|
|||
![]() |
Demirci’nin durumu, Uçar’ın TTK vurgusu | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Genel Maden İşçileri Sendikası’nın şube kongreleri tamamlandı. En son Cumartesi günü de Kozlu Şube kongresi yapıldı. GMİS Şemsi Denizer Salonu’ndaki kongreye, iktidarın Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen ve Hamdi Uçar vardı. Muhalefetten, yani CHP’den iki Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Deniz Yavuzyılmaz yoktu. Bunlar GMİS’in diğer şube kongrelerine de gelmemişlerdi zaten. Şimdi GMİS’in Kozlu Şube kongresine dönelim; GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci konuştu, güzel de mesajlar verdi. Demirci’nin bu konuşması sanki bir “veda konuşması” değil, görev yaptığı 4 yıllık sürede sendika olarak güzel işler yaptıklarını, maden işçilerine önemli haklar kazandırdıklarını anlatarak, “yeniden aday olabilirim”in sinyallerini vermişti. Tabii ki Ahmet Demirci madencidir, yerin altında yıllarca emek vermiş, maden işçilerinin sorunlarını en iyi bilen bir isim. Ahmet Demirci çok dürüst, çok mütevazi, yalanı-dolanı olmayan, fırıldak işleri bilmeyen-beceremeyen kafasının arkasında tilkileri dolaştırmayan bir isim. GMİS’in yeni seçilen şube başkanları ve aday olmayı düşünen isimler Ahmet Demirci’nin “bir ağabey” olarak yeniden Genel Başkanlığa aday gösterilmesi, onun önderliğinde yeni bir oluşuma gitmesinde Zonguldak ve kurum açısından ben yararlı olacağına inanıyorum. GMİS’in Karadon, Gelik, Üzülmez, Armutçuk, Merkez, MTA ve Kozlu şubeleri Genel Merkez kongresine kadar bir araya gelip Ahmet Demirci’nin durumunu görüşüp, güzel bir karar alacağına da inanıyorum. *** GMİS’in Kozlu Şube kongresinde bir başka göze çarpan olay; AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar’ın konuşmalarıydı. Bir siyasetçinin, bir sendika kongresinde kürsüye çıktığında yaptığı konuşmaların politize edilmemesi gerektiği vurgusu önemliydi. Özetle ne diyordu Hamdi Uçar; “Siyasetçi olarak burada bu konuşmamı yaparken, açıkçası zaman zaman böyle genel kurullarda konuşmalarla politize ediyorlar. Ben bir siyasetçi olarak bu tür toplantıların politize edilmesine karşıyım. Sadece bu genel kurullarda, bu toplantılarda temsil ettiğiniz kitlelerin, temsil ettiğiniz insanların sorunlarının, çözüm yollarının, nasıl daha iyi yapılabilirlerin konuşulmasının taraftarıyım” Ayrıca Uçar, 1970-80’li yıllarda TTK’da 45-50 bin işçinin çalıştığını övünerek anlatıyorlar ya, buna da farklı bir pencereden ve haklı olarak şöyle anlatıyor. “1980’li yıllarda kurumda 45-50bin kişi varken. Çalışırken demiyorum. Kurumda 45-50 bin kişi varken bakıyorum üretim 3,5- 4,5 milyon tonlarda. Bizim dönemimizde en son 3 bin işçi aldığımızda üretim 2,5 milyon tonlarda olmuş. Yani 12 bin işçi ile 2,5 milyon ton üretim yapılmış. Aslında kurumu 50 bin kişi istihdam ettiğimiz, çalışan demiyorum bakın, kurumu aslında 4 milyon ton kömür ürettiğimiz o zaman yıpratmışız” diyor ve ekliyor, “O zaman çıkıp bir yetkili dememiş ki bu şehrin başka iş kollarına, başka iş alanları yaratılmasına proje üretelim dememiş” Milletvekili Hamdi Uçar bu sözleri söylerken, salondan hiçbir tepki verilmedi. Çünkü doğruydu. Doğruları söylüyordu. TTK’ya özellikle 1980 sonrası; yani Turgut Özal’ın Anavatan Partisi döneminde çok işçi istihdam edilmişti. Yer altına alınıyordu ama “adamını bulan” rapor alıp yer üstüne çıkıyordu. ANAP iktidarı döneminde TTK’yı “çiftlik” olarak kullanıyorlardı. Yıllarca işe gitmeden maaş alanlar da çoktu. TTK o yıllarda yer altına kazmacı, domuzdamcı, lağımcı, pano ayak üretim işçisi gibi üretim işçisi almak yerine yer üstüne yığma yapıyordu. O dönemin siyasetçileri; Hamdi Uçar’ın söylediği gibi “Kömür ve Demir çeliğe dayalı yan sanayiler geliştirelim”, “Zonguldak’ta ekonomiyi çeşitlendirelim veya tarım, hayvancılık, turizm ağırlıklı sektörler yaratalım” dememişler. Çünkü o dönemin siyasetçileri yıllarca TTK üzerinden politika yapmışlar, TTk üzerinden seçimlerde oy avcılığı yapmışlardı. Hatırlarsanız; Bir seçim döneminde; Süleyman Demirel geldi “TTK’ya işçi alacağız” dedi. Turgut Özal Geldi o da “işçi alacağız” dedi. Necmettin Erbakan da aynı söylemlerde bulundu. Bülent Ecevit de o modaya uydu. Sonrasında onların dönemi bitti. Bu kez Tansu Çiller, Mesut Yılmaz’ın TTK üzerinden işçi alımı açık artırmalarına tanık olduk. O dönemin siyasetçileri TTK üzerinden siyaset yapınca, o dönemlerdeki gençler başka iş kollarına yönelmemiş, “TTK’ya işe gireceğim umudu” ile günlerini geçirmiş, ta ki 5 Nisan 1994 kararları ile kurumda başlayan Re’sen emeklilik uygulamaları ile TTK’dan umut bekleyenler, umutlarını zaman içerisinde yitirmeye başladılar. Üniversiteye giden gençler Zonguldak’a dönmek yerine başka illerde iş aramaya başladılar. Re’sen emekli olanlar da çocuklarının geleceğini düşünerek İstanbul, Kocaeli, Çorlu ve sanayisi geniş illere göç etmişlerdi. TTK’da, Hamdi Uçar’ın da bahsettiği gibi 45-50 bin kişi istihdam edilirken, yer altındaki kömür üretimi bugüne oranlarsak hiçbir farkı yok. Bugün TTK’da 7 bin civarında işçi çalışıyor. Bunun 4 bini yer altında ve yer altından çıkarılan kömür miktarı yıllık 700-800 bin ton civarında. Sonuç olarak; TTK bugün norm kadronun çok altında işçi sayısı ile üretim yapıyor. Bugün Bin 500 işçi dahi alınsa kurumdan emekli olanların sayısı da hızla artıyor. Sözün özü; TTK’ya alınacak bu Bin 500 işçide çare değil. En az 6-7 bin işçi alınarak, yerin altında çıkarılmayı bekleyen 1 milyar 300 milyon ton kömür yeryüzüne çıkarılıp, yeniden ekonomiye kazandırılır, dışarıdan kömür almak yerine yerli ve milli kömürümüz ile hem dışa bağımlı kalmayız, hem de milyarlarca dolar paramız cebimizde kalır.
|
|||
Etiketler: Demirci’nin, durumu,, Uçar’ın, TTK, vurgusu, |
|