Bugün; 24 Temmuz ve Basından Sansürün kaldırılışının 110’ncu yılı.
Bugün dolayısıyla siyasi partiler, kamu kurumları, meslek odaları birer mesaj yayınlayarak “Günümüzü” kutlayacaklar, bu günü de gazeteciler için bayram olduğunu anlatacaklar.
Düne kadar gazetecilerin yazdıklarını beğenmeyen, “yalan yazmakla” itham edenler, “taraflı basın” diye nitelendirenler, bugün süslü süslü ifadelerle gazetelere yazılı mesajlar geçerek sözde “gün” kutlayacaklar.
Bugün neymiş;
“Basından sansürün kaldırılışı ve basın bayramı” imiş.
Bu gün; kimine göre “Basın Bayramı”, kimine göre ise “Sansürün kaldırışının günü” Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, basın gerçekten “özgür mü?”
Aslında bunu sorgulamakta fayda var.
Son yıllarda gerek yaygın basın, gerekse yerel basın farklı mecralara doğru çekilmeye başlıyor. İktidar yanlısı basın kuruluşlarına “yandaş” basın deniliyor.
Günümüzde yaygın ve yerel basının geldiği noktayı irdelersek; Türkiye’deki medya dünyası bugün aslında kendini sorgulamaktan öte, “tarafsız, objektif” yayıncılık ilkesini bir tarafa bırakmış, eskiden yaygın basın tencere tava dağıtıp trajını artırırken, bugün maalesef yaygın basının birçoğu okurlarına doğru, ciddi haber vererek trajını artırma yerine iktidara yakın olup gazetecilik dışındaki işlerini ön plana çıkarmanın peşinde oldukları biliniyor.
Teknoloji geliştikçe Türkiye’deki gazetecilik mesleği de yozlaşmaya yüz tutmuş, gazetecilikle iştigal edenlerin yani patronların birçoğu ise müteahhit veya belli bir iş kolu ile uğraş vererek gazeteciliği ise toplum yaranına değil, kendi çıkarları için bir araç olarak kullandığı da biliniyor.
Eskiden, tipo tekniği ile başlayan gazetecilik günümüz koşullarında renkli ve siyah-beyaz ofset tekniği ile yayınlanıyor. 1980’li ve öncesi yıllar, kurşun harflerle hazırlanan yaklaşık 20-25 kiloluk bir gazete sayfası bugün bilgisayar teknolojisi sayesinde 90 gramlık aydıngere sığabiliyor. Yani teknoloji geliştikçe, mesleğin ağırlığı da ortadan kalkmış oluyor.
Eskiden internet yoktu. Facebook, Twitter, İnstagram zaten yoktu.
Bir muhabir günlük haberi bulmak için büyük emek harcıyordu.
Gazeteciler günün büyük bölümünü haber bulmak için adeta birbirleriyle yarış ediyordu. Çekilen fotoğraflar klişe haline gelmesi için Ankara ve İstanbul’a gönderiliyordu. Şimdi öyle değil. İnternet çağında habercilik kolaylaştı “Kopyala yapıştır” yapabiliyorsun. Dijital fotoğraf makineleri hayatımıza girmesi ile fotoğrafı çekiyorsun USB Kablosu ile bilgisayara aktarabiliyorsun. Facebook, Twitter, İnstagram’dan istediğin fotoğrafı da alıyorsun anında görüntü.
Tipo döneminde, kimse “gazete çıkarayım” hevesinde değildi.
Şimdi, her evde bilgisayar var, herkesin cebinde akıllı telefonlar var. Bu akıllının içinde ne ararsan var.
Herkes gazeteci.
Çek fotoğrafı yayınla Facebook, Twitter, İnstagram’dan “okunmak önemli değil”, “tıklanmak daha önemli” tıklanınca daha başka oluyor sanki.
Vergisi yok, SSK primi gerekmiyor, kira ödemiyorsunuz. Otur cafede paylaş paylaşabildiğin kadar fotoğraf. 5N 1K’yı da bilmeniz gerekmiyor.
Gazetecilik kavramı daha farklı. Topluma karşı sorumluluk isteyen, topluma karşı örnek olmanız gereken bir olgu.
Ancak son yıllarda gazetecilik mesleği toplumu aydınlatan, topluma yön veren kavramını da kaybetti diyebiliriz.
Nedeni tabii ki gelişen teknoloji.
Mesleği ucuzlaştıran, mesleğe saygınlığını yitirten nesne teknolojinin gerektiği gibi kullanılamaması. ***
Gazetecilik mesleği gerçekten onurlu, saygın ve meşakkatli bir meslek.
Bu mesleği yapanlar mutlaka toplumun gözünde araştıran, sorgulayan, eleştiren, her şeyi bilen olarak bilinir.
Ne yazık ki günümüzde bu kavram geçerliliğini kaybetti.
Teknoloji geliştikçe, gazetecilik mesleği de güvenirliğini yitirmeye başladı.
Gazetecilik mesleği teknoloji ile birlikte çok kolay ve herkesin yapabileceği bir meslek haline geldi.
Gazeteciliği yapmak için okulunda okumak gerekmiyor, mesleği bilmek de gerekmiyor.
Türkiye’nin hiçbir ilinde Zonguldak’taki kadar fazla gazete sayısı yok. İl genelinde 70’in üzerinde gazete var. Günlük, haftalık, aylık, bayramlarda çıkan vs.
Bu gazeteler nasıl yaşıyor diye merak edenler olabilir. Günlük gazeteler resmi ilan alırsa işini döndürüyor. Haftalık gazetelerin fazla masrafı da yok. Matbaaya 50-10 verirsin basarlar, internetten de kopyala yapıştır al haberleri gazete çıkarırsın ve birkaç Belediye Başkanı, siyasetçi, iş adamı da ayarlarsın geçinip gidersin.
Bunlar bilmezler ki, 5 N 1 K’nın ne olduğunu, bunlar bilmezler ki, haber yazım şeklini. Bunlar bilmezler ki gazetecilik basın meslek ilkelerini, bunlar bilmezler ki gazeteciliğin kamu görevi yapan bir meslek olduğunu, bunlar bir şekilde bir kurumdan emekli olmuştur veya bir şekilde bu mesleğe bulaşmıştır.
Haber olduğunda 3-5 gazeteciden fazla gitmez, yemek-kahvaltı olduğunda 20-30 gazeteci(!) gider, boş sandalye bulamazsınız.
24 Temmuz Basında sansürün kaldırılış günü ancak gazetelerin büyük çoğunluğu ekonomik nedenlerden dolayı sansürü derinden hissediyor.
Bu günü ben 42 yılını bu mesleğe vermiş, bu meslekte sadece patronluk yapmamış biri olarak her ne kadar “bayram” olarak kutlamasam da, yine de gerçek basın emekçilerinin bayramı kutlu olsun
|