Yaklaşan 1 Kasım seçimleri öncesinde, siyasi partiler sessiz, sedasız, gürültüsüz, patırtısız seçim çalışmalarını yürütüyor.
Eski seçimler gibi görüntü kirliliği, gürültü kirliliği, adayların birbirleri hakkında eleştirileri de yok.
Böylesi güzel ve temiz bir seçim süreci yaşıyoruz.
Siyasi parti genel başkanları il il geziyor, mitingler yapıyor, Milletvekili adayları kendi çaplarında vatandaşla kucaklaşıyor, kimi el sıkıyor destek istiyor, kimi ise kendini seçilmiş görüyor, çalışmıyor veya çalışıyor görünüyor.
Vatandaşa gelince, vatandaşta seçim havası da yok.
Seçimin yine AK Parti, CHP, MHP ve HDP arasında geçeceği kesin.
Seçim öncesi; şu parantezi açmakta yarar görüyorum.
Her partide belirgin sıkıntılar var ancak, burada en sıkıntılı olan partinin de CHP olarak görmek mümkün.
Ana muhalefet partisi konumundaki CHP bu seçimde, 7 Haziran’daki seçimlere göre daha sönük, daha içeriksiz bir seçim çalışması yürütüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 5 Ekim’de Alaplı, Gülüç, Ereğli, Kandilli, Zonguldak Merkez, Çaycuma ve Devrek’te mitingler yaptı. İlk kez yapılan bu çalışmaya üyelerin ve de vatandaşların beklenilen düzeyde ilgi göstermemesi CHP’nin moralini bozmuş ve rakiplerine malzeme vermişti.
Ayrıca;
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Zonguldak’ta bir otelde yapacağı Ticaret ve Sanayi Odası ile Esnaf Odaları üyeleriyle buluşma çağrısında “fiyasko” yaşandı diyebiliriz. Saat 15.00 olarak duyurulan program saat 17.00’ye sarktı. Salonda TSO ve Esnaf temsilcileri de beklendiği kadar yoktu. Partililer doldurmuştu koltukları ve salonun 3’de 2’si boştu. Kılıçdaroğlu yarım saat konuştu ve hızlıca salondan ayrıldı.
Bu davet nasıl yapılmıştı, davetiye usulü mü? Telefonla mı çağrı yapılmıştı. Ana muhalefet lideri gelecek sanayici, esnaf, iş adamları ve STK’larla toplantı yapacak katılım bu kadar mı olmalıydı.
CHP’nin 12 Belediyesi, il, ilçeler ve Milletvekili adayları neden organizasyona dahil olmadılar. Bu organizasyon CHP’ye yakışmadı.
Diğer taraftan;
CHP’nin Zonguldak Milletvekili adayları bu seçimde tam randımanlı çalıştığını söyleyemeyiz.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Zonguldak’a geldiğinde görünenler birden ortadan kayboldular.
7 Haziran öncesinde önseçimle birinci sırayı kapan Şerafettin Turpcu, eskisi gibi ortalarda görünmüyor. Günler sonra Çaycuma’ya gelen Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın yanında gördük sadece.
“Nasıl olsa ben garantiyim” deyip yan gelip yatıyor mu?
İkinci sıra adayı Ünal Demirtaş da, Turpcu’dan bir farkı yok gibi. Onu da Ereğli’ye bağlı köy muhtarları ile bir masada görüntülenmiş fotoğrafını Facebook sayfasında gördük o kadar.
Üçüncü sıra adayı; 22. Dönem Milletvekili deneyimli siyasetçi Harun Akın CHP’nin bütün yükünü çekiyor. Harun Akın deneyimi ile CHP’yi şimdilik sırtlıyor. Kurumları geziyor, CHP programlarını anlatıyor. Anlaşılan o ki, Harun Akın 1 Kasım’a kadar tek başına çalışacak.
7 Haziran’da 3’te olan Deniz Yavuzyılmaz bu kez 4’ncü sıraya gönderilince Küsmüş-darılmış-kırılmış-çalışma şevki kırılmış. O da Kılıçdaroğlu’nun gelişinde bir göründü, ortadan kayboldu.
Beşinci sıradaki Buket Müftüoğlu da bir kadın aday olarak 5’nci sıradaki yerini beğenmiş değil. Çok da zevkle çalışmıyor.
Özetle;
CHP 1 Kasım seçimleri öncesinde sanki kendi ayağına sıkıyor gibi.
Birlik ve beraberlik tam anlamıyla sağlanmış değil, herkes ayrı telden çalıyor.
Küsenler, darılanlar, çalışmayanlar çok.
* * *
CHP, 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin oylarını alan MHP’nin bir Milletvekili çıkarmasıyla 1008 oy farkıyla Zonguldak’ta birinci parti olmuştu. Karadeniz’de de kırmızı işareti yakan tek İl’di.
Eğer CHP, yine Zonguldak’ta birinci parti olacağını sanıyorsa, bunu da garanti görüyorsa yanılıyor.
Oysa;
Rakipleri güçlü, rakiplerinin vaatleri de halka dokunan vaatler.
AK Parti 7 Haziran’da emekli, asgari ücretli, taşeronlara kadro konusunda politika izlememişti. AK Parti bu seçimlerde halka dokunan politikalar yapıyor, bu da merkez sağda kabul görüyor. Anketler AK Parti’nin oylarının düştüğünü gösterseler de, anketler de yanılabiliyor bazen.
AK Parti hem seçim vaatleriyle, hem toplumun her kesimini ilgilendiren söylemleriyle, hem de Zonguldak’ta 5 koldan ve tüm teşkilatlarıyla seçime asılması CHP ve MHP’nin işini zorlaştırıyor.
MHP adayları da güçlü isimler. Zeki Çakan ve Yavuz Erkmen isimleri yabana atılacak isimler değil.
Durum böyle olunca;
CHP’nin handikapları da diğerlerine göre fazla olunca, CHP’nin bu seçimde işinin çok zor olduğunu görmek mümkün.
Bir tek Harun Akın’ın çalışması ile seçimin kazanılmayacağını, hedefe ulaşılamayacağını anlamaları gerekir. Liste 5 kişilik, bu zamana kadar da hiçbir aday bir araya gelip strateji belirleyemediler, program paylaşımı yapmadılar.
CHP çok dağınık bir seçim süreci geçiriyor.
CHP 1 Kasım’da Zonguldak’ta birinci olabilecek mi?
Çok övündükleri Karadeniz’de kırmızı işareti tekrar yakabilecekler mi?
Hatırlatalım isterseniz;
CHP 7 Haziran’da %38.52 ve 147,650 oy ile 2 Milletvekili çıkarmış. AK Parti %38.26 ve 146,642 oy ile 2 Milletvekili çıkarmış ve MHP ise %16.25 ve 62,300 oy ile 1 çıkarmış.
Diyeceğimiz o ki;
CHP ile AK Parti arasında sadece 1008 (bin sekiz) oy farkı var.
Görünürdeki tablo bu. Bilmem anlatabildim mi?
|