|
|||
![]() |
KESİNLİKLE SANDIĞA GİDİLMELİDİR | ||
Arife GÜLERYÜZ | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Bıkkınlığın verdiği bir gayret var politikacılarda… Vücut ve ruh yapılarındaki alışkanlıklar değişmiş, üç aylık periyotta alışılan siyasetin halet-i ruhiyesi işlenmiş… Öyle ki, aday ve yandaşları, alışkanlıkları gereği uykularında bile ‘Oy anam oy’ şeklinde sesler çıkartıyorlar… Politikacı kimliklerini bilmeseniz, karnının ağrısından ‘oy anam oyy’ diye inlediklerini zannedersiniz… Seçimi kazanan için bu olumsuz ‘Varta’ ucuz atlatılır. Kafa yorgunluğu üç haftada vücut yorgunluğu bir ayda geçer. Ancak, seçim kaybeden yandı… On beş gün ‘Kabahat kimde?’ arayışı sürer. Sonra, kabahatlinin yargılanması sonra parti sultaları ve halkın katılımı sorgulanır… Velhasıl-ı kelam, pazartesi gününden itibaren, seçimin anatomisi içeriği ile seçimin perde arkasından görüntü ve nağmeleri yayınlamaya başlayacağız. Gelelim bu güne… Partili partisiz herkes birbirine soruyor ‘Sen nasıl görüyorsun’ havayı?’ diye… Herkesin havaya bakışı bir alem… Garanti diye açıklanacak bir seçim çevresi yok. AK Parti için en garanti yer Beycuma… Ancak, tedbir elden bırakmamak için bu gün büyük miting yapılacak Beycuma da… Çaycuma da, Bülent Kantarcı ‘Favori’ idi seçim başında… Şimdi, Mitat Gülşen girmiş piyasaya, seçim kızışmış… Yani seçim ‘çantada keklik’ değil. En garanti yer diye beklenen Kozlu da, CHP listesi ve MHP’nin aday değişikliği nedeniyle ‘Taban Kayması’ yaşandığı söyleniyor. Ali Bektaş- Hüdai Dökmeci çekişmesi dillendiriliyor… Buyurun bakalım… Devrek’te, Ereğli de, Gökçebey de durum üç aşağı beş yukarı aynı. Bence bu manzara çok iyi… Revaçta olan seçmen… Seçmen, birde isteklerinde diretir, seçmesini becerirse, bir dahaki seçimlerde partiler ve yerel yöneticileri ‘Adam’ seçerken, ‘Adam’ gibilere daha çok önem verir, öne çıkartırlar… Yani, ‘Liyakat’ devreye girer… ‘Benim adamım’ sarılmaları, ‘Onun adamı’ kayırmaları’ devre dışı kalır. Şu anda partililer arasında görülen en önemli olaylardan biride, partiyi kuşatma çalışmasıdır. Sahada olan partililerin çoğu, seçim kazanıldığında ve kaybedildiğinde şeklinde iki şık üzerinde kafa yoruyorlar. Sahada olanlar gelende yerel yönetimleri elinde tutan parti içi iktidarlar. Ancak seçim kaybedildiğinde ‘Evvelemirde’ görevden alınacak ve kongrelerde ‘başarısızlık’ dolayısıyla ekarte edilecekler… Bundan sonra en yakın seçimlere 4 sene var. Dört yıl su gibi akar gider. Siyaset uzun soluklu iş… Yarından itibaren, seçimlerde ‘Atraksiyon’ yapmışlar, bir daha ki seçimleri düşünmeye başlayacaklar. Demokrasiye inananlar ‘Üye’ bazında çalışacaklar. Demokrasiyi ablukaya almış olanlar, ‘para’ bazında’ çalışma ile ‘Mesafe’ almaya girişecekler. Yeniden bir mücadele başlayacak pazartesi günü. Belediye başkanları için 60 aylık bir hizmet ve mesai süresi başlayacak. 2025 matematiği içinde yer almak isteyenler, geçmiş tecrübelerine, yeni katkılar sunup mesafe salacaklar. Bana kalırsa, bu siyasi gürültü-patırtı içinde ‘tarafsız’ kalan olmayacaktır. Doğrusu sandık başına gidip, ‘Vatandaşlık’ görevini yerine getirmektir. En azından, adaylar arsından ‘Kötünün iyisi’ gibi bir ‘seçme mecburiyetimiz’ olduğu unutulmamalıdır. Kesinlikle, ‘Aday tasnifi’ yapılmalı. ‘babadan kalma’ particilik kafası yok edilmelidir. ‘Yöreye hizmet’ deniyorsa, ‘Yaşam kalitesi’ düşünülüyorsa, gelecek nesillere ‘yaşanılır bir kent’ bırakılmak düşünülüyorsa… Vicdani sorumluluk öne çıkartılmalı ve sandığa gidilmelidir. Kesinlikle sandığa gidilmelidir. |
|||
Etiketler: KESİNLİKLE, SANDIĞA, GİDİLMELİDİR, |
|