|
|||
![]() |
USTAMI KAYBETTİM | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Gazeteciliğin en zor tarafı, en sevdiğin bir insanın ölüm haberini yazmak. Bir gazeteci her haberi yazar, her yorumu yapar da çok yakından tanıdığı birinin ölüm haberini yazmak gerçekten bir gazeteci için çok zordur. Benim gibi birçok gazeteci aynı duyguyu yaşar elbette. Ben de bir gazeteci olarak böylesine acılı bir haberi yazmak istemezdim ama maalesef duygularımı içime atarak, hem yazmak zorunda kalıyorum, hem de bir anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet; Cumartesi günü akşam saatlerinde bu acı haberi aldım. Önce inanamadım, teyit etmem gerekiyordu. Bu acı haberi benimle birlikte bu mesleği yapan ve halen gazeteci olan Ali Cinal’dan almıştım. Maalesef doğruydu. Benim bu mesleği 1975 yılından bu yana yerine getirmemi sağlayan, bana hem ağabeylik, hem ustam olan Adnan Çatar’ın ölüm haberi onu tanıyanları olduğundan daha fazla beni derinden etkilemişti. Ben Adnan Ağabey ile 1975’de tanışmıştım. Henüz 13 yaşındaydım. Ağabeyim beni Uzunmehmet Orta Okulu’na yazdırmış ama ben okula gitmiyordum. Mahallemdeki arkadaşlarım matbaada çalışıyordu. Bana da Adnan Çatar’ın Yurtspor Gazetesi’nde gazete dağıtıcısı olarak iş bulmuşlardı. Henüz 13 yaşında başladığım bu meslekte önce Yurtspor Gazetesi’ni abonelere dağıtıyordum. Gazete dağıtımı öğlene doğru bitirdikten sonra o zaman gazeteler bugünkü gibi değildi. Hurufatları kumpasa dizer saatler sonra bir gazete hazırlanır, o gazete basıldıktan sonra yeniden o harfler kasalara dağıtılır, ertesi gün yeni bir serüven başlardı. Ben bir yandan gazeteleri abonelere dağıtırken, dağıtım bittikten sonra da kumpasla muhabirlerin haberlerini dizmeyi öğrendim. O zamanki şartlar hem ağır, hem de meşakkatliydi. Rahmetli Adnan Çatar benim hem patronum, hem ustam, hem ağabeyimdi. Kendisi hem gazete çıkarıyor, hem de o zamanki adı ile EKİ Üzülmez bölgesinde çalışıyordu. Çok matrak, çok keyifli bir insandı. Onunla bir fiil 10 yıl çalıştım. O bana ne patronluk yaptı, ne ustalık. O bana ağabeylik yapmıştı. Onunla Zonguldakspor 1. Ligde iken İstanbul’a Fenerbahçe-Zonguldakspor ve Beşiktaş-Zonguldakspor maçlarına bile gitmiştik. Çok güzel bir insandı. Onunla 10 yıl boyunca çok güzel günlerimiz olmuştu. Şimdiki Uzun Çarşı’nın olduğu yerde eski bir bina vardı. O binada matbaamız vardı, Adnan ağabey her öğlen hamsi buğulaması yapardı. Onun o hamsi buğulamasını yemeyen yoktu sanırım. TTK’dan emekli olduktan sonra İzmit Gölcük’e yerleşti. 1999 depremi sonrasında yine İzmit Değirmendere’de yaşıyordu. Mutlu bir aile, çok da güzel bir sosyal yaşantısı vardı. Evine, ailesine, akraba ve arkadaşlarına karşı hiç kırıcı bir söz söylemiyordu. Hayata öyle güzel bir pencereden bakıyordu ki, 45 yıldan beri tanıyan biri olarak ben onun hiç üzgün, karamsar olduğunu görmedim. Hayata hep olumlu taraftan bakıyordu. Her Zonguldak’a geldiğinde ilk beni arıyordu ve sonra diğer onun tanıdığı gazetecileri arıyordu. Sık sık beni arıyor, Zonguldak’tan haberler alıyor özellikle de ilk önce Zonguldakspor’un durumunu soruyordu. Onunla en son geçtiğimiz Kurban bayramında ben Trabzon’da iken bayramını kutlamıştım. Bana bayram sonrası Zonguldak’a geleceğini söylemişti. “Zonguldak’a geldiğimde görüşürüz” diye sözleşmiştik onunla. Ama maalesef bayram sonrası onun ölüm haberini aklımın ucundan bile geçmiyordu. Maalesef Adnan Çatar ustamı, ağabeyimi kaybettim. Benim bugün bu mesleği yapmamı sağlayan, benim bu meslekten emekli olmama vesile olan değerli büyüğümü kaybettim. Sözün özü; Mekânın cennet olsun Adnan ustam. Ben hakkımı helal ettim, sen de hakkını helal et. Nurlar içinde uyu. |
|||
Etiketler: USTAMI, KAYBETTİM, |