|
|||
![]() |
TROLCÜ VURGUNU" | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Havalar soğudu- mevsimi de geldi bol ve ucuz hamsi yiyeceğiz derken- maalesef ki küçük boy 15- büyük boy 30 TL olarak iki boyutlu ve iki farklı fiyatlı hamsiye mahkum olduk. Karadeniz şehri olmamıza ve bize en yakın Akçakoca ve Zonguldak açıklarında avlanmasına rağmen yine maalesef diyorum ucuz balık yiyemiyoruz. Sebebi şöyle özetleniyor; Büyük gırgır motorları denizlerdeki küçük boy hamsileri yani yasaya göre; en küçüğü 9 santim olması gerekirken maalesef 9 santimden de çok küçük hamsileri yakalayıp bunları ya piyasaya sürüyor- ya da fabrikalara yem olarak sattıklarını duyuyoruz. En küçüğü 9 santim olması gereken hamsiler 15 TL- onun yukarısındakiler de 25!30 TL’den satılıyordu. Yakalanan 9 santim ve düşük boydaki hamsilerin yakalanıp ya piyasaya sürülmesi- ya da fabrikalara satıldığını duyan Gıda- Tarım ve Orman Bakanlığı acil bir genelge yayımlayarak- 10 süre ile hamsi avlanmasını yasaklamıştı. Bu süre sonunda bakacağız hangi boyutta hamsi yakalanmış. Hamsiler büyümüş mü- büyümemiş mi öğreneceğiz birkaç gün sonra. Denizlerdeki balık türlerinin yok olmasına sebebiyet veren trolcüler yakalanıyor- yakalanmasına da bunlara caydırıcı cezalar veriliyor mu? Bakanlık “veriliyor” diyor ama denizlerdeki küçük balıkları adeta katleden trolcüler yine de bildiklerini okuyor gibi geliyor. Denizlerde etkin denetimler yapılıyor- Sahil Güvenlik görevlileri sıkça denetim de yapıyorlar ama dışarıdan gelen büyük gırgır motorları nasıl yapıyorlarsa- tutulmaması gereken küçük boyuttaki balıkları adeta katlediyorlar. Peki ne yapılması lazım" Avlanması yasak olan küçük boy balık avlayanlara sadece para cezası da yeterli değil gibi görünüyor. Denizin diplerindeki küçük ve avlanması yasak balık avlayanlara karşı daha da etkin mücadele edilmesi gerekiyor. Sadece para cezası yetmeyebilir. O balıkları tutan gırgırların da aynı araç trafik cezaları gibi motorların bağlanmaları gibi daha etkin cezalar uygulanmalıdır aslında. Doğamız kurudu bari denizlerimiz kurumasın. Daha etkin ve etkili yöntemler bulunmalı- tutulmaması gereken balık türlerini avlayan balıkçıların tekneleri belirli bir süreliğine bağlanarak- avlanması yasak balıkların önüne de geçilmiş olacağı düşüncesindeyim. Denizlerimiz kurumadan- balık türleri yok olmadan daha etkin mücadele yapılması gerektiğini düşünüyorum. *** ZONGULDAK HER ŞEYE RAĞMEN TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL ŞEHRİDİR Yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile doğası- denizi- güneşi ile bir başkadır Zonguldak. Belki de dünyanın hiçbir şehrinde olmayan güzellikleri olan Zonguldak birçok vilayete göre en avantajlı bir şehir. Yer altı ve yer üstü zenginlikleri var. Deniz- hava- kara ve deniz yolu bağlantıları da var. Ön tarafı deniz- arka tarafı dağlık alan içine kurulmuş bir şehir olmasına rağmen bağrından 2 ilçeyi il yapan da bir şehir. Bu zamana kadar binlerce göç verse de- yine de kendi ayakları üzerinde durmasını bilen bir şehir. Bir zamanlar Avrupa’nın en bük Kamu İktisadi Kuruluşu(KİT) olan Türkiye Taşkömürleri Kurumu’nun varlığı- bu kurumda çalışan binlerce işçinin ekonomiye kazandırdığı değerler sayesinde gelişen bir şehir olan Zonguldak ne yazık ki geçmiş siyasetçilerin el birliği ile bu şehri küçültme operasyonları ile daralttılar. Her anlamda varlık içinde olan bu şehir ne yazık ki- varlık içinde yokluk çekercesine adeta yıllarca kendi kaderine terk edilmişti. Yıllarca bir çivi dahi çakılmayan Zonguldak yeni yeni kıpırdanmaya- yatırım anlamında gelişmeye başladı. TTK var diye alternatif sektörlerin düşünülmediği Zonguldak başta üniversitenin gelişimi- öğrenci kapasitesinin artırılması ile başlayan süreçte diğer sektörlerde de gelişim görülmeye başlandı. Başta kimsenin “bir çivi dahi çakılamaz” dediği Filyos projesi adım adım ilerliyor. Buna paralel olarak Enerji yatırımları- doğalgaz keşfi ile devam eden süreç ileriki günler Zonguldak için umut olmaya devam ediyor. Zonguldak!Devrek- Zonguldak!Ereğli yolları Ankara ve İstanbul bağlantıları- hava yolu da tam anlamı ile işler hale gelirse bu güzelim şehir inanıyorum ki- turizm şehri olmaya namzet bir şehir olacak. Bir zamanlar “emekçinin başkenti” olan Zonguldak yıllar içinde maalesef “emeklinin başkenti” unvanına kavuştu. İnşallah Filyos Projesi başta olmak üzere diğer yatırımlar da tamamlandığında- Zonguldak yine eskiden olduğu gibi “göç veren” değil- “göç alan” bir şehir olacağı umudunu taşıyorum. Zonguldak’ın gelişmesi- kalkınması elbette siyasi iradenin ve kurumların çalışma performansına bağlı. Bu şehir her şeyin en güzeline layık bir şehir. Geçmişte TTK’nın güçlü olduğu dönemlerde- Erdemir ve sanayicilerin katkıları ile vergi sıralamasında ilk 10’lardaydı. Yeniden o eski gücüne- eski canlılığına kavuşunca yeniden ilk 10’un içinde olmasın. Zonguldak her şeye rağmen Türkiye’nin en güzel şehridir. Yeter ki- siyasi irade Zonguldak’ı gözden çıkarmasın- bu şehre yatırım yapsın. | |||
Etiketler: TROLCÜ, VURGUNU!, |
|