|
|||
![]() |
GAZETECİ SUÇLU, SİYASETÇİNİN HİÇ Mİ SUÇU YOK! | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Zonguldak basını ve gazeteciliğin geldiği durum ile ilgili defalarca yazmaya çalışıyorum. 1975 yılında, 13 yaşında gazete dağıtıcılığı ile başladığım bu meslekte 45 yıllık sürede matbaacılık, mürettiplik(dizgici), baskı ustalığı, nizampajcı, spor ve haber muhabirliği yani gazetecilikle ilgili her alanda çalıştım. Gazetecilik mesleğinde yapmadığım sadece gazete patronluğu. Bu mesleğin mutfağından gelen ve bu meslekten emekli olmuş biri olarak her yazımda Zonguldak’taki gazetecilikle ilgili eski gazetecilikten örnekler veriyorum. Eskiden gazetecilere karşı “sevgi, saygı, güven” vardı. Siyasetçiler, bürokratlar, STK’lar ile sokaktaki vatandaş bir gazetenin yaptığı haber veya köşe yazarının yazdığı bir yorum dikkate alınıyor, gereği yapılıyordu. Eskiden gazeteciler, bir kuruma gittiğinde saygı ile karşılanıyordu. Eskiden gazeteciler, “kendini değil”, “kentini düşünerek” haber yapıyordu. Eskiden gazetelerin sayfaları ya el dizgisi, ya da entertip makinesi ile kurşun harflerle 8-10 saatte hazırlanıyordu. Gazetecilik mesleği zordu, meşakkatliydi, ağırlığı vardı. Şimdi öyle değil. Teknoloji geliştikçe gazetecilik mesleği de ağırlığını kaybetmeye, “her önüne gelenin gazetecilik yaptığı” bir meslek haline geldi maalesef. Her zaman söylüyorum. Eskiden muhabir kağıt ve kalemle haberini yazıyor, dizgi ustasına gönderiyor orada habere dönüştürülüyordu. Fotoğraflar makine ile çekiliyor, fotoğrafçıda tab ediliyor, o fotoğraflar İstanbul ya da Ankara’ya gönderiliyor klişe olarak basılıyordu. Şimdi öyle mi. Akıllı telefonla çek fotoğrafı, anında WhatsApp üzerinden internet sitesine atıyorsun. Eskiden her önüne gelen gazetecilik yapamazdı. Gazetecilerin çoğu alaylıydı ama hepsi de kaliteli insanlardı. Şimdi gazetecilik tamamen menfaate dayalı, “parayı verinin haberinin yapıldığı” bir meslek haline geldi. Zonguldak’ta bugün sayılarını bile kimsenin bilmediği yazılı ve görsel, internet üzerinden yayın yapan gazete sayısı arttıkça bilgi kirliliği, kavram kargaşası oluşmaya başladı. . Bugün Zonguldak’taki gazetecilerin yüzde 90’ını sahada göremezsiniz. Birçoğu da masa başında “kopyala, yapıştır” gazeteciliği yapıyor. Haber olduğunda 5 kişi, yemek ve kahvaltı olduğunda 50 kişi oluyor. İnternet sitelerinin hepsi de “tıklanma” oranını artırmak için “Gazetecilik etik kurallarını” hiçe sayarak, “belgesiz, bilgisiz, dayanaksız, çamuru at izi kalsın, yalan, yanlış, özel hayata dokunan” haberlerle gazetecilik yaptıklarını sanıyorlar. Bir internet sitesinin yazdığı haberin aynısını kopyalayıp sitesine atan, “emek hırsızı” gazeteciler de var elbet. Bugün Zonguldak’taki gazeteciler üzerine algı operasyonları yapılıyor haklı olarak. Bugün Gazetecilik mesleği “bazı güvensiz” kişilerin mesleğe girmesinden sonra “güven sorunu” yaşamaya devam ediyor. Özel bir sohbeti bile haber niteliği olmasa da, sırf ortalığı karıştırmak, insanları birbirine düşürmek için gazetecilik yapanlar bile var. Maalesef bugün Zonguldak’ta herkes gazetecilerden yaka silkinir oldu. Kimsenin güvenmediği, “para verir sustururum” ya da “para verir yazdırırım” anlayışının sürdüğü bir meslek oldu. Bugün gazetecilik mesleğini yapanların birçoğu “siyasetçiler tarafından kullanılan”, gazeteciye para verip, rakiplerinin özel hayatına kadar girip rakibinin önünü kesmek için her hangi bir gazeteciye her şeyi yazdırılabildiği bir meslek haline geldi. Geçmişte ve bugün hala devam eden siyasi yozlaşma maalesef ki gazetecilik mesleğinde de var olduğunu görmek ne kadar üzücü bir durum. Aslında bugün gazetecilere kızan, gazetecilerin yazdıkları haberlerin “yalan, iftira tehdit içerikli” olduğunu söyleyen, “Gazeteciye para verirsen başarılısın” diyen siyasetçilerin hepsi de geçmişte o gazetecilere ya para vermiş, ya da bir şekilde onlara bazı imkanlar tanımıştır. Gerçekten de gazetecilik mesleğini adam gibi yapan, “kendini değil, kentini düşünen dürüst, ilkeli, belden aşağı hiç bir haber yazmayan, özel hayata kesinlikle girmeyen, gazeteciliği avanta alarak değil, çalıştığı gazetesinden maaşı ile geçinen” gazeteciler de var elbet onları tenzih ediyorum ama bu mesleğe bir şekilde girmiş, aldığı avantalarla “gazeteciliği tehdit aracı olarak kullananların” olduğunu da biliyoruz. Bugün o tip gazeteciler bu piyasada hala “gazeteciyim” diye dolaşabiliyorsa, her hangi bir kuruma, bir Belediyeye veya bir sivil toplum kuruluşuna gidip, “ben gazeteciyim” deyip bacak bacak üstüne atıp, o kurumun başkanı, müdürü, mülki amiri ile “gazeteci kimliği ile” sohbet edip, bazı taleplerde bulunuyorsa bunun da sorgulanması lazım. Bir gazeteci bir kuruma gidip, “ona para verdin, bana da vereceksin, yoksa seni yazarım” dediğinde o gazeteci kisvesi altındaki kişiye bakış açısının da değerlendirilmesi lazım. Siyasetçiler, yerel yöneticiler, bürokratlar, STK’lar geçmişten günümüze kadar süregelen anlayışı terk etmeli, gazetecilerin yazdıkları ile değil kentin sorunlarına çözüm bulmak için çaba göstermeli. Gerçek anlamda bu kentin sorunlarını yazan, çözüm üreten, olumlu eleştiride bulunan yaşadığı kentin gelişmesini, güzelleşmesini isteyen gazetecilerle, bu tip gazeteciler aynı kefeye konulmamalı. Gazetecilere kızan o siyasetçiler, önce iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmamalı. Gazeteciler suçlu da, siyaseti hizmet için yapmayan, kentin çıkarları yerine kendi çıkarları için kullanan siyasetçi, yerel yönetici, bürokrat çok mu masum. O tip gazetecilere o yolu açan kim? O tip gazetecilere dün elinizi verirseniz, yarın kolunuzu kaptırırsınız. Bilmem anlatabildim mi!
|
|||
Etiketler: GAZETECİ, SUÇLU,, SİYASETÇİNİN, HİÇ, Mİ, SUÇU, YOK!, |