|
|||
![]() |
İçi boş konuşmalar! | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Toplum olarak konuşmayı çok seviyoruz. Her konuda konuşuyoruz, her konuda bir uzman gibi yorum yapıyor, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi” olmayı kendimize yakıştırıyoruz. Siyasette, sporda, bilimde, sanayide, her alanda konuşmayı, fikir yürütmeyi, “böyle yapsaydı daha güzel olurdu” demeyi becerebiliyoruz. Televizyon izlerken, siyasetçinin giydiği elbiseyi, taktığı kravatı, ayakkabının elbise ile uyumunu eleştirebiliyoruz. Milli takım dünyanın en iyi takımı ile maç yapıp, yenildiğinde “ya orta sahaya şu futbolcuya alsaydı, defansa şunu koysaydı, kaleye şunu alsaydı yenerdik” diye yorum yapıp, kendini Fatih Terim’den, Şenol Güneş’ten daha üstün olduğunu gösterebiliyor. Aslında bu tip insanlar karşısındaki insanı “çok bildiğini sanıp” etkilediğini sanır. Maalesef bu durum gelişen teknoloji ile birlikte daha da yaygınlaşıyor. Zonguldak’ta da durum farklı değil. Biz gazeteciler böylesi kişilere sıkça rastlıyoruz. Bu tipler; Belediye Başkanı’ndan daha iyi Belediye Başkanı. Vali’den daha iyi valilik yaptığını sanır. Bir sivil toplum örgütünün başkanından daha iyi yöneteceğini ifade eder. Siyasetçi de konuşuyor, bürokrasi de konuşuyor, STK’lar da konuşuyor. Herkes konuştuğunda mangalda kül bırakmıyor. Onların konuştuklarına bakacak olursak, Zonguldak çoktan Paris’i sollamış olurdu. 40 yılı aşkındır gazetecilik mesleğinin içindeyim, bu mesleğin her evresinde çalıştım, yüzlerce kişi ile konuştum, konuşulanları dinledim ama maalesef hala 40 yıl önceki Zonguldak’ı arar olduk. Bu şehirde 40 yıldır değişen-gelişen hiçbir şey olmamış, gelişen olmadığı gibi hep geriye gitmiş bir şehir. Eskiden Karabük ve Bartın bizim ilçemizdi, kopardılar bağrımızdan, nüfus azalınca kurumlar da daralmaya gitti. Hani her zaman övgü ile bahsediyoruz ya; “TTK’da bir zamanlar 40-50 bin işçi çalışıyordu”, “Zonguldak bir zamanlar Türkiye’nin Almanya’sı” diyoruz ya, o eski masalları dinliyoruz. Şimdi farklı mı; Değil elbet. Bu şehirde görev yapan Valiler, Belediye Başkanları, bürokratları da çok dinledik. Onlar da her zaman kağıt üzerinde projeler çizdirip, basının huzuruna çıkar, “şunu yapacağız, bunu yapacağız” deyip, iyi niyetle güzel temennilerini anlatırlar ama onların da görev süreleri dolduğunda ya Vali ya başkan bir ile ya da merkeze alınır, o valinin kamuoyuna açıkladığı projeler, yıkıp, yeniden yapacağı yerler yıllardır sürüncemede kalır. Gelen Vali ya da Belediye Başkanı’nın insafına kalmıştır artık bir önceki Vali’nin anlattığı o projeler. Zonguldak kent merkezindeki ucube bir Lavuar alanının kaç vali gönderdiğini hatırlamıyoruz. Hatırladığımız; Nergis Park, çekekler ve bazı yapılacağı söylenip yıkılan yerler 2 vali gönderdi. O yüzden de gazetecilik yapıyoruz, haber yapıyoruz ama ben de açıklanan o projelere inanasım gelmiyor. Her vali atandığında, her seçim döneminde yeni Belediye Başkanı seçildiğinde, her yeni bir bürokrat Zonguldak’a atandığında umutlanıyoruz, “giden yapamadı ama belki gelen yapar” umudu taşıdık yıllarca. Maalesef her Zonguldak’a atanan bürokrat, gideni aratır oldu. Zonguldak’ta yıllardır yerinde sayar oldu. *** “Zonguldak değişsin, gelişsin, güzelleşsin” istiyoruz ama ne var ki, bu şehrin yapısını bilmeyen bürokrat bu şehre atandığında önce kendisine “hayırlı olsun” ziyaretçilerinden kurtulup, şehri tanımak yerine, ziyaretçilerini ağırlıyor, sonrasında da iade-i ziyaretler başlıyor. Bir de bakmış başka bir vilayete tayini çıkmış. Yıllardır böyle gelmiş, böyle gitmiş. Hiçbir şey değişmemiş. Taş taş üstüne konulmamış, bu şehrin vizyonunu değiştirmemişler. Bürokrat atamayı, milletvekili, Belediye başkanı seçimi düşünmüş kaybeden hep Zonguldak olmuş. Özetle; Zonguldak’ta herkes “cek-cak” yapmış, konuşmuşlar gitmişler. Yıllarca bu şehir “cek-cak” yüzünden kaybetti, artık kazanmak istiyoruz.
|
|||
Etiketler: İçi, boş, konuşmalar!, |
|