Zonguldak’ta son dönemde coronavirüsün mutasyon geçirmiş haline rastlıyoruz. Her zaman olduğu gibi normal coronavirüs de dahil hepsinin kökeni dışarda.
Yani hikayesi şehir dışına taşınıyor.
Son dönemde 16 kişide mutasyonlu virüsün olduğu açıklanırken bunlardan 8 tanesinin İngiltere mutasyonu olduğu belirtiliyor.
Diğer 8 kişinin ise hangi mutasyona sahip olduğu ise bilinmiyor. İşte burada akıllara ‘Türk mutasyonu mu var?’ sorusu akıllara geliyor. Mesela gazetemizde çıkan bir haberde, “Zonguldak yerel sağlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre 16 kişide çıkan mutasyonluk coronavirüsün 8 tanesinin İngiltere varyantı olduğu ifade edildi. Diğer 8 kişiden görülen mutasyonlu coronavirüs’ün ise kökeni bilinmiyor. Zonguldak’a dışarıdan taşındığı belirtilen mutasyonlu virüs yayılımın hızının ise daha yüksek olduğu ifade ediliyor. 8 kişide görülen ve kökeni bilinmeyen mutasyonlu virüs ise akıllarda soru işareti bıraktı. Türk mutasyonu gibi bir tıbbı terminolojik bir kelime henüz gelişmezken akıllara ‘Yerli mutasyon mu?’ sorusu geldi.” ifadelerine yer verildi.
Zonguldak’ta normaliydi mutasyonlusuydu her türlü virüs mevcut.
Bu gidişle Zonguldak normalleş çerçevesinde adım atamayacak gibi görünüyor. Keza 1 Mart itibari ile normalleşme adımlarının atılacağı herkesçe biliniyor.
Zonguldak’ın üzücü bir kaderi var.
Özellikle bu hastalık noktasında yakasını bir türlü kurtaramıyor.
Alınan önlemler bir yere kadar etki etse de bir şekilde vatandaşların teması oluyor ve vaka sayıları sıfırlanmıyor.
Bakalım normalleşme adımları Zonguldak’ta nasıl ve hangi yönde atılacak.
Bunlar şimdilik en merak edilen konular.
**
EKMEK NİMETTİR
Türk insanı biliyorsunuz ekmek olmadan karnı doymaz. Bizim özellikle ekmeğe yüklediğimiz anlam sadece bir gıda maddesi olması değildir.
Bir kere ekmek nimettir.
O sebepten son gelen ekmek zammı biraz can sıkıcı. Mesela Kore Savaşında hücumda olan askerlerimizin bir anısını anlatayım.
Olay şöyle, ““Kumyangjang-ni tahkimli düşmana yaptığınız hücumları hayranlıkla izliyorum. Başarılarınızı kutlarım. Yalnız Kuzey sırtlardan düşmanın şimdi başlayan makineli tüfek ve havan ateşlerini susturmak ve hücumlarınızı devam ettirmek için bütün tanlarımla atışa geçmek istiyorum. Bu nedenle bölüğünüz daha fazla ilerlemesin. Anlaşıldı mı?”
Hemen şu cevap alınmıştı: “Anlaşıldı. İlginize teşekkür ederim. Bize önce ekmek gerekli.”
İngilizce yapılan bu konuşmayı çok net ve açık olarak duyabiliyordum.
Herhalde bir yanlışlık olmalıydı.
Bölük komutanı Yüzbaşı Reksby’nin hayretten bir karış ağzı açılmış, bir bana, bir elinde SCR telsizine bakıyordu. Biraz sonra şaşkınlığı geçince, telsizi tekrar ağzına yaklaştırdı. “Anlaşılmadı. Ateş desteği değil de ekmek istiyorsunuz öyle mi?”
Cevap çok açıktı. “Evet, ekmek istiyoruz. Yolun başındaki ilk ev yaralı toplanma yeridir. Oraya bir jeeple ekmek gönderirseniz memnun oluruz. Şimdiden teşekkürler. Tamam.”
Bu konuşmadan sonra Yüzbaşı Reksby’nin yüzünün aldığı şekli hatırladıkça tekrar tekrar gülüyordum. İstek inanılacak gibi değildi. Tank bölük komutanı: “Şu Türkler anlaşılır insanlar değil. Siz de duydunuz. Tank birliğinden destek değil de ekmek istiyorlar. Bu isteği bir başkasına anlatsam, benim akli dengemin haklı olarak sağlamlığından şüphe eder” …
Ekmek bizim için çok anlam ifade eder. Onun ticari bir üründen daha fazlası olduğu herkesçe bilinir. Ona göre davranalım.
**
Anadolu Ajansı (AA) Zonguldak Büro Sorumlusu Ferdi Akıllı’nın vefatını üzüntüyle öğrendik. Herkes farklı kurumlarda olsa da basın sektörü hep birlikte mesai veriri aslında. Onu hep güler yüzüyle hatırlayacağız. Mekânı cennet olsun.
|