|
|||
![]() |
SIKIŞAN ZONGULDAK | ||
Arife GÜLERYÜZ | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Zonguldak, tarih itibariyle uzun bir maziye sahip. Mazinin ağırları içinde Fransızlar, Kuva-i Milliye, Endüstri envanterleri, tarihi kalıntılar mevcut. Ancak; Türkiye’nin ilk illerinden olmasına rağmen genç Türkiye Cumhuriyetini, bölgeyi “ Endüstri alanı” olarak planlamasına rağmen; şehrin yayılması konusunda bir programa rastlanmıyor. Adından anlaşılacağı gibi, salık-bataklık anlamında gelen Zongalık, neden bu dere yatağına kurulmuş? Neden Fransızlar derenin dökülen deniz kısmına iki mendirek yerleştirip liman inşâ etmişler? Asıl önemlisi neden emek konusunda istihdam arttıkça şehrin yayılması amaçlı bir projelendirme, bir çalışma yapılmamış? Zongalıktan, Zonguldak’a geçişte bir “ üst akıl” tutulması yaşanmış demek ki O kadar yaşanmış ki: Zonguldak merkezli çalışan işçi-madenci sayısı 60 bine çıkmasına rağmen “ üst akıl” denen olgu kendini gösterememiş. 60 bin işçi ile 30 yıl sonrasın düşünülememiş. Şehre madenci ve kömür sayesinde giren para; yönetici-klas kadronun önce burjuvalaşıp, sonra lümpenleşmesine neden olsa gerek. Değişen iktidarlarla birlikte hem görselde hem emek yoğun hayatta kalıcı bir mutluluk sağlanamamıştır. Dün acil ihtiyaçtı, bugün de acil ihtiyaç. Enerji dün dünyayı parmağında oynatıyordu, bugün de. Ancak; dün kıymetini bilenlerin, dünyayı ateşe attığı enerjiyi-maden kömürünü biz ısınmak için sobaya attık. Yerin yüzlerce metre derinliğinde, yer üstünde ki vatandaşını enerji dar boğazından kurtarmak için kanını-canını veren madencinin kıymeti harbîyesini anlamadan; çıkardığı kömürün ısınmak için sobalarda cayır cayır yaktık. Gelelim ki bugün ki genel manzaraya, bugün de farklı bir durum yok. Madenci sayısı 60 binde 10 bine düşmüş. Ancak, sektörel değişim neticesi kömürle ilgili endüstriyel yığılma yok. Bu kez “ bacasız sanayi üniversite”nin sayısal yığılma ve yayılması var. Nüfusun merkezde toplanıp her şeyi olumsuz etkilemesi giderek ağırlaşıyor. 5-10 yıl sonra Zonguldak-Kilimli-Kozlu çevresinde hayat daralacak. İnsan-araç-konut-yol- ticaret olarak nefes alınamayacak durum oluşacak. Üniversite burada yol gösteren bir “ Üst akıl” olması gerekirken, maalesef bunu yapmıyor. Üniversitenin işi varsa yoksa bina ve nüfus olarak yoğunluğunu arttırmak. Bunu ekonomik açıdan düşündüğümüz de “ şehre katkı” olarak yorumlayabilirsiniz. Ancak, şehre katkının neticesi sıkışan hayatın şehre dönüşümünü unutmamak gerek. Bu “ üst akıl” olarak sadece üniversiteyi görmek demek değil. Bürokrasinin, seçilmişlerinde bina-insan-araç artmasının yarattığı olumsuzluğu mutlaka görmesi şart. Görebilir mi? Bu güne kadar göremediği-görmediği için genelde bir umutsuzluk var. Umudu bir kişiye bağlamanın manası da yok. Geçenlerde Adnan Küçükvar” Umut Vali Çınar’da “ dedi. Sorunlar harman olmuş ne yapsın Vali Çınar? Düşünebiliyor musunuz Cumhuriyet döneminde bu yana şehre bir “ kent meydanı” veya bir “ kent parkı” yapılamamış. Sendikacısı varsa yoksa maaşa zam diyor, sendika kasasına para girecek ya? Tabela derneklerinin işi gücü reklamlar geçidi. En büyük icraatları basında resimlerin yer alması. Politikacının derdi “ parti sultasına şirin gözükmek” halka hizmet, demokrasi, insan hakları hak getire. Ticaret erbabı mı? Kaldırımı dükkânın uzantısı gören, müşterisinin yolda yürümesini engelleyen ticaret erbabı mı? Bir şey söyleyeyim mi böyle gelmiş böyle gidiyor. Şehir her geçen gün biraz daha sıkışıyor |
|||
Etiketler: SIKIŞAN, ZONGULDAK, |
|