Yaşıyorsak mutlu olmak için çalışmalıyız. Çalışabilmek için sağlıklı ve keyfimiz yerinde olmalı.
Evrensel tabi hukuka göre doğuştan haklarımız var. Yaşma konforumuz en üst seviyeye yükseltmek en normal mücadelemiz ve toplumsal hedefimiz.
Dünya hali bu ya, bazıları çalıştığı kadar elde edebildiği yaşam konforuna razı olmayıp kanaat edemediği için başkalarının ürettiklerini çalma hastalığına yakalanmış.
Oysa her hakkına razı olmalı ve çalışıp ürettiğinden fazlasını, yani başkasının emeğine göz dikmemeli. Tabiatın tabi düzeni buna göre programlanmıştır.
Feleğimizi şaşırtan COVİD-19 kadar bulaşıcı ve o derece öldürücü bir anomalidir. Başkasının ürettiğini başkasının çalışıp elde ettiği yaşam konforunu kaba kuvvetle hukuksuz olarak çalmak en öldürücü pandemidir.
Ülkeler arası savaşlar; başkalarının yaşam zenginliğinden karşılığını ödemeden çalmak içindir. Bu savaşların tek sebebi kendi ürettiğine kani olmama hali olup, başkalarının zenginliklerine göz dikme hastalığıdır.Bu hastalığın tedavisi için ne klinik çalışma, nede bilimsel bir araştırma yapılmamaktadır.
Âdemoğlu bu hasatlığa alışmış olduğu için şikayetçi olan karşı olan pek kimse de yok.
Avrupa’da yüz yıl savaşları olarak anılan savaşlar tabiatın sunduğu zenginliği paylaşım savaşı değimliydi?
Amerika kıtasının keşfiyle öldürülen 190 milyon yerli halk, 1. Dünya savaşında yaklaşık 40 milyon, 2. Dünya savaşında yaklaşık 60 milyon insan başka ülke halklarının zenginliklerini paylaşım için yapılmadı mı?
Her yıl grip türü mikroplardan meydana gelen üst ve alt solunum yolları enfeksiyonundan ölenlerin sayısı 2 milyondan fazla, Dünyanın dört bir yanında savaşlar ve anarşizmden terörden ölenlerin sayısından söz ediliyor mu?
Bence COVİD-19 dan çok insandan korkun.
1910 yıllarında reel para ölçüsü altın ve gümüştü. Her ülke altın-gümüş rezervi kadar para basabilirdi. Ve bütün ülkelerin paraları altına göre değer alırdı. Rezerv para birimi altın-gümüştü.
2.Dünya savaşından sonra galip devletler dünya rezerv parası olarak Doları belirledi. 1971 yılına kadar dolar altın rezervi kadar basılırken, ABD dolar basmak için altın rezervine esas almaktan vaz geçti.
1910 yılından bu yana özellikle 1941 den bu yana o kadar karşılıksız para basmış ki 1911 yılından bu yana dolar 99 değer kaybetmiş. Ülkelerin merkez bankaları altın-gümüş rezervlerinden türev kağıtlar üreterek piyasayı paraya boğmuşlar.
Bu türev para rezervi gerçek paranın iki katına çıkmış, bankalar para rezervleri kadar türev üreterek, olmayan parayla kredi açmışlar.
Dünyada dolaşımda bulunan para 250 trilyon dolar deniyor. Ama dünya da dolaşımda bulunan para (türevlerle birlikte) 500 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Yani 250 trilyon dolar borç rezervi var. 2008 krizi ve şimdide COVİD-19 nedeniyle üretimin durmasıyla küresel resesyon geldi çattı.
250 trilyon dolar karşılıksız ve sadece kıymetli kayıttan ibaret karşılıksız para buhar olacak her kesin elinde kağıt kalacak. Kimse elindeki kağıtları paraya çeviremeyecek. Yani resesyon.
1912 yılında 1 ons altın (31,1034807 gram) 18,93 dolar iken bu gün1 ons altın 1.735,91 dolardır.
Türk Millet ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2000 yıllık devlet geleneğinde, idaresi altındaki devletlerin bile milli zenginliklerini ganimet bilmemiştir. O Ülkelerin inançları, ticaretleri, iç hukukları, gelenek ve göreneklerine dokunulmadığı gibi Devlet güvencesi altına alınmıştır.
Buna örnek olarak Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde yerli halkın yaşam alışkanlıklarını ve inançlarını güvence altına alan ünlü fermanı gösterilebilir.
Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Suriye Suriyelilerindir, Libya Libyalılarındır, Irak Iraklılarındır, Somali ve Yemen’in ülke halklarına aittir diyerek sahaya inmesi öteki milletlerden farkımızdır.
Aç gözlü batılı emperyalistler COVID-19 ile toplum mühendisliği ile 8 milyar dünya halkını dizayn etmektedir.
Belki bayramı ve baharı tadınca yaşayamadık, ama Devletimiz tam organize bir şekilde her şeye hakimdir. Gerekli önlemleri bilimsel bir şekilde alıyor ve ücretsiz sağlık hizmeti ve modern hastaneleri ile dünyaya örnek olmuştur.
Endişeye kaygıya mahal yoktur.
Nasıl gripten ve diğer enfeksiyonlardan korunmak için tedbirler alıp kendimizi koruyorsak, Devletin yayınladığı önlemleri alarak elimizde olan imkanlarla hayatın tadını çıkaralım.
|