Yeni eğitim-öğretim yılı geçen yıllar olduğu gibi bu yıl biraz daha fazla sancılı, sıkıntılı ve artan sorunlarla başlamıştı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden 28 bin öğretmenin ihraç edilmesi ile birçok okul öğretmensiz yeni öğretime başlamış, ihraç edilen bu öğretmenlerin yerine sözleşmeli öğretmen alınmıştı.
Kalkışma sonrası yaşanan sorunlar, öğretmen eksiklikleri giderilmeye çalışılırken, bazı ders kitaplarının henüz öğrencilere verilmediği, bazı kitapların okullara dağıtılmadan geri iade edilmesi ile öğrenciler henüz iade edilen kitaplar yüzünden ders çalışamaz duruma geldiği biliniyor.
Okullardaki sorunlar yavaş yavaş giderilmeye çalışılıyor. 2016-2017 dönemi sıkıntılı başladığı için de bu sıkıntıların aşılması için Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde çalışmalar yürütülüyor.
Ancak, Zonguldak’ta bu eğitim döneminde bazı yanlış ve anlamsız uygulamalar öğrenci velilerini adeta çılgına çeviriyor.
Duyduğumuza göre, bazı okul yöneticileri ortaokul düzeyindeki öğrencilerin fazla gürültü yapmamaları konusunda baskıcı bir tutum sergiledikleri veliler tarafından ifade ediliyor.
Ne diyormuş okul yöneticileri veya öğretmenler öğrencilere.
“Okulda gürültü etmeyin, sizi okuldan atarız” gibi çocuklara baskı yaparak, seslerini kısmaya çalışmaları eğitim camiasına yakışmayan bir uygulamadır.
İlkokul ve ortaokul öğrencilerine dayatılan bu uygulama ile ne amaçlanıyor bilemiyoruz ama şu bir gerçek ki, 6-13 yaş arası çocukların psikolojisi ile 18 ve üzeri gençlerin psikolojisi arasında fark olduğu muhakkak.
Gelişme ve öğrenme çağındaki bu çocuklara böyle baskıcı bir tutum sergileyerek, “sizi okuldan atarız” demek, o çocuğun psikolojisini daha da etkileyeceği, kendini derse veremeyeceği, o çocukları okuldan soğutacağı da düşünülmesi gerekirdi.
Zonguldak’ta bazı okullardan gelen bu tür şikayetler gün geçtikçe artıyor.
Çocuklarına yapılan bu baskıcı davranışı duyan veliler şaşkın ve ne yapacaklarını bilemez duruma gelmişler.
Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu anlamsız uygulamadan haberi ver mıdır, yok mudur bilemiyoruz ama bu konu önemli.
Çocukların okul dışına çıkmamaları konusu ne kadar önemli ise bu konuda bizim için önemlidir. Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuyu bir araştırsın, orta okullarda böyle “baskıcı” bir uygulama olmaz, olmamalı.
***
FEVKANİ KÖPRÜSÜ YIKILSIN MI? ONARILSIN MI?
Zonguldak şehir merkezindeki derenin üzerine yapılan 4 ayaklı ve 61 yıllık tarihi Fevkani Köprüsü siyasetçilerin her daim gündemini meşgul ediyor.
Özellikle seçim dönemlerinde, Belediye başkan adaylarının seçim bildirgelerinin ön sayfasında güzel bir görüntü verilerek oy avcılığına sunuluyor.
Zonguldak şehir merkezine farklı bir görsel güzellik de katan bu köprü ilk yapıldığında 60-100 ton çelik kullanılmış ve ekonomik ömrünün de 100 yılı aşacağı muhakkak.
Fevkani köprüsünün bir başka özelliği, “Ben Belediye başkanı olursam bu köprüyü yıkacağım” diyerek yola çıkan adaylara seçim kaybettiren bir özelliğe sahip. Çünkü bu köprünün altında 200’e yakın esnaf ticaret yapıyor ve bu esnafların fikrini almadan, bu esnaflara yeni bir yer bulmadan “yıkacağım” diyen siyasetçilere de dersini veren bir köprüdür.
Bu köprü ile ilgili Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi köprüde inceleme yapmışlar, bu inceleme tamamlanmış ve ekonomik ömrünü tamamladığı şeklinde bir rapor hazırlanmıştı.
Hazırlanan raporlar doğrultusunda, Zonguldak Belediyesi onarım yapılarak köprünün tehlike oluşturan ek yerleri, ileride tehlike oluşturabilecek çelik aksamları da güçlendirilerek köprünün ekonomik ömrünün uzatılması sağlanacak.
“Köprüyü yıkalım” demek kolaycılıktan başka bir çözüm değil. Peki, köprü altındaki dükkanları ne yapacaksınız. B planınız var mı? Yok. Farklı bir projeniz var mı yok? Alternatifiniz var mı? O da yok.
Köpür altındaki 200’e yakın dükkan ve bu dükkanlarda çalışan yüzlerce insan ne olacak? Hiç düşündünüz mü?
Zonguldak’ta yıkılan binaların yerine yenileri yapıldımı?
***
TERMİK SANTRALE ÇED VETOSU
Eren Enerji’nin yeni bir termik santral için yaptığı başvuru ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) engeline takıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çatalağzı ve Muslu beldelerinde yapımı planlanan yeni termik santrale, son günlerde yoğun tepkiler üzerine izin verilmezken, bu karar Zonguldak ve bölgede sevinçle karşılandı.
Termik santrallerin insan sağlığına olumsuz etki yaptığı, insan sağlığını tehlike oluşturması nedeniyle bu iznin verilmemesi bölge halkını sevindirirken, bu kararın “geçici” veya “kalıcı” olma durumu da tartışılıyor.
Termik santrallerin bölgeye ekonomik girdi sağladığı muhakkak. Ancak, insan sağlığı ekonomik kazançtan daha önemli. Çatalağzı ve Muslu bölgesinde kurulu bulunan ÇATES (Elsan) ve Eren Enerji’nin filtrasyon sistemlerini Avrupa standartlarında, çevreye kanserojen etki yapmayacak bir yapılanma içine girmelidirler.
İnsan sağlığının önemli olduğunu düşünürsek, mevcut termik santrallerin de sistemlerini yenilemeleri gerekiyor.
Bu işleri siyasi bir şova dönüştürmeden, hem de bölge insanının sağlığı, hem de bölge ekonomisi için bu konu ciddi olarak düşünülmelidir. “Zonguldak’a yatırım yapılmıyor” diye eleştiri yapılıyor ama buraya gelecek yatırımcıların da önünün kesilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Yatırımcıların da, insan sağlığına olumsuz etki yaratacak sistemler yerine, Avrupa standartlarında insan sağlığına değer verecek sistemlerle yatırım yapmalarında yarar var.
Hem insanlar zarar görmesin, hem yatırımcı.
|