İki yıldan beri devam eden Pandemi, ardından başlayan ekonomik krize rağmen siyaset kendi mecrasında devam ediyor.

Pandemi sonrasında başlayan durağan dönem sonrası iktidar ve muhalefet partileri havaların da ısınması ile siyaseti de ısıtmaya başladılar.

Pandemi ve ekonomik kriz olmasaydı, belki de bu yılın Kasım veya Aralık ayında “erken seçim” olacağı konuşuluyordu.

Muhalefet de AK Parti ve ortağı MHP’yi “erken seçime zorlayıcı” açıklamalar yapmış ve “Türkiye’nin ekonomik ve siyasi sıkıntılardan kurtulması için erken seçime gidilmesi gerektiğini” anlatıyor, seçimin “sebepleri ve nedenleri” konusunda da hem iktidarı, hem de halkı ikna etmeye çalışıyordu.

İktidar partisi AK Parti ve ortağı MHP kanadından seçimle ilgili net bir tavır ortaya konmazken, muhalefet tarafı “çarşı, pazar geziyor artan fiyatların çok arttığını, alım gücünün çok düştüğünü” gerekçe olarak gösteriyorlar.

Birkaç ay öncesine kadar; 2022 yılının son aylarına doğru erken seçim beklentisi hasıl olurken, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması ve bu savaşın da halen devam etmesi bu beklentiyi birkaç ay ertelemiş oldu.

Bir taraftan Pandemi, diğer taraftan Rusya ile Ukrayna savaşı birçok ülkeyi olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik dengeleri alt üst etti.

Elektrik, Doğalgaz, akaryakıt, altın, tüm gıda ve tüm ürünlerin yüzde 100’lere varan oranlarda zam görmesi de, iktidar tarafından bu erken seçimin ertelenmesine sebep olarak da gösteriliyor.

Muhalefet bir taraftan ekonomik krizi gösterip, erken seçime zorlarken, hükümet tarafı seçimin sıkıntıda olacağını varsayarak ki; yapılan tüm anketler de bunu gösteriyor, artık AK Parti’nin daha önceki oy oranlarına ulaşamayacağı, MHP’nin de yüzde 7’nin bile altında seyretmesi erken seçimin ertelenmesine en büyük sebep.

Muhalefet kanadına gelince;

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu ittifak da iktidarın tekerine taş koyarken, yapılacak erken, ya da normal bir “seçimin bıçak sırtı” olduğu, yapılan tüm anketlerde de bu doğrultuda eğilim çıkması iktidar ve ortağı MHP’nin en azından zaman kazanma adına hamleler yapması ve bu hamlenin de Temmuz ayında açıklanması beklenen emekli, memur zamlarına endeksli olduğu gerçeği unutulmamalı.

Siyasetin iktidar kanadı erken seçimi konuşmasa da, muhalefet partileri her gün, her toplantıda, her televizyon konuşmalarında seçimi dillendiriyor, hükümeti “ekonomiden vurarak” eleştiri oklarını “ekonomiye doğru hedefleyip puan kazanma” hesapları da yapıyorken, hükümet tarafı da aslında “nerede yanlış yaptıklarını biliyor” olsalar da, Temmuz ayına kadar süreci idare edip, “Temmuz’da kesenin ağzını açıp, bir taraftan ekonomiyi unutturup, bir taraftan ekonomik normalleşmenin adımını” da atmak için çareler arıyor.

Aslında Rusya ile Ukrayna savaşı olmasaydı, her şey çok daha güzel olacaktı ama bu savaş hem Avrupa ülkelerinin, hem de Türkiye’nin elini kolunu bağladı diyebiliriz.

Bu savaşın Türkiye’ye olumsuz yansıması, Türkiye’yi ekonomik yönden etkisiz bir duruma getirmesi bakımından Türkiye açısından hiç de iyi olmadı.

Bu savaşın diğer ülkelerde fazla hissedilmese bile Türkiye’ye yansıması çok kötü oldu.

Elektrik, Doğalgaz, akaryakıt, Ayçiçek yağı, buğday gibi asıl gereksinimlerimizi bu iki ülkeden ithal ettiğimiz için bu savaş Türkiye’yi çok daha fazla etkilemiş oldu.

Bu savaşın nereye varacağını henüz kimse kestiremiyor ve bilemiyor.

***

Bu yılın sonu veya 2023’de yapılacak bir genel seçimin sonucunu tahmin etmek zor da değil aslında.

Yaşanan bu gelişmelerden, “ekonomik göstergelerin seyri” bakımından iktidar partisi oldukça puan kaybettiği tüm anket firmaları tarafından açıkça beyan ediliyor.

Yüzde 10 bandını bulamayacağı belli olan MHP’ye seçim barajının yüzde 7’ye düşmesi bile yaramayacağı konuşulurken, 6’lı ittifaktan bazı partiler tek başlarına seçime gideceklerini deklare etmiş olmaları, onların da nerede ise iktidarı belirleyecek “kararsız seçmeni etkileme” anlamında kampanyalar yürüttüklerini biliyoruz.

Şu an 6’lı ittifak içerisinde CHP ve İYİ Parti baraj konusunda çok rahat görünüyor.

Ya diğerleri; Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi bunlar da 4’lü ittifak oluşturabilir ve barajı geçme ihtimalleri olabilir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 6’lı ittifak dağılmıyor Millet İttifakının adayını destekleyeceklerini deklare ediyorlar ama milletvekilliği seçiminde ayrışma olabilir gibi görünüyor.

Her halükarda erken, ya da zamanında yapılacak genel seçimi yine “ekonomi” ve “kararsız seçmenler” ile “ilk kez oy kullanacak 18 yaş grubu” dediğimiz gençler seçimin kaderini belirleyecekler.

Bu seçim elbette tüm partiler açısından bakıldığında ne iktidar tarafı, ne de muhalefet tarafı açısından rahat bir seçim olmayacağı kesin gibi görünüyor.

Şimdiden seçimi konuşmak, tavır belirlemek, ya da bu seçimi kimin kazanacağı yönünde tahmin yürütmek oldukça zor.

Temmuz ayını beklemek lazım.

Hükümet kanadı bakalım Temmuz ayında ekonomik bakımdan ne açıklayacak, enflasyon düşecek mi, daha da mı çıkacak? İşçi, memur, emekliye ne verecek.

Hepsini Temmuz ayında göreceğiz.