Türkiye Taşkömürleri Kurumu ile Amelebirliği bir bütün.
Etle tırnak gibidir, birbirinden ayrılması da düşünülemez.
Amelebirliği; taşkömürünün bulunmasının ardından ve kömürün de devlet eliyle çıkarılması ile Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün özel talimatı ile 1921’de kurulmuş, Türkiye’nin ilk ve tek sosyal yardım kuruluşu olarak bu güne kadar faaliyetlerine devam etmektedir.
Amelebirliği’nin kuruluş amacı;
Amelebirliği, kapsamında bulunan personele geçici iş göremezlik yardımı, tedavi yardımları, öğrenim, cenaze, defin, iş kazası yardımları ile ikraz yardımları yapmaktadır.
Amelebirliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı yönetim, işleyiş ve denetimi kendi yönetmeliğine göre yapılan, idari ve mali açıdan özerk tüzel kişiliğe sahip bir sosyal güvenlik kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor.
Bu kuruluş 1921’den bu tarafa yani 95 yıllık tarihi bir misyonu, vizyonu olan bir sosyal yardım kuruluşudur.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın, TTK Karadon Müessesesi’nin özelleştirilmesi konusunda kurumdan Karadon’un envanterini istemesi ile başlayan süreçte, Amelebirliği’nin de akıbetinin ne olacağı açıkça dillendirilmese de “düşünülen” bir durumdu.
Dolayısıyla, TTK özelleşir ise, (AK Parti Zonguldak milletvekilleri TTK’nın özelleştirilecek kurumlar arasından çıkarıldığını söylemişlerdi) Amelebirliği’nin de kendi başının çaresine bakması veya özelleştirilecek kurumlar arasına girmesi mümkün olacaktı.
Geçtiğimiz günlerde, yerel gazetelerde böyle bir durumun söz konusu olabileceği konusu haber olmuştu.
Amelebirliği’nin geleceği TTK’nın durumuna bağlı.
Şimdilik, “TTK listeden çıkarıldı” denilse de, zarar eden bir KİT konumundaki bu kurumun geleceği her zaman tartışmaya açık, siyasi iktidarların ilk ele alacağı bir kurum olmaktan bir türlü çıkamayacak gibi görünüyor.
TTK’daki işçi sayısı bugün 10 binin altına düşmüş durumda. Dolayısıyla da Amelebirliği’nin üye sayısı da 10 binin altında.
Amelebirliği, TTK’daki işçi sayısı 30-40 binlerde iken, işçilerden kesilen üye aidatlarını bankalarda biriktiriyordu.
Yatırım yapmıyordu.
Sadece Ankara konuk evi ve Nizam Caddesi üzerindeki eski hizmet binası ile burada faaliyet gösteren esnaflardan kira alıyordu.
Başkanlığa getirilen Osman Balamir TTK’nın geleceğini görmüş olmalı ki, yeni yapılanmalara giderek, Amelebirliği’ne yeni gelir kaynakları aramaya başlamıştı.
Üye sayısı da azalan Amelebirliği’ne gelir kaynakları yaratmak için ne yapılması gerekiyordu.
Öncelikle, bu kurumun gayrimenkullerinin değerlendirilmesi için Ankara Konuk evi ile Nizam Caddesi üzerindeki 6 katlı binanın gelir getirici hale getirilmesi için düğmeye basıldı.
Garanti gelir getiren öğrenci yurdu yapımı daha mantıklı bulunmuş, tarihi bina yıkılarak, kız öğrenci yurdu inşaatı başlayacak.
TTK’nın sürekli özelleştirilmesi gündeme getirilen kurumlar arasında gösterilmesi, Atatürk’ün talimatıyla kurulan 95 yıllık bir sosyal yardım kuruluşunun da geleceği açısından düşünülmesi gereken bir durum.
TTK zarar ederken, Amelebirliği’nin de bankalarda biriken 80-100 milyon lirasını yatırıma dönüştürmek gerekirdi.
Bu yatırım da en akılcı iş, garanti gelir kaynağı olan öğrenci yurdu yapılmasıydı. 125 odalı modern bir kız öğrenci yurdu yapılarak, kuruma önemli bir gelir sağlanmış da olacak.
Böylece Amelebirliği varlığını da devam ettirecek.
TTK bugün özelleştirilecek kurumlar arasından çıkarılsa da, yarın ne olacağına kimse garanti veremiyor.
Çünkü TTK üzerinden yıllardır çokça oyunlar oynanıyor, yarın başka oyunların oynanmayacağını kimse bilemiyor.
TTK özelleştirilmemesi gereken bir kurum, stratejik öneme sahip ve Türkiye’nin ağır sanayisine katkı veren önemli bir kurum.
Bunu defalarca yazdık, söyledik.
Yine söylüyoruz, “TTK özelleştirilmemeli”, TTK rantabl hale getirilip, işçi alınarak üretim yapması sağlanmalıdır.
Taşkömürü bu bölgede var diye TTK kuruldu, TTK kuruldu diye Ereğli ve Karabük’te demir çelik fabrikaları kuruldu, demir çelikler kuruldu diye demiryolları ağı örüldü.
TTK, demir çelik fabrikaları, demiryolları, liman, denizyolları ve Amelebirliği hepsi birbiri ile bağlantılı.
Zonguldak’ta taşkömürü ve TTK var diye de, Türkiye’nin Doğu’sundan, Batı’sından, Güney’inden, Kuzeyi’nden, 7 bölgeden insanlar buraya TTK’ya işe girebilmek için göç etmişler.
Bu memleket küçük bir Türkiye mozaiği olarak da değerlendirebiliriz.
Her ne kadar 20 yıl öncesine kadar Türkiye’nin dört bir yanından insanlar bu şehre iş bulmak için gelseler de, 5 Nisan 1994 kararlarından sonra Re’sen emeklilik uygulaması ile kurumdan emekli edilenler bu şehirden göç etseler de, TTK’ya ve Zonguldak’a yapılacak yeni yatırımlarla bu şehir yine cazibe merkezi olabilecek kapasiteye sahip bir şehir olma özelliğini taşıyor.
Çünkü Türkiye Taşkömürleri Kurumu Zonguldak ve Türkiye’nin olmazsa olmazı olduğu kadar, Amelebirliği de buna bağlı olarak Zonguldak için ayrı bir öneme sahip bir kurumdur.
|