Cumhuriyet Halk Partisi’nin Zonguldak’tan seçilmiş, “kontenjan” milletvekili Ünal Demirtaş, Facebook hesabından, kendince Zonguldak basınını hedef alarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet” yürüyüşüne destek vermemekle suçlamış ve demiş ki; “Zonguldak basını sınıfta kaldı”
CHP’nin 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 milletvekili genel seçimlerinde birinci sıra ön seçimle, 2. Sıra kontenjan adayı olarak genel merkez tarafından listeye yazılan(!) Sayın Ünal Demirtaş Zonguldak basınını suçlayacağına önce kendi partisinin sınıfta kaldığını görecektir.
Kıt imkanlarla gazetecilik görevini yapmaya çalışan gazetecileri de töhmet altında bırakan Demirtaş’ın Facebook’tan paylaştığı bu yazıyı öncelikle ben kendisine iade ediyorum.
Zonguldak basınını tümden aynı kefeye koymak, tüm basın mensuplarını hedef alan bu ifadeyi ben şahsen bir milletvekiline yakıştıramadım.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet” yürüyüşü tabiî ki de önemsenecek bir eylem biçimidir.
Destek verilir, verilmez.
O yürüyüşe katılınır, katılınmaz o ayrı bir konu.
Zonguldak’tan o yürüyüşe katılanlar olmuştur, gazeteci arkadaşlarımız da katılmıştır.
Ünal Demirtaş o yürüyüşte belki Zonguldak’ta tek bir gazeteciyi tanıyordu da, sadece o gazetecinin ismini kullanmış. Diğer gazetecileri kendisi ön sıralarda genel başkan veya grup başkan vekillerine yakın olması gerektiği için görememiş olabilir.
Ama yine de, her ne olursa olsun bir milletvekilinin böylesi bir ifadeyle tüm gazetecileri hedef tahtasına koyarak “sınıfta kaldı” yakıştırması yapmaması gerekirdi.
Zonguldak’ta bir iki gazeteci ile sürtüşmen olabilir, onlara kızgın da olabilirsin ama gazeteciliği çıkar amaçla yapmayan, ailesinin, çoluk çocuğunun geçimini bu meslekten sağlayan onlarca gazeteci olduğunu da unutmayacaksın.
Demirtaş suçu sadece Zonguldak basınına atacağına sizin CHP örgütleri ne iş yapıyor? “Adalet” yürüyüşüne giderken basını davet etmişler mi?
Diyeceksiniz ki; “davete gerek var mı?” sen davet et bakalım kaç gazeteci geliyor.
O yürüyüşte selfie yapacağınıza, Türkiye için önemli olan o yürüyüşte şov yapacağınıza, suçu Zonguldak basınına atacağınıza, siz nerede hata yaptığınızı bir düşünün.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde Zonguldak’a kaç kez geldiniz. Bu gelişlerinizde hangi gazeteleri ziyaret ettiniz, hangi gazeteci ile oturup sohbet ettiniz, sorunlarını dinlediniz.
Bayramda geldiniz, parti binasında açıklama yaptınız, o açıklamanız birçok gazetede yer aldı. Ankara’dan e-mail yoluyla basın açıklamaları gönderiyorsunuz o açıklamalar gazetelerde yer alıyor. Peki, size bir soralım bakalım, e-mail attığınız gazetelerin ofislerini biliyor musunuz? Bu güne kadar gazetelerin içinde bulunduğu sorunları hiç sordunuz mu? O “Zonguldak basını sınıfta kaldı” dediğiniz gazeteler hangi şartlarda çıkıyor, biliyor musunuz?
***
Siz Sayın Ünal Demirtaş, Genel başkanınızın başlattığı “Adalet” yürüyüşüne katılıyorsunuz, bu tabiî ki de sizin yapmanız gereken bir eylem biçimidir. Genel başkanınız yürüyorsa, sizin oturmanız, yan gelip yatmanız tabii ki de beklenemez.
Ancak; Zonguldak’ta bu güne kadar birçok eylem yapıldı. Madenci eylemi yapıldı, Çatalağzı’nda, Muslu’da enerji sektöründe işten çıkarmalar için eylem yapıldı, kamu çalışanlarının hak arama eylemleri yapıldı siz hangisinde vardınız? Rödevanslı sahalarda işten çıkartılan maden işçilerinin sorunları ile ilgilendiniz mi? O madencileri bir kez dinlediniz mi?
TTK günden güne eriyor, işçi sayısı 8 binin altına düştü, üretim yapılamaz noktaya geldi. Sendikaya bir kez gelip “ne yapabiliriz” diye sordunuz mu?
Seçim döneminde sendikaya bir uğradınız gittiniz.
***
Zonguldak Belediyesi kente hizmet yapamaz duruma geldi. Merkezi hükümetten destek alamıyor. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’e sahip çıkmadığınız gibi yine sizin seçildiğiniz parti tarafından da eleştirilen bir duruma geldi, siz ne yaptınız?
Zonguldak’ta onlarca sorun var, bu sorunları Zonguldaklı gazeteciler devamlı gündeme getiriyor, gerek siyasi iktidarı, gerekse ilin yöneticilerini yeri geldiğince eleştiriyor, yerden yere vuruyor. Ne için Zonguldak’a hizmet-yatırım gelmesi için.
Siz ne yaptınız bu süreçte; Ankara’dan Zonguldak’a geldiniz bir saat durup, parti binasında çay içip Ereğli’ye gittiniz.
Sokakta gördüğünüz gazetecilerin elini bile sıkmaktan, onlara “nasılsınız” demek bile istemediniz. “Adalet yürüyüşünde, Zonguldak basını da sınıfta kaldı...Ey gidi Zonguldak...Nerden nereye gelmişsin....” diyorsunuz.
Zonguldak’ı bu hale getiren Zonguldak basını değil ki neden basını hedefe koyuyorsunuz, neden toplumun gözünde basını tümden pasifize etmeye çalışıyorsunuz. Zonguldak basınını günah keçisi ilan etmeye çalışıyorsunuz.
Siz de biliyorsunuz ki, Zonguldak’ı bu hale getiren siyasetçilerdir, bürokrasidir. Siz de bir siyasetçi olduğunuza göre, siz de bu durumdan payınızı almanız gerekir.
Öyle değil mi!
Sözün özü; “Zonguldak basını sınıfta kaldı” ifadenizi şöyle tamamlayayım isterseniz.
Tencere dibin kara seninki benden kara
|