Zonguldak’ın önemli sorunlarından sadece bir kaçı.
İşsizlik, trafik ve çevre kirliliği.
Bu üç sorun Zonguldak’ta yıllarca tartışılıyor.
Maden ve sanayi şehri olmasına rağmen Zonguldak’taki işsizlik Türkiye ortalamasının üzerinde. TTK, Erdemir, Eren ve Çates’in yanı sıra özel sektör ağırlıklı bir kent; “Emeğin Başkenti” olmaktan çıktı “emeklinin başkenti” oldu.
Çalışandan fazla emekli var, bir o kadar da işsiz var.
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt sistemi araştırmasını geçtiğimiz günlerde açıkladı. 2015 yılı itibariyle Zonguldak nüfusu 595.907 olarak saptandı.
İşsizlik ile birlikte, göç olgusu da artıyor, böyle giderse Zonguldak 5 olan Milletvekili sayısını 4’e düşürecek. Öncelikle AK Parti ve CHP’li Milletvekilleri birbirleri ile kavga etme yerine birlik olup, Zonguldak’taki işsizliğe çare bulup, yatırımları hızlandırıp göçü tersine döndürmelidir.
Aksi halde sonun başlangıcı hiç de iç açıcı görünmüyor.
Trafik sorunu;
Üç dağın arasına kurulmuş, cepheden de denizi gören bir şehir oluşmuş zamanında Zonguldak.
50 sene önce bu şehri yönetenler ufkunu geniş tutmamış, 50 sene sonrasının plan ve programını yapmamış, nüfusun artacağını, iş hacminin genişleyeceğini, araç sayısının artacağını öngörmemişler, şehrin önünü açmamışlar.
Zamanında 30 bin kişi olarak hesaplanan nüfus 100 bini aşınca, her 3 kişiye bir aracın düşeceğini de hesaplayamayınca şehrin trafik sirkülasyonu Gazipaşa Caddesi’ne sıkıştırılmış.
Bugün Zonguldak’ın en önemli sorunu olarak kabul edilen trafik sorunu 2008 yılında çevre yolunun açılmasıyla kısmen rahatlarken, her halükarda araç ve yaya trafiğinin yoğun olduğu Gazipaşa Caddesi’nden her gün onlarca Tır, Kamyon, minibüs, yüzlerce otomobil şehir merkezinden geçiş yaparak gün içerisinde trafik sıkışıklığı da yaratıyor. Çevre yolu kısmen tamamlansa da, şehrin bir diğer sorunu otoparkın yetersiz oluşu.
Zonguldak şehir merkezinde 7-8 katlı bir otopark yapılmamış olması şehrin ana arterlerine gelişi güzel bırakılan araçlar da şehrin önünü tıkayan sebeplerden sayılıyor.
Trafik sorunu; Mithatpaşa tüneli, Üzülmez 1 ve 2 tünelleri ile rahatlayacağı söyleniyor. Ancak, yine de tam olarak rahatlayacağını, trafik sorununa çözüm olamayacağı kesin. Şehrin önünü açmak için çok katlı otopark yapılmadığı müddetçe bu trafik açmazı devam edecek.
Zonguldak’ın bir diğer önemli sorunu olan çevre ve hava kirliliği.
Önce hava kirliliğini ele alırsak;
Zonguldak’ta son bir yıla kadar kalorifer ve soba bacalarından kömür dumanları yükseliyordu.
Doğalgaz bazı mahallerde kullanılmaya başlandı. Özellikle Site, Bahçelievler mahallelerinde yoğunlaşan hava kirliliği doğalgaz ile birlikte kısmen de olsa hava kirliliği giderilmiş oldu. Doğalgazın verilmediği mahalle sayısı da çok fazla. Bu mahalleler henüz doğalgaza kavuşamadı. Bu mahalleler halen kalorifer veya soba yaktıkları için havamız yine de Türkiye’deki havası kirli illerin başında geliyor.
Zonguldak’ın havası kirli de, çevresi çok mu temiz? Hayır.
Yıllar önce çöpler Zonguldak-Kozlu arasında denize dökülüyordu.
Dönemin Belediye Başkanı Secaattin Gonca ısrar ve kararlılık göstererek, çöp döküm alanını buradan kaldırdı. Sapça Aydınyayla mevkiinde bir alan bulundu, bur kaç yıldan beri de bu alana dökülüyor çöpler. Zonguldak metropolitene bağlı Belediyeler de bu alana çöp döküyordu.
Zonguldak Özel İdare ve Belediyeler Çevre Altyapı Temel Hizmetler Birliği’nin üyesi belediyeler bu alana çöplerini dökecekti.
Bazı Belediyeler buna uydu, bazıları uymamakla ısrar edince, ortaya kötü sonuçlar çıkmış oldu.
Özellikle de;
Kilimli, Çatalağzı ve Muslu Belediyeleri.
Bu 3 Belediye Zonguldak Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün yakın takibi, gazetelerinin de haberlerini de göz önüne alarak Kilimli ve Çatalağzı belediyeleri Alacaağzı’na, Muslu Belediyesi ise kendi birimi olan itfaiye istasyonu alanına çöp döktükleri tespit edilerek para cezasına çarptırıldılar.
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü bu 3 Belediye’ye para cezası uygularken de “vahşi depolama” yaptıkları ifade ediliyor.
Çevre Müdürlüğü ceza işlemi ile ilgili, “İl Müdürlüğümüzce; 10/02/2016 tarihinde yapılan denetimde; evsel nitelikli katı atıkların; Kilimli ve Çatalağzı Belediyelerince Kilimli sahilinde bulunan Alacaağzı Mevkiine; Muslu Belediyesince de Muslu sınırları içerisinde kalan İtfaiye İstasyonu alanında vahşi depolamasının yapıldığı tespit edilmiştir. 2872 sayılı Çevre Kanununun 20’nci maddesi (r) bendinde; "Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere idarî para cezası verilir." hükmü gereğince mevzuat yükümlülüklerini yerine getirmeyen Kilimli, Çatalağzı ve Muslu Belediye Başkanlıklarına 2872 sayılı Çevre Kanunu ve Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri uyarınca gerekli işlemler başlatılmıştır” diyor.
Şimdi;
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün “vahşi depolama” yaptıkları tespit edilen bu 3 belediye hem para cezası ödeyecekler, hem de özellikle de çevreci olarak bildiğimiz, çevre konusunda hassas olduğunu eylemlerde gösteren Çatalağzı Belediye Başkanı bu “vahşi depolama” ya ne diyecek. Sessiz kalıp cezayı mı ödeyecek, yoksa “çevreye verdiğim zarardan ve vahşi depolama yaptığımdan dolayı özür dilerim” mi diyecek.
Aynı şekilde Muslu ve Kilimli Belediyeleri de ne cevap verecekler?
***
ULUPINAR-UYSAL POLEMİĞİ
AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, yine AK Parti’den Ereğli Belediye Başkanlığı’na seçilen Hüseyin Uysal arasında küçük bir “ağız dalaşı” yaşanmış.
Bu polemiğin içeriğini Özcan Ulupınar anlatmış, incir çekirdeğini bile doldurmayacak cinsten. Hüseyin Uysal Ankara’ya Meclis’e gidiyor, kapıda bekletilmiş bir süre içeri alınmamış. Bunun stresi ile Özcan Ulupınar’ın odasında sinirlerine hakim olamamış olacak ki, küçük bir tartışma olmuş. Hüseyin Uysal Meclis’e giderken yanına 2 de gazeteci getirmiş. Bu gazeteciler de olayı büyütmüş, Ereğli’ye gelmişler, bunu haber yapmışlar.
Belediye Başkanı Hüseyin Uysal bu haberler yapılırken kontrol etmemiş mi? Her ikisi de aynı partiden değil mi. Dememiş mi o gazetecilere, “arkadaşlar böyle bir olay oldu, bu olayı büyütmenin manası yok, kol kırılır yen içinde kalır, partimize zarar verir” diyemez miydi?
AK Parti’de çok kavgalar ediliyor ama bu zamana kadar hiç biri dışarı sızmıyordu, bu olay iletişim hatasından mı kaynaklanıyor.
|