Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne birçok kez badireler atlattı, krizler yaşadı.
Siyasi ve ekonomik krizler yaşandı.
Hepsinde de Allah’a şükür ülke olarak güçlenerek bu krizleri bertaraf etmesini bildik.
Türk insanının vakur duruşu, dirayeti ve sabrı ile bu krizler aşılmış oldu.
2009 yılındaki global krizden birçok Avrupa ülkeleri etkilense de Türkiye bu global krizden en az etkilenen ülke olmuştu.
2018 yılının özellikle 24 Haziran sonrası hat safhaya ulaşan ve papaz krizi adı verilen kur artışı ile birlikte iğneden ipliğe her ürüne yapılan zamlar karşısında maşalara yüzde 40 dolayında bir etkileşimle ekonomik krizi derinden hmiştik.
Ülke olarak yaşadığımız ekonomik krizin yanında bir de fırsatçıların yaptıkları zamlar vatandaşı ekonomik olarak etkileyen bir durumu ortaya çıkarmışlardı.
Kur artışı ile başlayan ekonomik kriz, hükümetin aldığı ekonomik tedbirlerle önce döviz kurlarında yaşanan düşüş ve sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu ile başta bankalar olmak üzere, ekonomiye yön veren kuruluşlara çağrı yaparak gereksiz zamlardan ve faizlerden kaçınmaları tavsiyeleri krizin en aza indirilmesi konusundaki açıklamaları bugün gelinen noktada krizin aşılmasına vesile oluyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Enflasyon da topyekün mücadele programını açıkladı.
Başlıklar halinde şu tedbirler alınacak;
“1-Elektrik ve Doğalgaza yılsonuna kadar zam yok.
2-Büyük Gross Marketler 3 ay boyunca en az 10 indirim yapacak.
3-Bankalar 1 Ağustos’tan itibaren kredi faizlerinde 10 indirim yapacak.
4-Birçok üretken firmalar da mallarında en az 10 olmak üzere indirime gidecektir”
Bu şu anlama geliyor.
Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar yılbaşına kadar donduruldu. Yılbaşında sonra yeniden güncelleme yapılacak. Gerek görülürse zam yapılacak.
Bankalar kredi faizlerinde yüzde 10 indirime giderken, bankaların yıllık yüzde 50’leri bulan faizlerde de önemli indirime gidecek ve piyasaya para girdisi sağlanacak.
Büyük marketler, kurdaki artışı bahane ederek, mallarında yüzde 10 indirim yapılarak, alım gücü düşen vatandaşa indirimli satışlar yapılacak.
Özellikle bu 4. Maddeyi çok önemsiyorum;
Üretken firmaların da yüzde 10 indirime gitmeleri ülkemizdeki üretim anlamında çok önemli olacak.
Bu ekonomik krizden çıkışın tek yolu ve tek çaresi üretim ekonomisidir.
Türkiye olarak yerin altında da, yerin üstünde de bu ülkeye yetecek kadar, her alanda üretime hazır madenlerimiz, tarımsal ürünlerimiz mevcut.
Türkiye olarak çok fazla değil 2-3 yıl kendi öz kaynaklarımızı harekete geçirebilirsek, çiftçimize üretim için teşvik uygularsak, sanayicimize vergi ve SSK teşviği sağlarsak, iş insanlarımıza daha fazla üretim için destek verirsek, istihdam ve üretimi artırıcı tedbirleri sağlayabilirsek biz bu krizi daha da güçlenerek aşarız ve Avrupa’nın da ekonomik açıdan en güçlü ülkesi haline geliriz.
Yapmamız gereken sadece yerli üretimi teşvik edici tedbirleri almak.
Aslında krizden çıkışın yolu çok basit.
Sadece üreteceğiz…üreteceğiz…üreteceğiz…
Ama hep beraber üreteceğiz.
Yerli üretime ağırlık vereceğiz.
|