Yer; Türkiye Taşkömürleri Kurumu Kozlu İncirharmanı.
Günlerden; 3 Mart 1992 Salı.
Saat 20.30 civarı.
Bir avuç kömür için;
Ölüm pahasına kömürü kazıp yer üstüne çıkarmak, hem ekmek parası, çoluk çocuğunun rızkını kazanmak, hem de ülke ekonomisine katkı vermek için yerin yüzlerce metre altına inen madenciler için kara bir gündü o gün.
Onlar kazma, kürekle kazdıkları kömürü yer üstüne çıkarmanın, ne kadar fazla üretirlerse Zonguldak ve dolayısıyla da ülke ekonomisi de o kadar fazla kazanacaktı.
Amaçları, niyetleri, düşünceleri sadece kömür üretmekti.
Bir avuç kömür demek, onlar için yaşam kaynağı demekti.
O gün;
Saatler 20.30’u gösterdiğinde yerin eksi 560 kodunda patlayan bir grizu ve yerin altını saran toz bulutları onların yaşamını elinden almıştı.
Kozlu’dan gelen grizu faciası haberi ile tüm Türkiye sarsılmıştı.
İlk başta kimse ne olduğunu pek de anlayamamıştı.
Saatler ilerledikçe olayın büyüklüğü gün yüzüne çıkıyordu.
Yetkililer teyakkuzdaydı.
Olay duyulur, duyulmaz herkes Kozlu’daydı.
Teknoloji bu kadar da gelişken değildi.
İletişim konusunda zayıftık.
Ambulans sayısı bile yeterli değildi.
Hastaneler bile ölü ve yaralıları alamaz haldeydi.
Faciadan kurtulanlar, kendi canlarını bile hiçe sayarak ocak içinde mahsur kalan mesai arkadaşlarını kurtarmaya çalışıyordu.
Ocak içinde mahsur kalan madenciler kimi tozdan, kimi de olası bir yangına karşı basılan sudan boğulmuştu.
Ve;
Rakamlar açıklandığında 263 madenci grizu faciasında şehit olmuştu.
Aradan 28 yıl geçti.
Hala acısı ilk gün gibi yürekleri dağlıyordu.
Bu faciada ve sonrasında yaşanan maden kazalarında olmak üzere; vatan toprağını korumak için vatani görevini yerine getiren, teröre karşı mücadele veren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine sabır diliyorum.
***
Türkiye’nin tek taşkömürü üretimi yapan TTK’da bir zamanlar 50-60 bin işçi çalışıyordu.
Bu sayının yüzde 70’i dışarıdaydı.
Yani TTK’nın yer üstünde faaliyet gösterdiği işyerlerindeydi.
Yer altında çalışan sayısından 3-4 misli yer üstünde çalışıyordu. O yüzden de TTK’da çalışan sayısı 50 veya 60 bin civarındaydı.
O günlerden bu günlere gelindiğinde;
5 Nisan 1994 kararlarından sonra TTK’da uygulanan Re’sen emeklilik furyası ile başlayan süreç bugünlere gelindiğinde kurumda bugün çalışan sayısı 7 bin 917.
Kurumdan emekli olanların yerine alınan işçiler olmasına rağmen, TTK bugün varlığını sürdürebilmesi için eksik işçi ile yetersiz üretim yapabiliyor.
Geçmişteki siyasi iktidarlar, kurumun üzerinde aldığı kararlar, oynadığı oyunlar bugün kurumun gerek işçi sayısı, gerekse kömür üretimi bakımından yetersizliğinin baş sorumlularıdırlar.
Özellikle de;
1991 büyük madenci grevi sırası ve sonrasında TTK için söylenen “Türkiye’nin sırtında kambur” ifadeleri, o zaman Holding sahibi İshak Alaton’un dönemin ANAP iktidarına, “Ocakları kapatalım bu ocaklarda Soman balığı üretilsin” sözünü de unutmuş değiliz.
“Bu havzada kömür var” diye Zonguldak kuruldu.
“Zonguldak’ta kömür var diye” Kardemir ve Erdemir kuruldu.
“Zonguldak’ta kömür var” diye demiryolları, liman kuruldu.
Ama ne yazık ki; Zonguldak’tan göç dalgası devam ediyor.
TTK eskiden olduğu gibi gençlerimiz için artık umut olmaktan çıkmış, başka illerde iş bulmanın hesabını yapıyor.
Bu kurum bugüne kadar 5 bin şehit verdi.
Bu kurum her ne pahasına olursa olsun daha da güçlendirilerek yaşatılmalı.
İşçi sayısı ile birlikte kömür üretimi de artırılarak yaşatılmalı.
|