|
|||
![]() |
TÜRKİYE’Yİ VE ZONGULDAK’I KURBAN ETMEYELİM | ||
Turhan ORAL | |||
turhanoral@hotmail.com | |||
Türkiye’de gündemin saatlik değiştiği bir sürece girdik. Değişmeyen gündem ekonomi gibi görünse de, döviz ve altın fiyatları ile borsa endeksi gibi ekonomik göstergeler anlık değiştiği için öncelikle onlar takip ediliyor. Çiftçi, esnaf, sanayici temsilcilerinin açıklamaları, bir işsizin açıklaması gündem olabiliyor. Önde gelen siyasi aktörlerin yaptığı açıklamalar da saatlik olarak izleniyor. Toplum olarak seçim beklentisine girdiğimiz için, artık gündemimizi sadece devlet ve hükümet adına konuşanlar belirlemiyor. Önde gelen muhalefet liderleri ve kanaat önderlerinin açıklamaları da gündem olabiliyor. Göçmen sorunu da Türkiye’nin dört bir yanında har an gündem olabilecek bir potansiyele ulaştı. *** Bugün 21 Haziran, Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluşunun (1921) 101’inci yıldönümü, Uzun Mehmet’in kömürü buluşunun (1829) 193’üncü yıldönümü. Zonguldak’ta uzun zamandır bu iki gün birlikte kutlanıyor. Doğrusu da bu. Zonguldak’ta kömür olmasa işgal de yaşamazdı. Fransızlar, işgal sebebini bölgedeki şirketlerini güvence altına almak olarak açıklamıştı. Fransız askerleri 1921 de gitti, ama bölgeden Fransız şirketini ve diğerlerini göndermek 1937-40 yıllarını, ülkemizin ekonomik ve siyasi olarak güç kazandığı yılları buldu. Yani bölgemizdeki 193 yıllık ekonomik işgal son buldu. *** 193 yıl boyunca büyük acılar yaşayan Zonguldak bölge insanları, özellikle 1950 sonrasında ülkemizi ekonomik olarak yeniden işgal planları yapan emperyalist devletlere ve onların şirketlerine karşı direnişini uzun yıllardır sürdürüyor. Maden işçileri önderliğinde 1990 ve 1994 yıllarında tarihi eylemler yapıldı,2000’li yıllarda dalga dalga gelen taşeronlaştırma ve özelleştirme girişimlerine karşı aynı anlayışla direnildi. Zonguldak dirense de ülke genelinde yeterince direniş gösterilmedi, yabancı şirketlerin ve onların etkin olduğu yerli ortaklı şirketlerin ekonomik işgali devasa boyutlara ulaştı. Bugün ürettiğinden çok tüketen ve doğal olarak dış borçları sürekli artan bir ülke olduk. Üretim ekonomisinin yerini rant ekonomisi aldı. Öncelik, ülke ekonomisi ve toplumun refahı olmaktan çıktı. Asıl amaç, yandaşın kazanması oldu. Türkiye ekonomik olarak önünü göremez hale geldi. *** Bozulan ekonomik tablo karşısında iktidarını korumanın yollarını arayan AKP ve MHP ittifakı, ekonomik, sosyal, siyasal alanda yeni düzenlemelerle seçim hazırlıklarına başladı. Sosyal medya düzenlemesi ve basın üzerinde kurulan baskılar, her türlü muhalefeti susturmanın adımlarıdır. Önümüzdeki günlerde bu baskılarının, muhalif siyasi partilere ve önde gelen siyasetçilere uzandığını göreceğiz. Kısa süre sonra, ekonomi adına yapılan hamlelerin ekonomi bilimiyle alakasının olmadığını, seçmeni aldatmaya dönük, gelecekte çok ağır bedelleri olan yanlışlar olduğunu anlatmaya çalışacağız. *** Zonguldak bölgemizi yakından ilgilendiren Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun almış olduğu karar ekonomi adına alınmış bir karar değildir. Tamamen günü kurtarma kararıdır.
EPDK 1 Nisan’da, Doğal gaz ve ithal kömür santralleri için megavatsaat başına 2 bin 500 lira olarak belirlediği destek rakamını diğer santraller yani yerli kömür ile elektrik üretimi yapan santraller için bin 200 lira olarak belirledi. Aslında bu düzenlemeyi yapacağını 17 Mart 2022 tarihli basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu. Orada özetle şöyle diyor; “Diğer bir deyişle aynı ürün için bazı kaynak türlerindeki santraller maliyetlerini dahi karşılayamazken başka kaynak türlerinde aşırı oranda kârlar oluşabilmektedir.
Bu durum sadece üreticiler açısından değil ister serbest piyasadan, isterse düzenlenen tarifeden enerji alsın bütün tüketicilerimize fiyat artışı riski olarak yansıyabilmektedir. Bu nedenle elektrik enerjisi fiyatlarının makul olmayan değerlere ulaşmasının önlenmesi, yaşanan kaynak maliyeti artışları nedeni ile üretim yapamayan santrallerin de arz güvenliğine katkısının sağlanması ve piyasanın sağlıklı ve kesintisiz işleyişinin sürdürülebilmesi için Kanunun verdiği yetki çerçevesinde Kurumumuzun alacağı önlemlerin usulü belirlenmiştir.…..serbest piyasa yapısını bozmadan ve piyasanın işleyişine müdahale etmeden Kurumumuzun Kanun’un cevaz verdiği ölçüde 6 aya kadar önlem alması sağlanacaktır.”
EPDK, Doğalgaz ve ithal kömür ile üretim yapan santralların üretimi durdurmaması, yani elektrik kesintisi yapmamaları için bu desteğe mecbur kaldıklarını, aynı fiyatı yerli kömür santrallarına da verirlerse kendilerinin elektriğe daha çok zam yapmak zorunda kalacaklarını ve dolayısıyla seçimleri kaybetme risklerinin artacağını söylemeye çalışıyor. Yerli ve milli olanlara, siz zarar etseniz de olur, diyor. Ya da siz 6 ay üretimi düşürseniz de olur, demek istiyor. Elektrik üretiminde doğalgaz ve ithal kömürle çalışanların payı yüksek olduğu için onlara ses çıkartamıyor. Türkiye’nin Rusya ile 2025, İran ile 2026 yılına kadar doğalgaz alım sözleşmeleri var. Yaz aylarında iç tüketim düşeceği için bu doğalgazın santrallarda tüketilmesi mecburiyeti de olabilir. Oysa daha kısa süre önce döviz sıkıntısını giderebilmek için EPDK yerli kömür ile çalışan santralları teşvik ediyor, onların elektriğine daha fazla ödeme yapıyorlardı. Doğru olan da buydu. Ama işin içine seçim hesabı girince işler tersine dönebiliyor. *** Koklaşabilir taşkömürü fiyatları dünya piyasasında 400 dolara dayanmışken, Türkiye’de sadece Zonguldak’ta bulunan taşkömürünü üretmek için Türkiye Taşkömürü Kurumuna işçi almayan ve özel sektörü teşvik etmeyen bir hükümetin ve ilgili bakanın hangi işi doğru yaptığını söyleyebilirsiniz. Milletvekilleri, siyasi kadrolar, sendikacılar, meslek odaları, kanaat önderleri kuzu kuzu otururken onların seçimlerde kendilerine zarar vermeyeceğinden emin olan reisler, abiler kendilerince en doğru kararları alıyor. Kurban Bayramı yaklaşıyor. Türkiye’yi ve Zonguldak’ı kurban etmeyelim. Zonguldak’ta kişiler, kurumlar gündemi değiştirebilecek güce sahiptir. |
|||
Etiketler: TÜRKİYE’Yİ, VE, ZONGULDAK’I, KURBAN, ETMEYELİM, |
|