Kent olarak birkaç kez bir araya gelmiş, kentin sorunlarını, bu sorunların çözümünü masaya yatırmıştık.
Zonguldak adına “Birlik ve beraberliğin sağlanması”, “Güç birliği oluşturulması” konusunda hemfikir olmuştuk.
Dönemin Zonguldak Belediye Başkanı Zeki Çakan, yine dönemin Zonguldak milletvekilleri hatta Bakanlık yapmış isimleri Veysel Atasoy, Ömer Barutçu, Güneş Müftüoğlu, Köksal Toptan ve geçmişte güçlü bir GMİS’in Genel Başkanı Şemsi Denizer gibi isimlerin de katılmış oldukları “Zonguldak Platformu” olarak defalarca toplantılar yapılmıştı.
Genel Maden İşçileri Sendikası ile bazı sivil toplum örgütleri de buna benzer toplantılar yapmış, “Zonguldak’ın sorunlarına çözüm” bulmak istemişlerdi.
Bugüne kadar yapılan toplantılar ve bu toplantılarda konuşulanların hepsi Zonguldak’ın kalkınması, gelişmesi ve istihdama yönelik beklentileri oluşturuyordu.
Tabiki de yapılan bu toplantılar iyi niyetliydi.
Aksini düşünemeyiz. Ama şu bir gerçek ki, bu tür toplantılara katılan siyasetçiler hep “kendi siyasi ikballerini” öne çıkardıkları için “ciddi” olarak bakılmıyordu.
Türkiye’nin ve Zonguldak’ın en büyük kitle sendikası olan Genel Maden İşçileri Sendikası öncülüğünde yapılan toplantılar, Zonguldak ve Ankara’nın dikkatini çekiyordu fakat işin takibi yapılamayınca, Ankara sesimizi fazlaca duymak istemiyordu.
Zonguldak’ın en büyük eksikliği de;
İktidar ve muhalefet partilerin Zonguldak milletvekillerinin bir araya gelemeyişinden kaynaklanan cılız ses yalıtımı ve Bakanlık düzeyinde etkili olamayışımız ve lobi oluşturmakta zorlandığımız için Zonguldak’ın istediği değil, Ankara’nın verdiği ile yetinmek zorunda kalıyoruz sadece.
Halbu ki, “Zonguldak’tan güçlü sesler” çıksaydı, “güçlerimizi birleştirseydik, birlik ve beraberliği tam manasıyla sağlamış olsaydık” bugün TTK’daki işçi sayısı 9 bine düşmez, bu devasa kurum gerek işçi sayısıyla, gerek kömür üretimiyle Türkiye’nin en önemli kurumu unvanını korurdu.
Maalesef Zonguldak’ı ciddi olarak düşünmediler, çözümler hep cılız ve etkisiz kaldı.
Bugüne kadar şöyle bir organizasyon da yapılmadı.
Geçmişten bugüne ve halen hayatta olan eski ve yeni milletvekilleri, eski ve yeni bürokratlar, hemşeri dernekleri, üst düzey yöneticilik yapmış isimleri bir araya getirip Zonguldak’ın sorunlarını ve çözümleri konusunu konuşamadılar.
Geçmişte bu şehirden oy almış seçilerek Meclis’te görev yapmış, Bakanlık yapmış Ömer Barutçu, Zeki Çakan, Güneş Müftüoğlu, Hasan Gemici, Önay Alpago, Köksal Toptan gibi isimleri bir araya getirerek, yeni ve eski milletvekillerinin görüş ve düşüncelerinin alındığı geniş kapsamlı bir toplantı da düzenlenebilir ama maalesef bu konuyu düşünecek, maddi ve manevi katkı sağlayacak kimse yok.
Böyle bir düşünceyi destekleyecek kurum da yok.
***
Her seferinde Zonguldak’ın gelişmesini, kalkınmasını düşünen, işçi sınıfının lideri Genel Maden İşçileri Sendikası defalarca gerçekleştirdiği ve ses de getirdiği yeni bir organizasyona daha imza atmak istiyor.
3 Mart 2017 Cuma günü saat 18.00’de Emirgan Otel’de “Zonguldak’ın bugünü ve geleceği üzerine birlik ve dayanışma” toplantısı düzenleyecek.
Bu toplantıya; Zonguldak Valisi Ali Kaban, Zonguldak milletvekilleri Hüseyin Özbakır, Faruk Çaturoğlu, Özcan Ulupınar, Şerafettin Turpcu, Ünal Demirtaş başta olmak üzere Belediye Başkanları, sivil toplum örgütleri ve kuruluşları, bürokratlar ve çok sayıda kurum ve kuruluş davet ediliyor.
Bu toplantı; uzun süredir gerçekleşmeyen ve şehrin dinamiklerinin ortak noktada buluşmasını sağlaması bakımından çok ama çok önemli.
GMİS’in düzenlediği bu toplantı, yeni anayasa ve referandum öncesi yapılacak olması katılımın yüksek olmasını sağlar, siyasetçiler salonda konuşur ancak “işin sulandırılmasından, ciddiye alınmamasından” ve milletvekillerinin “oy avcılığı” yapmasından endişe ediyorum.
Geçmişte örneklerini çok gördüğümüz bu tür toplantılara, siyasetçiler tam kadro katılır, konuşma sırası geldiğinde dakikalarca konuşur ama onlar mikrofon başında bağlı oldukları partinin propagandasını yapar.
Sonuç Zonguldak için sıfır olur.
Ben diyorum ki, “GMİS’in bu toplantısında siyaset konuşulmasın”
Milletvekilleri siyasi kimliklerini salonun girişine bıraksın. “Sadece sorunlar ve çözümler konuşulsun”
Salonda sağlanacak birlik ve beraberlik “güç birliği” Ankara’ya bir mesaj olarak gönderilsin.
Sadece Zonguldak mesellerinin konuşulduğu bir toplantı olursa amacına ulaşır. Aksi halde tüm milletvekilleri konuşursa amacından sapar ve iş sulandırılır.
GMİS’in iyi niyetle düzenlemiş olduğu bu organizasyon diğerlerinden bir farkı kalmaz.
Çünkü mesele Zonguldak meselesi.
“Zonguldak hepimizin, her şey Zonguldak için” diyoruz ama siyasetçiler bunu fırsata çevirip, referandum öncesinde birbirlerini eleştiren konuşmalar yaparlarsa havamızı alırız.
GMİS’in iyi niyetle düzenleyeceği “Zonguldak’ın bugünü ve geleceği üzerine birlik ve dayanışma” toplantısı Zonguldak’ın geleceği açısından çok önemli.
Belki de bu toplantıdan verilecek mesaj Ankara’nın kulağına kar suyu kaçıracak. Belki de, Ankara’nın Zonguldak’a bakışını değiştirecek.
O zaman Ankara’ya bir mesaj verelim;
Ve “Gücümüzü birleştirme zamanı” gelmiştir bu fırsatı kaçırmayalım. Daha fazla zaman kaybetmeyelim.
|