Türkiye 30 yıldan beri şu terör belasından bir türlü kurtulamadı.
Gencecik askerlerimizi, polisimizi teröre şehit veriyoruz.
Bu kan artık dursun diyoruz.
Bu cinayetler son olsun istiyoruz.
Analar, babalar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın istiyoruz.
Terör nasıl bitecekse, nasıl bitirilecekse, hangi şekilde silahlar susacaksa çare bulunsun, yeter artık diyoruz.
Bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğini bozmak isteyenlere, vatanın bölünmez bütünlüğüne göz dikenlere fırsat verilmesin.
Adı her ne olursa olsun, çözüm süreci mi, çözümleme süreci mi, müzakere mi, mücadele mi her ne olursa olsun bu vatan için bu işi çözün artık.
İnsanların psikolojisi tavan yaptı, her gün yeni bir şehit haberi ile karşılaşıyoruz.
Artık televizyonlarda şehit haberi izlemek istemiyoruz.
* * *
Son bir ay içerisinde kaç can gitti.
Hakkari Dağlıca’da, Iğdır’da, Hatay’da, Mardin’de daha hangi ilden şehit haberi gelecek.
Karadeniz, Ege, Akdeniz, İç Anadolu gibi Doğu ve Güneydoğu’da bizim topraklarımız.
Bu vatanın toprakları. Bu topraklardan bir karış bile böldürmeyeceğiz, bölmek isteyenlere de fırsat vermeyiz.
Türk halkı tarih boyunca ne badireler atlattı. Kurtuluş savaşı, Çanakkale savaşı, Sakarya savaşı, Kıbrıs ve diğerleri hepsinden de Türk insanı galip çıkmıştır. Bu terör belasından da galip çıkacaktır.
* * *
Son terör olaylarından sonra Türkiye ayağa kalktı.
Tek yumruk olduk, teröre lanet yağdırdık.
Tepkiler çığ gibi büyüdü.
Çocuklar bisikletleriyle tepki gösterdiler. Öğrenciler, gençler, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, taksiciler, dolmuşçular, kamyoncular 7’den 70’e herkes sokaklara çıkıp terörü protesto etti, lanet yağdırdılar. Bu toprakların asla ve asla bölünmesini istemediklerini haykırdılar.
* * *
Şimdi burada siyasi iktidara düşen görev;
Terörle etkin bir mücadele yöntemi geliştirmeli. Bu yöntem masa başında denendi olmadı. Birileri “Çözüm süreci”ni baltalamaya çalıştı. Birileri iç ve dış güçlerin oyununa geldi, “iyi niyetli çabaları” sonuçsuz bırakmaya çalıştı.
Şimdi öyle olmamalı.
Artık bu işin başka yolu yok.
Terör ya bitmeli, ya bitmeli.
Siyasi erk, terörle mücadele ederken, bir şey daha yapmalı.
Burada, iktidarından muhalefetine her siyasi parti açıklamalarına çok ama çok dikkat etmeli. Halkı galeyana getirecek sözlerden kaçınılmalı.
Halkı sağduyuya davet ederek, sükûnete davet etmeli.
Bugün sokaklarda yürüyorlar, terörü protesto ediyorlar ama en ufak bir kıvılcımda hiç de istemediğimiz sonuçlar ortaya çıkabilir.
O nedenledir ki;
Bir yandan terörle mücadele ederken, bir yandan da Türkiye’nin huzuru için de mücadele edilmelidir.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Ana muhalefet Partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli, STK’lar ve hatta medya bile bu konuda hassasiyetlerini göstermelidir.
** *
1 KASIM SEÇİM SÜRECİNE DİKKAT!
1 Kasım tarihinde erken genel seçim yapılacak. Şimdilik siyasi partiler aday adaylarını belirlemi sürecine girdiler. 18 Eylül’de aday listelerini YSK’ya verecekler, YSK ise 28 Eylül’de kesin listeyi açıklayacak.
Bu süreden sonraki süreçte, liderler seçim meydanlarına çıkacak, televizyon ekranlarından konuşacaklar.
Bu seçim 7 Haziran öncesindeki gibi olmamalı.
7 Haziran seçimleri öncesinde, siyasi parti liderleri “toplumu geren” konuşmalar yapmıştı.
Bu dönemin hassasiyeti daha fazla. Onun için ki, 1 Kasım seçimleri 7 Haziran seçimleri gibi olmamalı.
Liderler “sağduyulu” bir şekilde birbirlerine kırıcı sözler yerine “sükûneti sağlayıcı” ve yapacak oldukları projeleri anlatmalıdır.
1 Kasım seçimlerinde kim kazanırsa kazansın, Türkiye’nin kazanması en büyük beklentimizdir.
|