15 Temmuz 2016; Cuma’yı Cumartesi’ne bağlayan gece saat 22.05 sıraları…
Evimizde oturup çocuklarla televizyon izlerken, birden son dakika, alt yazı haberleri…
Öncesi ne olduğunu anlamadık…
Ankara’da savaş uçakları alçak uçuş yapmaya başladı. Bir grup asker Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapattı. “Terör alarmı mı darbe girişimi mi” tartışması sosyal medyada büyüdü…
Genel Kurmay’da silah sesleri duyulduğuna dair haberler yayıldı…
Sosyal medyada Ankara ve İstanbul başta olmak bazı şehirlerde patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri iyice yayıldı.
Televizyonlar canlı yayınlara başladı, Başbakan Binali Yıldırım canlı yayınlarda olayları, "kalkışma" diye niteledi.
Türk ordusu içerisinde bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu duyurdu.
Yine olanları anlamaya çalışırken, bir yandan çocukların “Baba ne oluyor?” sorularına yanıt bulmaya çalışıyorum.
Televizyonlar ve sosyal medyayı takip ediyorum, “darbeden” söz ediliyordu.
İlk anlarda şoku atlatmaya çalışıyorum ve çocuklarıma da darbenin ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
O gece, çok uzun bir geceydi.
Saatler ilerledikçe; millet olarak gelişmeleri yakından takip etmek için televizyonumuzun başından ayrılmıyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Başbakan Binali Yıldırım, bakanlar ve milletvekilleri televizyonlardan ve cep telefonları ile “Bugün demokrasiye sahip çıkma vaktidir” diyerek tüm halkımızı Türk bayraklarını alıp meydanlara davet ettiler.
Gecenin 01.40’larında camilerden sela ve ezanlar okunmaya başlıyor ve ezan bitiminde ise cami müezzinleri tarafından da, “Demokrasimize sahip çıkma” adına herkesi sokağa çıkmaları konusunda anonslar duyulmaya başlandı.
O dakikadan sonra tüm yurtta herkes ellerine Türk Bayrağı alıp sokaklarda “demokrasi nöbetine” başlıyorlardı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde yapılanan küçük bir azınlığın başlattığı “kalkışma”, Türk Polis Teşkilatı’nın ve demokrasiye ve milli iradeye inananlar sayesinde kısa sürede püskürtülmüştü.
Sabahın ilk ışıklarına kadar evlerimizde televizyon başında gelişmeleri izledik.
Türk askerinin içindeki küçük bir azınlık, çetelerin, darbecilerin başlattığı bu girişim püskürtülmüştü.
Milletin Meclisi’ni bombalayan, Genel Kurmay Başkanı’nı rehin alan, Cumhurbaşkanı külliyesine saldıran, polisimizi ve vatandaşımızı şehit eden, demokrasiye, milli iradeye karşı darbe girişiminde bulunan bu hainler teker teker yakalanıp hesap vermeye başladılar.
O gece; Türkiye için çok karanlık bir geceydi.
Türk halkı, vatansever güvenlik güçleriyle birlikte hainlerin emellerine ulaşmalarını kısa sürede engellemiş, genci ile yaşlısı ile kadını ve erkeği ile Türk halkı o gece destan yazmıştı.
Bu destanı yazan Türk halkı, Türkiye’yi karıştırmak, bölmek, kardeşi kardeşe vurdurmak isteyenlere de siper olmuştu.
O gece; sokaklara çıkarak ellerinde Al Bayrağımız, Türk bayrağımız ile tankların önüne ölüm pahasına da olsa yatan Türk halkı büyük bir cesaret ve ferasetle tek vücut olmuş, vatanına, milletine, toprağına, bayrağına sahip çıkmıştı.
O gece; Türk halkı nasıl ki, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Anafartalar’da, Sakarya meydan muharebesinde, Kurtuluş savaşlarında olduğu gibi yine cansiperhane ortaya çıkmış hainlere karşı göğsünü siper etmişti.
Türkiye bugüne kadar birçok badireler atlatmış büyük bir ülke.
Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine, istikrarlı bir ülke olmasını engellemeye, Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışanlar amaçlarına asla ulaşamayacaklar.
Bugüne kadar başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar.
Türk halkı bu zihniyetteki düşüncelere karşı her zaman dimdik ayakta durmuş, her zaman omuz omuza mücadele etmiştir.
Türkiye’yi bölmek, ayırmak isteyenlere karşı tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olma özelliğimizden bugüne kadar taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.
Türk halkı olarak; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokrasiye ve Cumhuriyete bağlılığımız artarak devam edecektir.
15 Temmuz hain darbe kalkışmasını gerçekleştirmek isteyenleri bir kez daha lanetliyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.
|