde müdahil olmadığı yönünde konuştu ve 7 Haziran ile 1 Kasım seçimlerinde birkaç tane bayanın gönüllü olarak çalıştığını, gençlik kollarının bulunmadığı konusunda öz eleştiri yaptı. Turpcu ayrıca parti içi meseleleri ve seçim süresince “çalışanlar” ile çalışmayanlar” olduğunu söyledi. Turpcu’dan daha birleştirici konuşma beklerdik, ülke gündemi ile ilgili konuşma beklerdik, AK Parti iktidarını eleştiren bir konuşma beklerdik, 7 Haziran–1 Kasım seçimlerinin geride kaldığını bundan sonra neler yapılması gerektiği konusunda tüm CHP’lileri bir çatı altında toplanmaya, el ele verip iktidara nasıl gelinecek bunları konuşmasını beklerdik. Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, parti içerisinde insanların birbirlerine farklı gözle bakmasına müsaade etmeden, herkesin Milletvekili olduğunu açıklamasını beklerken, “sahada çalışanlar, evinde yatanlar” diye ayrım yapması bize eski Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, eski Merkez İlçe Başkanı Tarık Coşkun’un yine bir kongrede kazanan Coşkun’un elini havaya kaldırmasını hatırlattı. Bir Milletvekili bu kadar taraf olabilir mi? Olmamalı. Kazanan da, kaybeden de CHP’li değil mi? Öyle ise böyle ayrıştırma niye. Heyecanını yitiren CHP’nin dünkü Merkez İlçe Kongresi, Cumhuriyetle yaşıt bir partinin sosyal demokrat kimliğine, demokrasi kültürüne yakışmadı. Hesap raporları üzerinde bir görüş belirtilmesi istenirken, kürsüye çıkan herkes birbirini suçladı. Kimse; birlik ve beraberlikten, kardeşlikten, dostluktan, arkadaşlıktan CHP’nin de bir aile olduğundan bahsetmedi. Her kürsüye çıkan birbiri aleyhine eleştiri yaptı. Turpcu çıktı, “sahadan çalışanlar” ile çalışmayanları eleştirdi. Olcay Can ile arasındaki delege yazımı konusundaki diyalogdan bahsetti. Harun Akın çıktı yaşadıklarından bahsetti, kürsüde eski sendikacı Mustafa Dağlıoğlu’na sataştı. Nazire Usta çıktı, erkeklerin sürekli kavga ettiğini, seçimlerde erkeklerin kahvehanelerde, meyhanelerde oturduğunu, sadece kadınların çalıştığını, kadınların da söz sahibi olmak istediğinden bahsederken, adeta isyan etti. Ertuğrul Koltuk, Halil Furat’ın Kilimli kongresinde yaptığı konuşmasında kendisinin İstanbul’da olduğunu, Kemal Kara, delege seçimlerinde kendisine görev verildiğini, diğer gruplarla görüşmeler yaptığını anlattı. Sözde, hesap raporları üzerinde söz alan konuşmacılar birbirleri aleyhine konuşmalar yaptılar. Salonda bulunan sessiz çoğunluk, yani masa başında yazılmış delegeler sessizce dinlerken ara bir isyan edenler vardı o kadar. Defalarca CHP’nin kongrelerini izledim, 3-4 adaylı kongreler de çok gördüm ama bu kadar basit işler yüzünden insanlar birbirleri hakkında eleştiri yapmamıştı. Burada Divan Başkanı da hesap raporları maddesinde bu kadar konuşmacıya izin vermeyecekti. Milletvekili, İl Başkanı, İlçe Başkanı ve adaylar konuşabilir ama her önüne gelen bu kadar uzun konuşunca salondaki insanların da sabrı kalmadı. Merkez İlçe Başkan adaylarının divana verdiği imzalar üzerinde bu kadar tartışma yaşanmaması gerekirdi, bu durum hem insanlar arasında kutuplaşmaya, hem de zaman konusunda sıkıntı yaşanmasına neden oldu. Saat 16.30 olmuş hala listeler üzerinde tartışılıyor. Salona gelen delegelere de saygısızlık değil mi? Saat 11.00’de başlayacağı açıklanan kongre için gelenlere ne çay ikram edildi, ne de yiyecek. Hiç mi düşünmediler, o kadar insan gelecek, kimi köyden kişi uzaktan gelecek o insanlar neden aç bırakıldı. Neden düşünmediler. Yazık ediyorlar CHP gibi köklü bir partiye. Yazık ediyorlar Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir partiye. Yazık ediyorlar, ana muhalefet ve iktidar adayı bir partiye. Kişisel hırs ve çıkarlar yüzünden bu parti bu kadar ayaklar altına düşürülmemeliydi. “Basın eleştiriyor” diyorlar, neden eleştirmesin siz malzeme verirseniz basın da eleştirir, sokaktaki insanlar da eleştirir. Böyle mantık, böyle düşünce, böyle bir yönetim tarzı oldukça bu CHP daha çooookkk eleştirilir.
|
|||
Etiketler: CHP, heyecanını, yitirmiş!, |
|