Dünyanın süper güç olarak bilinen ve orta dereceli ülkeleri yenidünya düzenini oluşturmaya çalışıyor.

Ekonomik ve birçok alanda güçlü olan ABD, Çin, Rusya, Almanya gibi ülkeler güçlü ekonomileri ile hüküm sürmeye çalışıyorlar.

Orta doğuda yaşanan savaşlar, krizler, insanlık dramlarını ibretle izliyor, görüyoruz.

Şimdi de; Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması, bu soğuk kış günlerinde insanların evlerini terk etmelerini izlerken yüreğimiz burkuluyor.

Biz Türkiye olarak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasını, savaş açmasını elbette  istemiyoruz.

Türkiye bu noktada arabuluculuk rolünü çok iyi yapıyor.

Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların durması ve kalıcı barış için çaba sarf etmeyi sürdüren Türkiye, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba'yı ilk kez Antalya'da bir araya getirmişti.

Şimdi de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i bir araya getirip çözüm yolları arıyor.

Diğer ülkeler gibi Türkiye olarak da, umudumuz, beklentimiz elbette Rusya ile Ukrayna savaşının bir an önce bitmesi.

Daha fazla insan ölmeden, insanlar yerlerini, yurtlarını terk etmeden bu savaş bir an önce biter, bitmesi de gerekiyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, savaş açması en fazla Türkiye’yi etkiliyor.

Türkiye bu savaştan en fazla zarar gören ülkeler arasında.

Çünkü;

Türkiye Rusya’dan elektrik, doğalgaz ve akaryakıt alıyor.

Ukrayna’dan da tarım ve tahıl ürünleri ve Ayçiçek yağı alıyor.

Türkiye’de bu ülkelere narenciye ve birçok ürün satıyor.

Türkiye’nin bu iki ülke ile ekonomik olarak güçlü bir bağlantıları da var.

Ayrıyeten;  bu savaş devam ettikçe Türkiye’nin turizm gelirleri de önemli oranda etkilenecek.

Rusya ile Ukrayna savaşı dolayısı ile Türkiye’yi her alanda etkiliyor.

Bu savaş devam ettikçe, Türkiye ekonomik ve psikolojik olarak daha fazla zarar görecek.

***

Türkiye aslında kendi kendine yeten bir ülkeydi, yıllar öncesine kadar.

Tarım başta olmak üzere birçok alanda dışa bağımlı bir ülke değildik.

Trakya, Akdeniz, Ege ve diğer bölgelerde boş arazilerimiz vardı, çiftçilerimiz tarlalarını ekiyor, ürettiğimiz tüm ürünleri hem iç piyasada satıyor, hem de dış piyasada alıcı buluyorduk.

Trakya bölgesi Ayçiçek üretimi bakımından verimli topraklara sahip bir bölgeydi.

Şimdi Ayçiçek’i Ukrayna’dan, Rusya’dan, Arjantin’den ve başka ülkelerden alıyor, Ayçiçek yağı üretiyoruz.

Rusya ile Ukrayna savaşı başladığında Ayçiçek yağı fiyatları birden uçuşa geçti ve 1-2 aylık stok kaldığı açıklanmıştı.

Yine Türkiye’nin birçok bölgesinde yetişen buğdaylarla un yapıp, ekmeğimizi yapıyorduk.

Türkiye’de onlarca baraj yapıldı ama ne var ki elektriği bile Rusya’dan alıyoruz.

Türkiye’nin her bölgesinde doğal zenginliklerimiz var ama her ürünü yurt dışından ithal ediyoruz.

Rusya ile Ukrayna savaşı bize şunu gösterdi.

Kendi öz kaynaklarımızı kullanmadığımız, üretmediğimiz, kendi çiftçimize destek vermediğimiz için bu sıkıntıları yaşıyoruz.

Bizim çocukluğumuzda okullarda “yerli malı haftası” kutlanıyordu.

Buradaki amaç yerli üretimi desteklemek, çocuklarımıza yerli üretimi teşvik etmekti.

Son 20 yıldır okullarda “yerli malı haftası” bile kutlanamaz oldu.

Özetle;

Rusya ile Ukrayna savaşı bize bir gerçeği öğretti.

Dışa bağımlı ekonomi politika ile Türkiye’nin kalkınması zor görünüyor.

Ne yapılmalı öyle ise;

Kapatılan fabrikaları yeniden açalım, ekilmeyi bekleyen tarlalarımızı yeniden ekelim.

Üretelim…Üretelim…Üretelim.

Kendi öz kaynaklarımıza dönelim.

***

14 MART TIP BAYRAMI

14 Mart Tıp Bayramını her yıl olduğu gibi bu yıl da süslü laflarla, basın açıklamaları ile kutlayacağız.

Türkiye’de sağlık alanında hekimlerin özlük hakları ve maaşları yeterli olmadığı için yurt dışına yüzlerce doktor gitti.

Sağlıkta şiddet yasası bir türlü çıkmadı.

Doktorlar ve diğer sağlıkçılar, insanları sağlığına kavuşturmak için gece-gündüz mücadele veriyor.

Bugün 14 Mart Tıp bayramı ama maalesef bu bir bayram değil.

Sadece diğer günlerden biri olarak “gün kutlamadan” ibaret bir gün sağlıkçılarımız için.

Türkiye’de doktorlara ve diğer sağlıkçılara yeterli desteğin verilmesi, doktorlarımıza yeterli maaş ve özlük haklarının verilmesi her şeyden daha önemlidir.

Türkiye’de hastanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerimizin öncelikli olarak maaş ve özlük haklarının verilmesi, “sağlıkta şiddete son” verilmesi için de etkin önlemlerin alınması gerekiyor.

14 Mart Tıp Bayramı, inşallah diğer bayramlar gibi coşkulu bir şekilde kutlanır diyor, tüm doktor ve sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını içtenlikle kutluyorum.