|
|||
![]() |
SİYASET VE PAHALILIK | ||
Arife GÜLERYÜZ | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Dünyanın pek çok ülkesi son iki yılı Pandemi ve Pandemi’den en az zararla nasıl çıkılırın hesapları ile geçiştirdi. Biliniyor ki; bu salgın hastalık tüm ülkeleri olduğu gibi Türkiye’yi de ekonomik ve sosyal anlamda derinden sarstı. Dengeler alt üst oldu. Piyasalar belirsiz bir hal aldı. Bugün aldığın bir ürünü yarın aynı fiyattan alamıyorsun. Döviz fırladı, altın Bin TL sınırına dayandı, benzin 22 TL’yi geçti, elektrik, doğalgaz gibi temel gereksinimler tarihin en yüksek oranlarını gördü. Dolayısı ile temel girdiler arttıkça iğneden, ipliğe her ürün yüzde 200-300 dolayında zamlandı. Çalışan, çalışmayan herkesin alım gücü de oldukça düşünce, cüzdanlar boşaldı. Hal böyle olunca da; Pandemi ile birlikte bu kez siyasetçiler sahneye çıktı. Siyasi partiler bu olumsuz süreçte; iktidarın yanlış politikaları da buna müsaade edince iktidarı erken seçime zorlamaya başladılar. MHP destekli, AK Parti ile 6’lı ittifak olarak oluşturulan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Doğru Yol Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi cephesinde de yeni yeni oluşumlar kendi aralarında ittifak arayışları ve bu Cumhurbaşkanı adayının bu oluşumun içinden mi, yoksa dışarıdan yine bu oluşumun desteklediği birinin mi aday gösterileceği tartışmaları günlerce sürerken, siyasetin muhalefet tarafı bir taraftan ittifaklarını sağlamlaştırma, diğer taraftan da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi “artan hayat pahalılığı” ile eleştirerek, puan kazanmaya çalışıyor. Evet gerçekten de, hayat artık çok pahalı. Ancak siyaset de artık eskisi gibi ucuz değil. İktidarın bu süreçteki olumsuz tablosunu, kendi adlarına değerlendirmek isteyen muhalefet tarafı da ortaya proje koyması gerekiyor. Muhalefet kanadı; bu hayat pahalılığını, çalışanların maaşlarındaki artışı, iç ve dış politika gibi konuları da projeleri ile birlikte anlatması gerekiyor. Herkes de biliyor ki; artan fiyatlar karşısında çarşı-pazar yanıyor, etiketler cep yakıyor. Marketlere zaten giremiyorsun. Böylesi bir süreçte 2023 seçimlerine iddialı olduklarını söyleyen muhalefet tarafı, özellikle ekonomi konusundaki plan ve projelerini anlatarak, hayat pahalılığını nasıl çözeceklerini, insanların yaşam kalitesini nasıl artıracaklarına yönelik ne düşündüklerini de söylemeleri gerekiyor. Böylesi bir hassas süreçte insanlara psikolojik destek verilmeli. Özellikle de ekonomi konusunda vatandaşı ikna edecek projeler geliştirilmeli. Elbette siyasetçiler siyasetini yapacak, eskiden olduğu gibi “bol keseden atma alışkanlığına artık kimse inanmıyor”. Dolayısı ile 2023 seçimleri her siyasi parti açısından çok ama çok önemli. Hele ki, ilk kez oy kullanacak seçmen kitlesi var ki, bir de onları ikna etme gibi zor bir süreç yaşayacak siyasi partiler. İlk kez oy kullanacak 18 yaş grubu gençler televizyon izlemiyor, gazete okumuyor, siyasetten uzak görünseler de onların da fikirleri, düşüncelerini dinlemek gerekiyor. Onlar takım tutar gibi siyasi parti tutmuyor. Onlara “gençtir ikna ederiz” mantığı ile yaklaşılırsa bu düşüncelerinizde yanılırsınız. Onlar; orta yaş ve yaşlı kesim gibi düşünmüyor. Onlar gerçekten de siyasetten uzak görünseler de, siyaseti çok iyi algılayabiliyor, değerlendirebiliyorlar. Gerçekten de, 2022’nin Kasım veya Aralık ayında ya bir erken genel seçim, ya da zamanında yani 2023’deki genel seçim her siyasi parti için adeta bıçak sırtı. Öncelikle ilk defa oy kullanacak gençlerin ikna edilmesi gerekiyor. Hele ki, bu iki yıldır dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz her kesimi etkiledi. Artık hiç kimse eskiden olduğu gibi “ben şu partiye oy vereceğim” diyemiyor. Çünkü yaşanan gerçekleri herkes görüyor. Eskiden seçim sonuçlarını “pazar filesi, tencere-tava” belirliyordu. 20 yıl sonra yine seçimlerin sonucunu “tencere-tava ve çarşı-pazar” belirleyecek. |
|||
Etiketler: , SİYASET, VE, PAHALILIK, , |
|