16 Nisan Pazar günü yapılacak olan anayasa değişliği referandumuna sayılı günler kaldı.
Bu hafta sonu bir kez daha sandık başına gidiyor, hür irademizle oylarımızı kullanacağız.
Referandum kararı alındıktan sonra “Evet” cephesinde olan AK Parti ve MHP ile “Hayır” cephesindeki CHP ve diğer partiler ile gönüllü “Hayırcılar” bir aydan beri çalışmalarını sürdürüyorlar.
AK Parti ve MHP yeni anayasa değişikliği ile Türkiye’nin daha da güçleneceğini savunurken, CHP ve diğer partiler ile gönüllü “Hayırcılar” farklı pencereden bakarak, Türkiye’nin demokratik yapısının değişeceğini, çocukların ve gençlerin geleceği ile ilgili söylemlerde bulunuyorlar.
Televizyonlarda, şehir şehir gezerek yapılan mitinglerde her iki taraf da savundukları fikirleri anlatıyorlar.
Anket şirketleri zaman zaman anketlerini sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar
“Evet” ile “Hayır” arasında pek de fark olmadığı ifade ediliyor yapılan anketlerin sonuçlarına göre.
Ve; seçimin galibini de “Kararsızların” belirleyeceğinden kimsenin kuşkusu yok.
Siyasi parti genel başkanlarının gerek televizyonlarda, gerekse de mitingi alanlarındaki söylemleri kararsızların karar vermelerine etki edebilecek mi, bilemiyoruz ama siyasi parti genel başkanları özellikle ve özellikle kararsız seçmenlerin sandığa gitmeleri yönünde çağrılarının da bu hafta içerisinde sıklaştırmaları gerekiyor ki; genel başkanlar kutuplaşma ve ötekileştirmeden uzak bir profil de çizmeleri gerekiyor bu arada.
Bu arada;
Yeni anayasa değişikliğinin 18 maddesi üzerinde de vatandaşları ikna edici açıklamalar yapılmasında yarar olacağı düşüncesindeyim.
“Hayır” cephesi özellikle, “tek adam” üzerinde fazlaca duruyor. “Evet” çıkması halinde “Türkiye’nin tek adama teslim edileceği” yönünde söylemleri var.
Ayrıca;
İlk kez oy kullanacak yaklaşık milyonlarca gencin de oylarını alabilmeleri için “Evet” cephesi 18 yaşındaki gençlerin milletvekili olabileceğinin önünü açtıklarını belirtiyor, “Hayır” cephesi de gariban ailelerin çocuklarının bu maddeden yararlanamayacağını ifade ediyor.
Yeni anayasa da milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılması gibi bir madde de var. Bu da, vatandaşın gözünde gereksiz gibi görülüyor gibi. Yeni anayasa değişikliğinde daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi adına maddeler yer almasa da “Evet” cephesindeki AK Parti ve MHP “Evet” çıkması halinde Türkiye’nin daha iyi yönetileceğini, Türkiye’nin çift başlılıktan kurtulacağını, yatırım ve istihdam anlamında Türkiye’nin daha fazla gelişeceğini, Türkiye’nin daha fazla güçleneceğini, yatırımcıların önünün açılıp Türkiye’de yerli ve yabancı yatırımcıların rahatlıkla gelebileceklerini anlatıyorlar.
Son haftaya girdik;
Son hafta son viraj.
Bu son hafta hem “Evet” cephesi, hem “Hayır” cephesi yeni anayasa değişikliği ile ilgili söylemlerinde “Birleştirici, bütünleştirici” ifadeler ve kararsız seçmenin de kararını vermesine etki edecek adımlar atılacağından hiç kuşkum yok.
Daha önceki referandumlarda katılım oranları oldukça düşüktü. 2010 referandumunda katılım oranı yüzde 76, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 73’dü.
Tabi ki de, bu bir Milletvekili genel seçimi, Belediye başkanlığı veya diğer seçim gibi görülmemeli.
Bu bir referandum. Yani, yeni anayasa ile Türkiye’nin geleceğinin oylanacağı bir seçimdir.
Türkiye’nin geleceğini tayin edecek bu referanduma 18 yaşından oy kullanabilecek her yaşta seçmenin sandığa gidip demokratik haklarını özgürce kullanmaları gerekir diye düşünüyorum.
Hangi siyasi görüşte olursa olsun, hangi fikirde olursa olsun, ister “Evet” desin, ister “Hayır” desin ama mutlaka herkes sandığa gidip oylarını kullansın.
Kimse “Bana ne” demesin.
Kimse, “Benim oyumdan ne olacak” demesin.
Yaşı tutan herkes vatandaşlık görevini yerine getirsin.
Kararsızlar da kararını versin, mutlaka sandığa gitsin, özgür iradeleri ile oylarını kullansınlar
|