Bir zamanlar Türkiye’nin Almanya’sı diye övündüğümüz, emeğin, emekçinin başkenti tanımlamasının arkasına sığındığımız Zonguldak son 25 yılda nüfus ve ekonomik olarak daha da çökertilmişti.
Bartın(1991) ve Karabük’ün(1995) Zonguldak’tan ayırmaları ile nüfus olarak da gerileyen Zonguldak ne yazık ki, emeğin, emekçinin başkenti olmaktan, Türkiye’nin Almanya’sı olmaktan çıktı.
TÜİK 2015yılı verilerine göre, Zonguldak nüfusu 597 bin 907, Bartın nüfusu 190 bin 708, Karabük’ün nüfusu 236 bin 978 olarak tespit edildi.
O dönemler Zonguldak’ın toplam nüfusu bir milyonu aşmış, milletvekili sayısı da 9 iken bugün gelinen noktada Zonguldak hem nüfus olarak, hem milletvekili sayısı olarak 9’da 5’e düşmüştü.
Son 25 yıl içerisinde Zonguldak’ta elle tutulur, gözle görülür bir gelişme olmamış, genel anlamda sanayi yatırımı da geliştirilememiş olması, Bülent Ecevit Üniversitesi’nin öğrenci kapasitesi artınca şehir olarak, sanayi şehrinden öğrenci şehrine doğru gidiyoruz.
Zonguldak’ın nüfus bakımından daraltılması, şehrin gelişmesine yön verecek, katkı sağlayacak kurumlarda da “daraltma” operasyonları devam etmiş, bir zamanlar Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük KİT’leri arasında yer Türkiye Taşkömürleri Kurumu’nda çalışan işçi sayısı 25 yıl öncesinde, yani 1991 yılında 31 bin 215 kişi iken, bugün bu kurumda çalışan işçi sayısı 2015 verilerine göre 8982 olarak belirlenmiş.
Türkiye’nin dört bir yanından, Zonguldak’a dolayısıyla da TTK’ya işe girebilmek için gelenler o zamanlar iş bulmuş çalışmışlar, emekli olmuşlar çocuklarına bu kurumda yer bulamayınca da sanayi şehirlerine göç etmişler.
Yani Zonguldak’ın geleceğini görmemişler, gitmişler.
Zonguldak’ta kamu ağırlıklı yatırımlar yapılmamış, sadece enerji sektörü olarak Eren Enerji yatırım yapmış. Eren Enerji de kısmen Zonguldak’ın istihdamına biraz çözüm olsa da bu da yeterli olmamış.
Ekonomik olarak da çöken Zonguldak bugün ayakta durabiliyorsa, sadece Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları sayesinde durabiliyor.
Özelleştirilmesine rağmen, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları ürettiği yassı mamulleri iç ve dış piyasaya satıyor ve Zonguldak’ın ekonomisine canlı tutmasına sağlıyor.
Bunu şuradan anlayabilirsiniz;
Her yıl Mart ayında açıklanan Kurumlar vergisi rekortmenlerinin ilk 100’ünde birinci sırada Erdemir yer alıyor.
Erdemir vergisini Zonguldak’ta ödüyor ve dolayısıyla da Zonguldak’ın katma değerine yüzde 45 katkı sağlıyor.
Bir tek Erdemir’mi var Zonguldak’ta.
Elsan Bereket Enerji (Çates), Eren Enerji, AVM ve AVM’lerdeki merkezi İstanbul’da bulunan süper marketler, Bankalar yok mu? Var tabii ki de, onların merkezleri İstanbul veya Ankara gibi şehirlerde oldukları için katma değer olarak Zonguldak’a bir katkıları yok. İstihdama az da olsa bir katkısı var o kadar.
Ereğli’de, Devrek’te, Çaycuma’da birçok özel şirketler de var. Bunlar da vergisini Zonguldak’ta vererek ekonomiye katkı veriyor illaki.
Zonguldak Erdemir’in ödediği vergiler sayesinde Türkiye’deki vergi sıralamasının ilk 20’nin içine giriyor.
Siyasetçiler, bürokratlar konuşuyor, biz yazıp-çiziyoruz ama bu şehrin ekonomik kalkınması, işsizliğin önlenmesi, gelir dağılımının adaletli bir şekilde sağlanması, Zonguldak’ın Gayri Safi Milli Hasıla’dan aldığı paylar, Belediyelerin İller Bankası’ndan aldığı paylar tabii ki Erdemir’in ödediği yüksek vergiler sayesinde olduğu unutulmamalı ve Erdemir’i gözümüz gibi bakmalıyız.
Erdemir’de Zonguldak’ta giderse vay halimize. O zaman Zonguldak Türkiye’nin en büyük kasabası olur.
***
KADIN CİNAYETLERİ SON OLSUN!
Türkiye’de son yıllarda artan kadına şiddet, tecavüz, ayrımcılık ve kadın cinayetleri dikkat çekici noktaya ulaştı.
Yüzlerce kadın ya kıskançlık yüzünden, ya başka sebeplerden dolayı kimisi eşleri tarafından, kimisi de sevgilileri tarafından, kimisi de töre cinayetlerine kurban gidiyor.
Kadın cinayetlerinin son kurbanı, önceki gün Zonguldak’ta TTK’da çalışan 22 yaşındaki Necla Sağlam.
Cinayete kurban giden kadınların hepsinin de ayrı bir hikâyesi var aslında.
Necla Sağlam babası cezaevinde, annesi Isparta’da yaşıyor. Necla Sağlam ise Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyümüş, eğitimini tamamlamış KPSS’ye girmiş, kazanmış ve TTK’da işe girmiş.
Kim bilir, 22 yaşındaki gencecik Necla Sağlam’ın ne hayalleri vardı, gelecekle ilgili neler düşünüyordu. Ne planlar yapıyordu bundan sonraki hayatını devam ettirmek için.
Genç kız vahşi bir şekilde evinde başına poşet geçirilmiş ve boğazı kesilerek öldürülmüş olarak bulunmuştu.
Bunu yapan insan olamaz, bu asla ve asla insanlığa sığmaz.
Necla sağlam’da Türkiye’de cinayete kurban giden yüzlerce kadından sadece biri.
Bu cinayetler son olsun artık.
Hükümet ve Devlet kadın cinayetleriyle ilgili özel bir yasa çıkartarak, kadınları öldürenlere çok ağır cezalar vermeli. Kadınları koruyucu tedbirler almalı.
Kendini bilmez, aşağılık, insanlıktan nasibini almamış, gözü dönmüş canilere en ağır cezalar verilmelidir.
|